İş yerindeki bir takım uygulamalara öfkelenen tır şoförü, iş yerini terk etti. İşveren ise devamsızlıkları tutanak altına alıp, tır şoförünü tazminatsız kovdu. İş Mahkemesi'nin yolunu tutan tır şoförü, alacağı sebebiyle sözleşmeyi kendisinin feshettiğini öne sürdü.
Hemen hemen tüm dini ve milli bayramlarda aralıksız çalışmasına rağmen karşılığının ödenmemesi, sefer priminin sigorta matrahına yansıtılmaması ve en son yaptığı 8 seferinden dolayı adına tahakkuk eden sefer priminden dolayı haksız ve mesnetsiz şekilde borç tahakkuk ettirilmek suretiyle sefer primlerinden kesinti yapıldığını dile getirdi. İş akdinin devamının çekilmez hale geldiğini ve iş akdinin anılan tarihte haklı nedenlerle sona erdirildiğini iddia ederek,
fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, 4 bin lira kıdem tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etti. Davalı işveren ise davacının istifa etmediğini, devamsızlık sebebiyle kovulduğunu anlattı. Mahkeme davanın kısman kabulüne hükmetti. Kararı işveren temyiz edince devreye Yargıtay 9. Hukuk Dairesi girdi.
Somut olay bakımından davacı işçi yazılı ve sözlü hiçbir açıklama yapmadan işi terk etmiş, terk sebebini 6 yıl sonraki dava dilekçesiyle açıklama yoluna gitmiş, bir anlamda başlangıçta haklı sebebe dayandırmadığı feshine sonradan haklılık kazandırmaya çalışmıştır. Feshe ilişkin oluşa göre şartları bulunmayan kıdem tazminatı talebinin reddi yerine kabulü hatalıdır. Mahkeme hükmünün bozulmasına oy birliği ile karar verilmiştir.” İHA