Trabzon'un kurtuluşunun 96. yıldönümü etkinliği nedeniyle Trabzon Federasyon Başkanlığı'nın organize ettiği ve Hakkari ilinin de konuk il olarak katılacağı şölen, 22 Şubat Cumartesi (bugün) saat 18.00'da Sinan Erdem Spor Salonu'nda gerçekleştirilecek.
Mustafa Erdoğan'ın Anadolu Ateşi, Hakkarili Türk Halk Müziği sanatçı Aydın Aydın ile Volkan Konak, Adem Ekiz ve Onay Şahin'in sahne alacağı şölen ücretsiz olup halka açık olduğu bildirildi. Merkezi İstanbul'da bulunan Trabzon Federasyonu Başkanı Haydar Dulkadiroğlu ve beraberindekiler, kısa bir süre önce Hakkari'ye gelerek çeşitli incelemelerde bulunup halk ile kucaklaşmışlardı.
Dulkadiroğlu, "3-K formülüyle yola çıktık. Yani komşu, kardeş, konuk. Biz bu yılki şölenimize Hakkari'yi konuk ediyoruz. Çünkü onlarla adeta kardeş olduk. Temelini attığımız bu kardeşlik köprüsünde geliş gidişlerimiz hep olacak, kucaklaşmamız asla bitmeyecektir" dedi.
İstanbul Hakkarililer Derneği Başkanı Şemsettin Demir ise, bir süre önce Karadeniz heyetinin Hakkari'yi ziyaret ettiğini belirterek, "Çok duygulandık. İnsanlarımızın misafirperverliği ve içtenliği haftalarca konuşuldu. Trabzon Federasyonu'nun bu etkinliğe bizi konuk etmeleri onur vericidir. Sahneye Hakkarili ve Karadenizli sanatçılar Kürt ve Laz kardeşliğini şarkılarla pekiştireceklerdir. Bu şölene tüm halkımızı davet ediyoruz. Irk ve bölgeler arası mesafeyi ve ayrımcılığı bu şölenle yıkacağız, kardeşçe kucaklaşacağız" şeklinde konuştu.
Hakkari ilinin konuk il olarak katılacağı şölen için Hakkari'den Kız Meslek Lisesi Folklör ekibi de etkinlikte sahne alacak. AK Parti eksi Hakkari Milletvekili Dr. Rüstem Zeydan, Hakkari Vali Yardımcısı Cumhur Duran ,Hakkari Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Servet Taş, Başkan Yardımcısı Abdurrahman Er , TSO Meclis Başkanı Nazım Demir'in yanı sıra İstanbul'a bulunan bir çok Hakkarili vatandaşın da bu etkiliğe davetli olduğu belirtildi.
Dün etkinlik için Hakkari'den gelen Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Şerafettin Saraçoğlu başkanlığındaki folklör ekibi, Sabiha Gökçen Havaalanında İstanbul Hakkarililer Derneği Başkanı Şemsettin Demir tarafından karşılandı. Hakkarili ekip, dün akşam yemeğinde de eski Milletvekili Rüstem Zeydan'ın misafiri oldu.
Bunun Mezopotamya üzerinde yaşanan egemenlik savaşlarıyla direkt bağlantılı olup, aynı durumun halen de geçerli olduğunu kimse inkar edemez. Kürtlerin geçen yüzyılı sürekli bir mücadele ile geçmiştir. Her parçada sömürgeci güçlere karşı ayaklanmalar yaşanmış, kısa ve uzun dönemli mücadeleler verilmiştir. 1970’lerden sonra verilen bu mücadeleler dünyada yaşanan diğer halkların ve sınıfsal mücadelelerden de etkilenerek daha çağdaş bir hal almıştır.
Gerek Kuzey, gerekse de Güney ve Doğu parçalarında gelişen hareketler bu sebeplerden dolayı daha uzun ömürlü ve başarılı olmuşlardır. Henüz Ulusal bir Birlik ve Bağımsız bir Kürdistan yaratılmış olmasa da önemli ölçüde Kürtler kendi kendini yönetmeye aday bir halk olma yolunda mesafe katetmişlerdir. Yani Bağımsız bir Kürdistan artık hayal değil, gerçek olabilecek bir olgu haline gelmiştir. Bu gerçekliğin gözardı edilmesi büyük bir yanılgı olacaktır.
