Türk Eğitim-Sen Hakkari Şubesi Kadın Komisyonu Başkanı Aybüke Gökçen Ulama mesajında," Bundan yüz elli yedi yıl önce bir 8 Mart günü, New York' ta tekstil fabrikasında çalışan kadın işçiler; eşit işe eşit ücret, günde sekiz saat çalışma, doğum izni gibi insanca yaşama ve çalışma koşulları için bir eşitlik mücadelesi başlattılar.
Çoğu kadın 129 kişi, bu haklı taleplerinin bedelini, atölyelerde çıkarılan yangınlarda boğularak veya yanarak ödedi. Bundan elli üç yıl sonra, kadının insan hakları için savaş veren bir başka kadın,
Clara Zetkin, 8 Mart' ın Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak kutlanmasını önererek kadınların mücadelesini tarihin sayfalarına yazdırdı. 8 Mart; özgürlük ve eşitlik meşalesini, yanarak yakan kadınların geleceğimize tuttuğu meşaledir! Özgür kadınla örülü yaşamın yaratılması için verilen mücadelenin sembolüdür.
Kadını aydınlanmış ve toplumun her kademesinde yer almış ülkelerin bugünkü refah ve kalkınma düzeyleri ortadadır. kültürel yahut dini gerekçelerle kadını geri bıraktırılmış toplumların aslında dünyada kendilerini geri bıraktıkları, yoksulluk ve yokluk bataklığına saplandıkları da bir gerçektir.
Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, kadınların toplumdaki önemini birçok medeni milletten önce anlamış ve bunun için kadınlarımızın birçok hak elde etmesinde öncülük etmiştir. Atatürk, “Milletimiz güçlü bir millet olmaya azmetmiştir.
Bunun gereklerinden biri de kadınlarımızın her konuda yükselmelerini sağlamaktır. Bundan dolayı kadınlarımız ilim ve fen sahibi olacaklar ve erkeklerin geçtikleri bütün öğretim basamaklarından geçeceklerdir.” diyerek kadınların sosyal ve ekonomik hayatımızda yer almasını sağlamıştır.
Türk Eğitim Sen olarak kadınımızın maruz kaldığı her türlü şiddet ve ayrımcılığı kınıyor, kadınları kendi dar kafalarında ötekileştiren, aşağılayan, küçümseyen, belli iş ve meslek gruplarına mahkûm eden zihniyete karşı da kadınlarımızla omuz omuza mücadele edeceğimizi ilan ediyoruz.
Çalışan çalışmayan bütün kadınlarımızın sosyal devlet gereği pozitif bir ayrımcılığa tabi olmalarının gerekli ve elzem olduğunu, kadınların sosyal ve çalışma yaşamına katılımlarını kısıtlayan düzenlemelerin de değişmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Eşitlik sözü, kadın söz konusu olduğunda yazılı olan, olmayan bütün toplumsal akideler için geçerli olmalıdır. Resmiyetin de ötesinde kadınlarımız bir anne, bir eş, bir kardeş ve bir sevgili olarak en değerlimizdir. Buradan yola çıkıldığında, aslında onların mutluluğu bizlerin ve beraberinde bütün toplumun mutluluğu demektir.
Bu vesileyle önce şehit annelerinin, şehit eşleri ve kardeşlerinin; kamu çalışanı, işçi, öğrenci velhasıl bütün kadınlarımızı sevgi ve saygılarımızla selamlıyor, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü en içten duygularla kutluyoruz.