İlçeye 56 kilometre uzaklıkta bulunan Dağlıca köyündeki kadınlar, 3 tarafı taşlarla çevrilerek oluşturulan ocaklarda yemek ve çay yaparak su ve süt ısıtıyor.
Taş ocağına koydukları çalıları yakan kadınlar, aynı zamanda elektrik ve tüp kullanmadıkları için aile bütçesine de katkıda bulunuyorlar.
Taş ocak geleneğinin uzun zamanlar öncesine dayandığını kaydeden Salime Çapan, “Bildim bileli bu yöntem var. Elektrik olmadığı zamanlarda yemeklerimizi bu ocaklar üzerinde yapıyoruz. Ocaklarda odun ve çalı yakıyoruz” dedi.
Hediye Tinar isimli kadın da, eski zamanlardan beri taş ocakların kullanıldığını belirterek, “Birçok hazırlığımızı bu ocağın üzerinde yapıyoruz. Yemek yapıyoruz, çay yapıyoruz. Elektrik olmadığı zaman tek çaremiz bu oluyor. Yoksa perişan oluruz.
Bu ocakta yapılan yemekler hem daha erken pişiyor hem tadı daha güzel oluyor. Eski zamanlarda elektrik olmadığı için bu yöntem kullanılmış. Şimdi bu gelenek yavaş yavaş tükeniyor. Yeni nesil kendini yormayı sevmiyor” şeklinde konuştu.
Gurbet Tinar isimli kadın ise, köyde sık sık elektrik kesintilerinin yaşandığını kaydederek, “O zaman imdadımıza taş ocaklar yetişiyor. Bazen kalabalık misafir ortamı oldu mu birden çok ocak kuruyoruz. Büyük kazanlarda yemekler yapıyoruz.
Bu yemekler kısa sürede pişiyor ve tadı da çok güzel oluyor. Sadece tüp kullansak işleri yetiştiremeyiz. Tabi taş ocak üzerinde yemek yapmanın da zorlukları var. Elektrikli ocakla yemek yaptığımızda fişi takar, rahatlıkla dışarı çıkar diğer işlerimizi hallederiz.
Ama taş ocak üzerinde yaptığımızda başından ayrılamıyoruz. Sürekli ateşe çalı atıyoruz. Ateş başından ayrılamıyoruz. Çay içmek istiyorsak ocak başında içiyoruz” ifadelerini kullandı. İHA