Hakkâri ilimizin başta beş ilçesinden biri olan daha sonra Beytüşşebap ve Uludere’nin Şırnak iline bağlanmasıyla üçe düşen ilçe sayımızda Yüksekova her daim başı çekmiş ve gerek ekonomik ve gerek siyasi olarak Hakkâri’yi hep gölgede bırakmıştır.
Biz Hakkâri halkı olarak Yüksekova’nın her zaman il olmasını istiyor ve arzuluyorduk. Gerek yol güzergâhında olması, gerek tarıma elverişli arazisinin olması, gerek köy sayısının fazla olması ve gerekse hayvancılık ve ticaret bazında önemli bir yer ediniyordu. İran ile Esendere sınır kapısının bu ilçeye bağlı olması da artı değer kazandırıyor ve bu ilçemizde yoğun bir para sirkülasyonu yaşanıyordu.
İlimizin ilk sanayi tesisi olan Süt işleme tesisi de bu ilçede 1978 yılında kurularak 1995 yılında özelleşiyordu. İl ve ilçelerimizin süt ürünlerin çoğu bu işletme tarafından karşılanıyor ve ilçeye ayrı bir renk katarak kısa zamanda iki-üç süt işletmesinin daha üretime geçmesine ön ayak oluyordu.
Türkiye’nin her iline birer havaalanı kapsamında ilimiz için düşünülen havaalanın da Yüksekova’da kurulması bu ilçesin kalkınması ve yapılaşmasında önemli bir katkı sunmuştur.
Ne var ki 2016 yılındaki hendek barikatları ve daha sonraları bu ilçedeki üç ay süren silahlı çatışma ve silahlı unsurların tasfiye edilmesi buradaki birçok mahallede yıkımı büyük boyutlara ulaştırmış ve çoğu ailelerin buradan zorunlu göçünün önüne geçilememiştir.
Ancak bu göçler kısa sürede tersine dönerek Yüksekova’dan giden ailelerin çoğu ilçelerine geri dönmüş ve hayatlarına devam etmek istemişlerdir. Ne yazık ki çatışmalarda evleri yıkılan, yakılan virane olan yüzlerce aile “Kentsel Dönüşüm” bazında evlerini yapamamış ve devletin zarar ziyan tespitinden sonra oturuma izin çıkacağı söylenmektedir. Ovaya yapılaşmanın önlenmesi ve tarıma elverişli arazilerin heba olmaması için TOKİ tarafından temelleri atılan 3200 konut yapımı Yüksekova’nın kuzey yamacındaki tepelerde başlamıştır.
Tüm olumsuzluklara rağmen Yüksekova halkı canla başla şehirlerinin imarı için çalışmış ve bir an önce evlerine kavuşmak ve ticari hayatlarına kaldıkları yerde devam etme kararındalar.
O talihsiz ve bir o kadar yanlış ve hayatlara mal olan hendek barikatları sırasında buradan göç eden Yüksekova halkını biz Hakkârililer olarak bağrımıza basmış ve bu dar günde Yüksekova halkının yanında olmuştuk. Çünkü onları kendimizden bilmiş ve bağrımızı onlara açmıştık.
Cumhurbaşkanının Hakkâri’yi Yüksekova’ya taşıma ve Yüksekova’ya il olma sözünden sonra gönül isterdi ki Yüksekova halkı şunu gür bir şekilde dile getirsin.
“Sayın Cumhurbaşkanımız Yıllardır il olma hayallerimizi gerçeğe dönüştüren sizlere minnettarız. İl olacağımız için çok sevinçliyiz. Ancak bizi daha fazla sevindirecek olan da bizim il yapılmamızın yanı sıra eski ilimiz olan Hakkâri’nin de il kalmasıdır. Hakkâri’yi ilden düşürürseniz bizde il olarak kalmak istemiyoruz.” Diye gür şekilde bizlere sahip çıkmasıdır.
Bu karardan sonra Yüksekova halkının sessizliğini anlayamıyoruz.
İlçeleri olarak kalmak onlara fazla bir şey kazandırmaz ama iki komşu şehir olsak çoğu işleri başarır ve birbirimize faydamız dokunur.