Son dönemlerde Bağımsız Kürdistan ile ilgili değişik tartışmalar yaşanıyor. Bu tartışmalara katılanlar arasında bazıları var ki kendine kürdüm demeye yakışmayan ifadeler kulanmaktadırlar. ‘Bağımsız Kürdistan fikrini çöpe attık’ diyecek kadar seviyesi düşük sözler kulanılmaktadır. Bunca mücadele verildikten ve bedel ödendikten sonra böyle konuşanları ve böyle düşünenleri ne ile sıfatlandıracağımı bilemiyorum.
Bağımsız Kürdistan fikrini çöpe attık » diye düşünmenin bile Kürt Halkına ve onun mücadelesi uğruna şehid düşenlerin anısına büyük bir hakarettir. Bu düşünceyi ifade eden birinde eğer azıcık da olsa bir kürtlük ruhu varsa onun bile kalbinin derinliklerinde Bağımsız Kürdistan’ın olduğuna inanıyorum. Yok eğer bu durum bile sözkonusu değilse o zaman ilgili kişi veya kişilerin kürtlüğünden büyük şüphe etmek gerekir.
Şunu belirtmek gerekiyor ki, samimi bir şekilde Kürt Halkının Özgürlüğü uğruna mücadele veren her bireyin gönlünde Bağımsız Kürdistan sevgisi vardır. Bügüne kadar dağlarda savaşarak şehid düşen tüm kahramanların gönlünde Bağımsız Kürdistan sevgisi olmuştur. Şahadette ulaşan bu kahramanların çoğu son nefesini verirken bile Bijî Serxwebûna Kurdistanê sözü olmuştur.
Bugün Kürdistan dağlarında bulunanların da büyük bir bölümü Bağımsız Kürdistan için orada olduğunu düşünür ve hayal eder. Cezaevinde bulunan Kürt devrimcileri arasında birileri Bağımsız Kürdistan fikrini ‘çöpe atmış’ olduğunu söyleseler de o lanet olası dört duvar arasında bulunanların yüzde doksanı yine Bağımsız Kürdistan düşüncesi ve hayaliyle direnebiliyor. Bir hafta önce Kürdistan’ın birçok şehrinde ve Avrupa’da ‘Uluslararası Komployu Protesto’ amaçlı yürüyen kitlenin yüzde 90’ı yine bu amaç ve hayal ile adımlarını atmıştır. Evinde şehitlerin posterlerini asan her Kürt ailesinin esas arzusu da Bağımsız Kürdistandır.
Evet, bizim bazı BDP’li arkadaşlar da dönem dönem ‘Biz Bağımsız Kürdistan diye birşey istemiyoruz’ diyorlar. Eğer bu arkadaşlar Newroz öncesinde halkın önüne çıkıp aynı şeyi söyleseler 21 Mart günü Diyarbakır Newroz Alanında sadece kendilerini bulurlar, arkalarında kimse olmayacaktır.
Yukarıda yazdıklarımdan Bağımsız Kürdistan’ın kolay gerçekleşeceğini düşündüğüm anlamı çıkarılmamalıdır. Bu noktada en realist düşünenlerden biri olduğumu söyleyebilirim. Bugünden yarına bu hayalin gerçekleşebileceğini söylemek büyük bir saçmalıktır. Mezopotamyanın tarihine baktığımızda, ve de Kürtlerin bu denli parçalanmışlığını düşündüğümüzde, önümüzde daha uzun bir mücadele sürecinin olduğunu bilmek gerekiyor.
Fakat Bağımsız Kürdistan fikrine sahip olmak ve onun hayalini kurmak kolaydır, hoştur ve her Kürdün hakkıdır. Kimsenin Halkımızın bu kutsal fikir ve hayaline karışma, onun önünde set oluşturma hakkı yoktur, olamamalıdır. Pratikte Bağımsız Kürdistan’da yaşamazsak da ona olan arzumuzu ifade etmek ve onun hayalini kurmak da çok güzel.