Haber: Erkan Çapraz-Sayım Harmancı- Hakkari Baro Başkanı Av. Kutbettin Bayazit, gelişen diyalog ve müzakere sürecinin, sorunun çözümünde en doğru yol olduğundan kuşkuları olmadığını söyledi. Bayazıt, "Bu nedenle yapılan görüşmeleri doğru buluyor ve destekliyorum. Elbette bu süreç dünyadaki benzer örneklerinden de görüldüğü gibi engebeli bir süreç olacağı aşikar. Bütün zorluklara rağmen sorunun çözümü konusunda toplumda oluşan geniş mutabakat da göz önüne alınarak görüşmelerin kararlıkla ve cesaretle sürdürülmesi gerekir.
Türkiye yeni mevsime kapılarını aralarken toplumun tüm katmanları buna ivme kazandıracak bir tutum sergilemelidir. Bunu yaparken de öncelikle barışa yol açabilecek bir dil ve yeni bir bakış açısı geliştirmemiz gerekmektedir. Yeni gelişen süreçte bize yeni bir dil ve yeni bir bakış açısı lazım. Bu ülkede yaşayan siyasetçiler, sanatçılar vatandaşlar, hepimizin empati yapıp artık bir şekilde bu ülkeye barışı getirmemiz gerekiyor. Barış bu ülkeye kaybettirmez, kazandırır. Barışın olduğu Türkiye, dünyanın en güzel ülkesi olur" dedi
"HALK ARASINDA SÜRECE DESTEK VAR"
Yüksekova Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı İrfan Sarı, içindi bulunulan süreci okumanın hayli zor olduğunu söyledi. İktidarın, müzakere sürecini değerlendirirken bir yandan da özellikle bölgede askeri operasyon ve sevkıyatların yapılmasının, baştan beri müzakerelerin kendi tarafından sabote ettiği anlamına geldiğini iddia eden Sarı, "BDP’nin sürece dahil ediliyor olması, milletvekillerinin İmralı’ya gönderilmesi halk arasında önemli oranda destek vermektedir ve memnuniyetle karşılanmaktadır. Bu memnuniyetin iktidar tarafından da halka yansıtılması gerekmektedir. Şayet iktidar bu anlamıyla bir samimiyet göstergesi açığa çıkarabilirse halk tarafından benimsenecektir. İki tarafın da samimi yaklaşımı, iki tarafın da çözüme doğru gitmesi halkın psikolojik durumunu da güçlendirecektir. Ondan sonraki süreç kendisini tamamen çözüme dair ortaya koyacaktır. Yaşanan bu süreç, müzakerelerin başı, anlaşmaların daha ilk adımıdır" diye belirtti.
"BARIŞ ANNELERİ OLARAK SÜRECİ DESTEKLİYORUZ"
Barış Annesi Zekiye İke ise, "Ben bu süreci barış anneleri adına desteklediğimizi belirtiyorum. En büyük isteğimiz bu sürecin barış, eşitlik, kardeşlik ve özgürlüğe vesile olmasıdır. Başbakan her defasında farklı konuşuyor. Bu yaşanan sürece uymaz. Yaklaşık 30 yıldır devam eden savaşın bitmesi ve akan kanın durması gerekmektir. Binlerce insan öldü, binlerce evladın kanı döküldü. Birçok ananın yüreği yandı. Başka analar acı çekmesin, ağlamasın. Oğlum 20 yıldır dağdadır. Ben çok acı çektim, çok zorluk yaşadım. Her şeye rağmen biz barış diyoruz. Asker annelerinin de dökülen bu kana bir an önce ‘dur’ demesini istiyoruz. Yaşanan müzakere sürecinin de bütün engellere rağmen yürütülmesini diliyoruz. Bize uzatılan bütün barış ellerini tutmaya hazırız" dedi.
HERKES AKAN KANIN DURMASINI İSTİYOR
Vatandaşlardan Recep Öz, "Top hükümettedir. Eğer görüşmeler olursa iyi sonuçlar alınacaktır tabi her insan gibi ben de barış olsun istiyorum. Yüksekova’da yaşayan her insanın en büyük beklentisi barıştır. Herkes akan kanın durmasını istiyor" derken, Sait Aslan ise "Öncelikle bu kanın durmasını ve sorunun çözülmesini diliyorum. Bölgedeki halkın durumu iyileşsin, huzur gelsin memlekete. 30 yıldır bu halkın perişan durumu ortadadır. İmralı görüşmelerinin barışı getireceğine inanıyoruz ancak bir yandan operasyonların yapılması, uçakların havalanması bu inancımızı yitirmemize neden oluyor" diye belirtti.
"ARTIK YETER DİYORUZ"
Ömer Kırbaş da "Barışı bu halk çoktan hak etti. Akan kanın durması ve İmralı’yla bir an önce görüşülmesi gerekiyor. Yaşanan müzakere sürecine Kandil de dahil edilmelidir. Barışın sağlanması hükümetin elindedir. Kürt sorununun çözümü sadece müzakereden geçmektedir ve başka yolu yoktur. 'Artık Yeter' diyoruz" şeklinde konuştu. Nezmi Yıldız ise "Müzakere sürecinin yaşanması 30 yılı aşkın yaşanan bu savaşın bitmesi anlamında önemli bir yere sahiptir. Operasyonlar ve sevkıyatlar devam ediyor. Ancak aynı zamanda yapılan operasyonların sürece sabote ettiği kanaatindeyim. 30 yıllık savaşın en büyük getirisi gençlerin ölümü oldu. Doğa tahrip edildi, insanlar köylerinden göç ettirildi. Bunun için görüşmelerin devam ettirilmesi gerekiyor. İmralı’ya milletvekillerinin gönderilmesi geç kalındığının göstergesidir. Heyetin bir an önce görüşmeleri gerçekleştirmesi gerekiyor. İsimlerin belirlenmesi sadece zaman kaybına uğramaktadır" diye konuştu.
"İNANCIMIZ VE DESTEĞİMİZ TAM"
Esnaf Kutbettin Kubad, müzakere sürecini olumlu bulduklarını anlatarak "Bu sürecin geç yapıldığını biliyoruz, ancak her şeye rağmen inancımız ve desteklerimiz tamdır. Uzun zamandır süren bu savaş Türkiye’de yaşayan bütün halkları olumsuz etkiliyor. Son zamanlarda barışa yönelik olumlu görüşmeler savaşı bitirir. Yüksekovalılar yaşanan süreçten memnunlar. Başbakan’ın süreçle ilgili olumlu adımlarını basından takip ediyoruz.
Türk’ün Kürt’ten başka kardeşi yok. Aynı şekilde Kürt’ün de Türk’ten başka kardeşi yok" derken, Sefer Çoğaç ise, "Uzun yıllardan sonra biraz yüzümüz gülmeye başladı ve hep güleceğimizi umut ediyorum. Barış umudu veren bu müzakere sürecinde iyi adımların atılması hepimizi mutlu edecektir. O kadar yaramız var ki bu yaraları iyileştiren en önemli doktorun barış, kardeşlik olduğunu biliyoruz. Bir an önce İmralı’ya gidilip barışın inşasına başlanması gerekiyor. Güzel şeyler duyuyoruz. Her televizyon kanalında her gazetede her yazarın köşesinde ‘barış’ var. O zaman neden barış gelmesin?" şeklinde konuştu.
