Her zaman derim; Türkiye’de sanat kaygan bir zemin üzerinde yapılıyor. Ersin KORKUT’u hepimiz yakından tanırız. Alanya’da yaşayan Gazeteci kardeşim Halil ile birlikte askere gittiler. Mütevazi bir ailesi var. İş bulma umuduyla İstanbul’a gitti ve şans kapısını erken çaldı.
Teyzesinin oğlu Yılmaz ERDOĞAN onu keşf etti ve değerlendirdi. Görüntüsü ve donanımı ona ekstra bir şans oldu ve erken tutuldu, beğenildi. Çok Güzel Hareketler bunlar, reklam filmleri, sinema derken Ersin çok çabuk zirveye çıktı. BKM’nin markası haline geldi. Onu herkes gibi bizde seviyor ve alkışlıyoruz.
Geçenlerde kendisi ile ilgili çıkan bir haber beni çok etkiledi ve üzdü. Genç ve güzel bir bayanla çekilmiş resmi magazin haberde geniş yer aldı. Sır gibi sakladığı sevgilisiymiş güya.
Bu habere kızan ve açıklama gereği duyan Gülfer Sarıgül, yalan haber yapan gazetelere dava açacağını söyleyerek sözlerine şunları ekliyor; “Ersin ile sevgili filan değiliz. Ersin’i severiz, aarkadaşlarımla birlikteyken çağırırım, yemek ısmarlarım. Maskot gibi bizi eğlendirir. Hayatımdaki yeri bu kadardır.
Sosyete güzeli Gülfer SARIGÜL’ün “maskot gibi bizi eğlendirir” açıklaması Ersin’in içinde bulunduğu vahim durumu gözler önüne seriyor. O emeğiyle, teriyle, çabasıyla milyonların gönlüne girmeyi başarmış. Yoğun da bir iş temposu vardır. Sosyeteye maskot ve oyuncak olmaya ne ihtiyacı var anlamış değilim.
Hep çok güzel hareketleriyle gündeme gelen ve gurur duyduğumuz Ersin Korkut’a bu çok çirkin hareketi hiç yakıştırmadım. Aşk, eğlence ve gece hayatı elbette olsun ama siz Hakkari’li sanatçı kardeşlerim sizden ricam sadece işinizle gündeme gelin ve özellikle hiç kimsenin maskotu olmayın.
Yılmaz Erdoğan hocanızdan hiç mi ders almadınız. Ustanıza danışırsanız kimselere yem de olmazsınız. Seni seviyoruz Ersin, kendini toparla. Senin yerin sosyete kadınlarını eğlendiren maskot tufanı değil, halkın alkış yaptığı o onurlu sahnelerdir. Haydi küçük dev adam, yola devam….
