Heyette Van Baro Başkanı Murat Timur, Mezopotamya Hukukçular Derneği’nden Avukat Ümit Dede ve Turan Ece, Mazlum-Der Van Şube yöneticileri Yakup Arslan ile Mustafa Baytar ve Hakkari Barosu’ndan Avukat İsmail Şen ile Gülabi Seven yer aldı.
Van Mezopotamya Hukukçular Derneği, Mazlum-Der Van Şubesi yöneticileri ile Hakkari Barosu avukatlarının aralarında bulunduğu 7 kişilik bir heyet Yüksekova’da 'kimyasal gaz' kullanıldığı iddiası üzerine Hakkari Valisi Yakup Canbolat ile görüştü. Görüşme sonrası heyet adına açıklama yapan Van Baro Başkanı Murat Timur Yüksekova’ya gitmelerine izin verilmediğini söyledi.
Hakkari Valiliği önünde görüşmeye ilişkin heyet adına açıklama yapan Van Baro Başkanı Murat Timur: Bizler Van ve Hakkari baroları ile Mazlum-Der ve Mezopotamya Hukukçular Derneğindeki avukat arkadaşlarla birlikte Yüksekova’da bir takım incelemeler yapmak için geldiklerini söyledi.
Timur,” Burada öncelikle Hakkari Valisiyle görüştük. Bizler hukukçular özellikle temel hak ve özgürlükler noktasında yaşanan problemleri tarafsız bir gözlemle yerinde görmek istedik.
Fakat Hakkari valisi can güvenliğimiz gerekçesiyle buna izin vermedi. Tarafsız gözlemimizle ancak bir tespit ve neticeye ulaşabiliriz. Hakkari valisine de engellenmemizi doğru bulmadığımızı söyledik.
Toplumda oluşan kuşkuları ortadan kaldırmanın tek yol ve yöntemi Yüksekova’da yaşananları kamuoyuna sunabilecek olan Sivil Toplum Örgütlerine gerekli kolaylığın sağlanmasıdır. Bu kolaylığın sağlanmaması toplumdaki kuşkuları ciddi bir şekilde arttırır.
Bu konuda birlikte geldiğimiz Sivil Toplum Örgütleri ve barolar ısrarlı bir şekilde tutumumuzu sürdüreceğiz. Bu noktada Yüksekova’ya biran önce alınmamız yönündeki talebimizi tekrardan ileteceğiz. Ankara’da hükümet nezdinde girişimlerimiz devam edecek.
Sokağa çıkma yasaklarının hukuka aykırı olduğunun altını çizen Timur,” Bölge baroları olarak ilk günden beri söylüyoruz. Sokağa çıkma yasakları hukuka aykırıdır. Yasal bir dayanağı bulunmamaktadır. Çeşitli illerde davalar açıldı. Bizlerde Yüksekova’daki sokağa çıkma yasaklarına ilişkin yasağın başladığı günün ertesi günü dava açtık. Bu davayla ilgili bize henüz bir şey tebliğ edilmedi.
Bir alanda çatışma yaşanıyorsa ulusal yada uluslar arası hukukunda değerlendirmek gerekiyor diyen Timur,” Cenevre sözleşmesine ek ikinci protokol 1977 tarihinde bir ülkedeki iç çatışmaları tarif etmekte ve iç çatışma durumunda nelere dikkat edilmesi gerektiğini açıkça ifade etmektedir.
Uluslar arası hukukun ifade ettiği iç çatışma şu: Muhalif bir grup veya silahlı bir yapılanma devlete karşı silahlı bir gösteriyorsa bu bir çatışma olarak nitelendirilir. Ve iç çatışma durumunda hükümetin ne yapması gerektiğini yine ayrıntılı düzenlemiş durumda.
Özellikle düzenlenen bu mevzuatta sivillerin korunması, kültürel varlıkların korunması ayrıntılı düzenlemeler getirmektedir. En önemlisi de silahlı grupların olması durumunda silahlı grupların öldürülmesi bir hedef değildir. Onların etkisiz hale getirilmesi gerekmektedir. Öldürülmeleri mevzuat açısından en son çare olarak kabul edilmelidir.
Dolayısıyla Yüksekova’da mevzuat açısından güvenlik güçlerinin silah kullanma yetkisinin ne şekilde kullandıkları bu noktada sivillerin korunup korunmadığı ve Cumartesi günü kamuoyuna düşen kimyasal silah kullandığı iddiası noktasında Sivil Toplum Örgütlerine önemli görevler düşmekte. Hükümetin biz Sivil Toplum Örgütlerine gerekli kolaylığı sağlaması gerekiyor” diye konuştu.İHA
