Tayinim öğretim yılının ortasında yapılmıştı. Dinlenme tatilinin bitiminde yeni görev yerime gittim. Tek derslik okulda bir öğretmen vardı. 4. 5. sınıflarda okuyan 40 kadar öğrenciye üç buçuk ay ders verdim. Öğretim yılının sonunda Hakkari'ye döndüm.
Yaz tatili sonrasında öğretmenlikten ayrılarak çevrede kalmaya karar verdim. Benim için çilerlerle dolu fırtınalı bir yaşam başlamıştı. O anılarımı ayrıca kaleme almayı düşünüyorum.
Şehitli köyünde 4. sınıfta okuyan Ramazan Tekeş isimli öğrencim beni unutmayarak yıllarca karşısına çıkan her doğuluya sorar durur. En son 2014 yılında Uşak merkezine yerleşen Yüksekova'lı dostlarımızdan Şemsettin Macit vasıtasıyla bana telefonla ulaştı.
Çok duygulandığımı itiraf etmeliyim. Telefon görüşmelerimiz zaman zaman sürdü. Nisan 2015'te eşimin ameliyatı ve yaklaşık 10 ay önce dünyaya gelen torunum ARİN'i görmek için İzmir'e geçtik.
Sevgili Ramazan'a Ege'de olduğumu bildirdim. Her davranışıyla vefalı, dürüst, olgun, saygılı, demokrat bir Türk soylusu imajını veren Ramazan 7 Mayıs'ta İzmir'e gelerek beni ve eşimi; 42 yıl önce öğretmenlik yaptığım köylerine götürdü.
Şehitli'den sevgili ve vefalı öğrencim Ramazan Tekeş
Bu ziyaret benim için paha biçilmez değere sahip bir anı oldu. Ramazan ve ailesi de 35 yılı aşkın süredir Almanya'nın Münih kentinde yaşıyorlar. Birkaç yıl önce köylerinin yakınındaki Kayapınar Köyü çevresinde bir tavuk üretme çiftliğini kurmuş.
Bizi çiftlik alanı içinde yaptırdığı mütevazi evinde konuk etti. 8 Mayıs Cuma günü Ulubey ilçesinin sınırları içinde bulunan ve kanyonlarla çevrili antik BLAUNDUS kenti harabelerini gezdim. öğleden sonra uşak üzerinden; 50 yıl önce öğretmenlik yaptığım Kütahya'nın Gediz ilçesinin Gökler kasabasına uğradık. Benim için unutulmaz anılardan biri oldu.
1965 yılının Eylül ayında öğretmenlik yaptığım Gökler köyü sonradan kasaba olmuş. Beldede o dönemde muhtarlık yapan İbrahim Kurnaz'ın evine uğrayarak bir kahvesini içtim. Muhtar İbrahim sonradan belde olan Göklerin de ilk belediye başkanı olmuş. Yaşı 80 leri aştığı halde iyi görünüyordu.
Görev yaptığım yılda köy 50 yıl önce öğretmenlik, muhtarlığını yapan İbrahim yaptığım Gökler Kasabası Kurnaz'ı evinde ziyaret ettim. Zamanımız sınırlı olduğu için kasabanın 15 km. yakınında bulunan, 1965 yılında gördüğümde doğasından çok etkilendiğim Murat Dağı'na ve şifalı sularıyla tanınan termal tesislerine uğradım.
Çamlarla örtülü Murat Dağı'nın zirveleri yer yer karla kaplıydı. Kaplıcanın tesisleri İklim nedeniyle hizmete kapatılmıştı. 1969'da depremde büyük hasar gören eski Gediz'e de uğradım. Şirin ilçe yarı harabe halde idi.
Akşam yemeğini Uşak merkezinde yedikten sonra konaklamak için yeniden Ramazan'ın çiftliğine döndük. 9 Mayıs cumartesi günü; Uşak'a yerleşen Yüksekova eşrafından dostum H. Necmettin Macit aradı. Eski Uşak PTT başmüdürlerinden sevgili Raif Kandaş da Uşak'taydı. Davetleri üzerine yeniden Uşak'a geçtik.
