Seyyar satıcı Muzaffer Tozkoparan (63), 34 yıl önce Hatun D. (65) ile evlendi. Bu evlilikten 7 kız, 1 de erkek çocuk dünyaya geldi. Tozkoparan, çocuklarını seyyar tezgahta tatlı satarak büyütüp okutarak birçoğunu iş sahibi yaptı.
Yağmur çamur demeden seyyar tezgahıyla günlük 4 kilometre yol giderek ekmek parasını kazanan Tozkoparan'ın eşi Hatun D. anlaşamadıkları gerekçesiyle boşanmak için mahkemeye başvurdu.
Bir süre sonra mahkeme, eşlerin boşanmasına karar vererek kocaya ayda 150 lira nafaka ve 20 bin lira tazminat vermeye hükmetti. Ancak Tozkoparan, 2013 yılında boşanmasından bir süre sonra kemik kanserine yakalandı.
Seyyar tezgahta tatlı satarak geçinen Tozkoparan kanser olunca çalışamaz hale geldi. Hastalığı iyice ilerleyen Tozkoparan yatalak hale geldi. Tozkoparan bu nedenle aylık 150 lira nafakayı ödeyemedi.
Bunun üzerine 5. İcra Ceza Mahkemesi'nden hapis cezası geldi. Seyyar satıcılık yaparak tatlı satan Tozkoparan'ın cezasını komşu esnaf ödeyerek onu hapis cezasından kurtardı. Ancak Tozkoparan her ay ödemesi gereken 150 lira nafakayı ödeyemediği için yine nafaka borcu birikti.
Bu yıl Ramazan Bayramı'nda Tozkoparan'a yine 3 ay hapis cezası geldi. Bu cezayı da esnaf komşuları ödeyerek hapse girmesinin önüne geçti.
Ancak son 6 aydır Tozkoparan aylık 150 liralık nafakayı ödeyemediği için yine hapse girmekle karşı karşıya. Tozkoparan, 7'si kız 8 çocuğunun da eşiyle boşandıktan sonra bir kez olsun evine gelmediğini söyledi. Kemik kanseri olup yatağa düşen Tozkoparan evde tek başına ölümü bekliyor.
"Bu halde nasıl nafaka ödeyim"
Muzaffer Tozkoparan, kansere yakalandığı için çalışamadığını, bu nedenle de nafakayı ödeyemediğini belirterek, "Ben bu halde nafakayı nasıl ödeyim. Artık çalışamıyorum. Çalışırken bile çok zor ödüyordum.
Ben bu halde 20 bin lira tazminat ödedim ona. Ama artık ödeyemiyorum. İki kez hapis cezası geldi nafakayı ödeyemediğim için ancak esnaf arkadaşlarım ödedi de kurtuldum. Yine nafaka borcu birikiyor. Bu halde nasıl yapacağımı bilmiyorum" dedi.
Tozkoparan 7'si kız 8 çocuk büyüttüğünü, bir kızının hemşire olduğunu, diğer çocuklarının da çalıştığını ancak birinin bile kapısını çalmadığını ifade ederek, "Ben onları seyyar satıcılık yaparak büyüttüm ama onlar ben yatalak olmama rağmen bir kez olsun beni ziyaret etmediler. Kapısı olmayan evde tek başıma kalıyorum. Kanser olduğum için belim kırıldı kalkamıyorum. Bir bakanım yok" diye gözyaşlarına boğuldu.