Diyarbakır’da yaklaşık bir yıl öncesine kadar, bir taraftan çözüm sürecinin oluşturduğu huzur ortamı sayesinde kent turizminde olumlu gelişmeler yaşanırken, diğer taraftan uzun yıllar ilgisizlik ve ihmal sonucu harabeye dönüşen tarihi hanların ve evlerin restore edilmesi turizme ciddi bir ivme kazandırmıştı.
Kentte özellikle Diyarbakır’ın Osmanlılar tarafından alınmasından sonra üçüncü vali olan Sokullu Mehmet Paşa’nın oğlu Vezirzade Hasan Paşa tarafından 1572 ve 1575 yılları arasında yaptırılan Hasanpaşa Hanı’nın restore edilmesinin ardından, hanlarda ve eski evlerde restorasyon atağı başlatılmıştı.
Bunun ardından, gerek kamu kurumları gerek yerel yönetimler gerekse vatandaşlar tarafından tarihi yapılar restore edilerek, turizme açılmıştı.
Yakın tarihte Hasanpaşa Hanı’ndan sonra restore edilen Sülüklü Han, Sultanlar Konağı, İskenderpaşa Konağı, Diyarbakır Evi ve Cemil Paşa Konağı gibi tarihi yapılar, bir taraftan kent turizmin odak noktası olduğu gibi diğer taraftan da kenttin yeni sosyal yaşam alanları olmuştu. Bu durum, turizm ve kent imajının yanı sıra istihdama da büyük katkı sağlamıştı.
Ancak tarihi ilçede yaşanan bu olumlu gelişmeler, 7 Haziran seçimlerinden sonra terör örgütü PKK mensuplarının kazdığı hendek, kurduğu barikat ve tuzakladığı patlayıcılar nedeniyle sokağa çıkma yasağı ilan edilmesi ve şiddetli çatışmalar yaşanması yüzünden sona erdi.
Çözüm sürecinde yakaladığı canlılığını yitiren ilçede, vatandaşların ara sokaklara girmeye tedirgin olması büyük emeklerle restore edilen ve onlarca kişiye istihdam alanı sağlayan tarihi mekanları kapanma noktasına getirdi.
“Sur, hayalet bir şehre döndü”
Tarihi İskender Paşa Konağı’nın işletmecisi Abdülkadir Işıklı, iki yıldır burayı işlettiklerini ve Sur’un yaşanan bu olaylardan dolayı hayalet bir şehre döndüğünü ifade etti.
Sur’a gelen vatandaşların daha çok ana caddeleri tercih ettiğini kaydeden Işıklı, “Bu olaylardan dolayı insanlarda huzursuzluk, tedirginlik, korku olduğundan kimse Sur içini tercih etmiyor.
Olaylardan önce İstanbul’dan, Mardin’den, Bursa’dan turlar düzenleyip bu tarihi şehri görmeyi arzulayan insanlarla dolup taşan şehir, şu an hayalet bir şehir olmuş durumda. Biz esnaflar olarak çok zor durumdayız.
İskender Paşa Konağı ve benzeri bazı tarihi mekanlar ana cadde dışında olduğu için vatandaşlar pek tercih etmiyorlar.
Bu yüzden bu tür tarihi mekanlar boş kalmakta. Kiramızı bile karşılamayacak hale gelmişiz. 30 personelin çalıştığı bu yerler, şimdi 3-5 kişiyle yürütülen mekanlar haline geldi.
Bizler iş yapmadığımız halde bu tarihi mekanların kapalı olması içimize sinmedi. Zarar da olsa bu görselliğin ortaya çıkması için bir Diyarbakırlı olarak tarihimize sahip çıktığımızdan dolayı açık tutuyoruz. Halk bilsin ki bu mekanlar açıktır” dedi.
“İnsanlar ara sokaklara girmeye korkuyor”
Hürrem Sultan Konağı işletmecisi Yakup Akmaz, çatışmalı süreç boyunca kapalı olduklarını belirterek, işler kötü gittiği için kısıtlamalara gittiklerini ifade etti.
İşletmenin sadece kafe bölümünün açık olduğunu anlatan Akmaz, “İnsanlarımızın gelip bu tarihi yerleri gezmeleri için imkan sağlıyoruz. Zararına da olsa çalışmalarımızı devam ettirmek istiyoruz. İnsanlar ara sokaklara girmeye korkuyor. Ana caddelerde de pek iş yok.
Diyarbakır, bu olaylardan dolayı baya bir etkilendi. İşsizlik arttı. Sadece burada 40 kişi çalışıyordu. Şu an personel sayımız üç. Bu da aradaki farkı baya bir öne çıkarıyor.
İlçeye gezmeye gelen insanların kafasında çatışmalı süreçten dolayı farklı bir izlenim oldu. İnsanlar gelip çarşıyı gezmeye korkuyor. Ara sokaklara girmeye korkuyor. Halkımıza buradan bu çağrıyı yapmak istiyorum. Sur esnafıyla dayanışmaya çağırıyorum. Burayı rahatça gezebilirler. Hiçbir sıkıntı yok” diye konuştu. iha