Yola çıkmadan önce yaklaşık 3,5 ay görev yaptığım şehitli köyünü gezdim, görev yaptığım okulu görüntüledim.
Şehitli'de öğretmenlik yaptığım okul Köyden bazı dostlarla hatıra fotoğraflarını çektim. Kaldığım ev yıkılmıştı.
Zaman zaman efkar dağıtmak için uğradığım büyük ''ulu çınar'' koruma altına alınmış, çevresinde suyunu yudumladığım kuyu kapatılmıştı.
Altında efkar dağıttığım "Ulu Çınar"
Köy çevresindeki meşe ağaçlarıyla kaplı olanlar tamamen tarla tarımına açılmış. Yarım asırlık aradan sonra gittiğim gerek Gökler kasabasında gerek şehitli köyü'nde çok önemli değişim göremedim. Yapılanlar da halkın özel girişimiyle olmuş.
Anlaşılan devlet Anadolu köylüsünden topladığı vergilerle Kürdistan'daki savaşı sürdürmüş. Onlara vermeyerek, onlardan aldıklarını da bombalara yatırarak, Kürdistan Dağları'na yedirmiş. Avrupa'ya giden gurbetçilerin kurdukları küçük çaplı üretim tesisleriyle, yöre ekonomisine katkı sağladıkları görülüyor.
Uşak'a yeniden geçerken Ulubey yakınındaki KANYONLARI görme fırsatım oldu. ABD' deki kanyonlardan sonra 72 km. uzunluğa sahip kanyonlar görmeğe değer bir yer .Akşam üzeri H.Necmettin ve Raif Bey' le buluştuk. Beni, eşimi, dostlarımı Yüksekova'nın zengin sofralarını aratmayacak bir mekanda konuk ettiler.
Sofrada Uşak Bayındırlık Müdürlüğünde görevli; Hakkari Yatılı Bölge İlkokulu'ndan öğrencim Mehmet Er, H. Necmettin'in oğlu iş adamı sevgili Çağlar da vardı.
Bir çok anıyı birlikte yeniledik. Hakkari insanının coğrafyalarının dışındaki sıcak ilişkilerine yeniden tanık oldum.Benim için unutulmaz iz bırakan bu buluşmanın ardından Eşme'ye döndük.
Uşak'ta H. Necmettin Macit, Raif Kandaş ve diğer dostlarla birlikte Uşak-Kütahya çevresinde 4 gün süren gezimizi 10 Mayıs Pazar günü noktaladık.
42 yıl önceki öğrencilerimden sevgili Ramazan Tekeş'in özverisi ile gerçekleşen; yaşantımda iz bırakan, beni duygulandıran, benim için onur vesilesi olan bu dört günlük geziyi tamamladıktan sonra, kendi arabasıyla Salihli Termal Tesislerine geçtik.
Hakkari'de 30 yıl fırtınalı bir yaşam sürdürdüm. Çok acılar çektim. Farklı kesimlere mensup egemenlerin benim için kurdukları tuzaklardan kıl payı kurtuldum. komplocuların çoğu günümüzde yaşamazken;
ben 42-50 yıl aradan sonra görev yaptığım köylere giderek öğrencilerimle buluştum.
Bu buluşma coğrafyamızda halkın iradesine ambargo koyan bazı ukalalar, müsvedde politikacılar, düzenbazlar için önemli olmayabilir ancak benim için siyasi ve ekonomik kariyerlerden çok farklı bir özelliği ve de değeri vardır.
Yarım asır sonra beni Ege Coğrafyasının insanlarıyla yeniden buluşturan Sevgili Ramazan Tekeş'e ne kadar teşekkür etsem azdır.
Dört günlük konukseverliği için ayrıca kendisine, yine öğrencim olan güzel insan ablası Hatice'ye, tam bir uşak hanımefendisi imajını veren değerli eşi Elif'e; kendim ve eşim Besime adına şükran duygularımı sunmak istiyorum. Gerçek demokrasinin egemen olduğu bir Türkiye'de yaşamak ve daha sık buluşmak umuduyla...