Hayat tarzı kümelerinin oranları bakımından İstanbul ile ülke ortalaması arasında farklar giderek yok oldu. 'Rızası dışında evlendirildiğini' söyleyenlerin oranı ülke ortalamasında yüzde 8 iken bu oran İstanbul'da da yüzde 8. Ya da ülke ortalamasında yetişkin nüfus içinde yüzde 15 olan Kürt nüfus, İstanbul'da da yüzde 15 oranında.
KONDA Araştırma Genel Müdürü Bekir Ağırdır, 30 Mart yerel seçimlerine ilişkin olarak Hürriyet gazetesinde yayınlanan analizinde İstanbul'unTürkiye'yi nasıl yansıttığını açıklayarak, sekiz belirleyici noktaya vurgu yaptı.
İşte Ağırdır'ın analizinden bir kesit;
İstanbul, ülke nüfusunun ve seçmenin 5'te 1'ini barındıran bir metropol.İstanbul'un bilindik tarihi ve kültürel özelliklerinin dışında, 10 yıl önceye oranla artmakta olan bir özelliği daha var. İstanbul hâlâ en yüksek oranda göç alan ve doğurganlık oranı da en yüksek metropollerimizden birisi. Bu nedenle demografik yapısı kadar sosyolojik ve kültürel dokusu da yıldan yıla değişiyor.
Bugün İstanbul'un sosyolojik, kültürel ve demografik özellikleri ülke ortalamasına paralel hale gelmiş durumda. Örneğin, eğitim seviyeleri, hayat tarzı kümelerinin oranları bakımından İstanbul ile ülke ortalaması arasında farklar giderek yok oldu. Daha ilginç bir örnek, 'rızası dışında evlendirildiğini' söyleyenlerin oranı ülke ortalamasında yüzde 8 iken bu oran İstanbul'da da yine yüzde 8. Ya da ülke ortalamasında yetişkin nüfus içinde yüzde 15 olan Kürt nüfus, İstanbul'da da yüzde 15 oranında.
NEDEN KADİR TOPBAŞ?
Yalnızca her 5 seçmenin birisinin oturduğu metropol olmaktan öte siyasi hayatımız bakımından İstanbul'un sembolik bir önemi var. 1994 yerel seçimlerinden beri aynı siyasi geleneğin yönetiminde İstanbul. Recep Tayyip Erdoğan'ın kenti biliyor oluşu ve özel ilgisi, Ak Parti'nin çılgın projelerinin kurgulandığı metropol olarak İstanbul, Ak Parti'nin kaybetmeyi göze alamayacağı bir coğrafya.
Sosyal demokratlar ve CHP açısından iseBedrettin Dalan'ı en güçlü olduğu zamanında geçerek seçimi kazandıkları ve umut tazeledikleri günü yeniden yaşamak, moral kazanmak, iktidara alternatif olabilmek için başlangıç vuruşu demek İstanbul. O nedenle seçimlerden önceki son 1 yıl boyunca İstanbul adaylarının kimler olacağına odaklandı kamuoyu. Çokça isim konuşuldu. Niyetlenenler çok oldu. Sonuçta Ak Parti İstanbul'un sembolik siyasi değerini riske atmamak içinKadir Topbaş ile devam dedi.
GRİ ALAN SEÇMENİ
Kritik tercih ve daha geniş siyasi anlam ve olası sonuçları olan aday seçimiCHP'de gerçekleşti. CHP siyasi hedefleri bilinen Mustafa Sarıgül'de karar kıldı. Seçim öncesi parti içinde de kamuoyunda da olası en yüksek oyu alma potansiyelinin Sarıgül'de olduğu üzerine bir mutabakat üretildi. Öncesinde medya ve kamuoyunda oluşan ve giderek partiye de hâkim olan Ak Parti karşıtlığı temelli ittifakın İstanbul'u kazanmaya yeteceği varsayıldı. Halbuki sorun tam da bu ittifakın doğasındaydı. 1'inci neden, ülkede yaşanan Ak Parti yandaşlığı ve karşıtlığı eksenindeki kutuplaşmanınAk Parti yandaşlığı tarafı, oran ve kitle olarak daha büyük.
2'ncisi kutuplaşma dışında kalan yüzde 40 oranındaki seçmenin, seçimde kutuplaşmanın bir tarafına yığılacağını beklemek doğru değildi. Gri alandaki bu seçmenlerin 2 tarafa da eşit oranda dağılacağını tahmin etmek zor değil. 3'üncüsü, siyasi kimlikler bu denli hayatımızda önemli olmuşken bir milliyetçi ile Kürt'ün, bir sosyal demokrat ile muhafazakârın sadece Ak Partikarşıtlığı şemsiyesi altında bir araya geleceğini varsaymak doğru değildi.
İTTİFAK OLMADI
Nitekim İstanbul seçim sonuçlarına bakıldığında beklenen ittifak gerçekleşmemiş görünüyor. İlçe meclisleri oylarına bakıldığında Ak Partiyüzde 45, CHP yüzde 36.5 oranında oy aldı. Büyükşehir belediye başkanlığı oy dağılımında ise Ak Parti yüzde 47.9, CHP ise yüzde 40.1 oy aldı. Görüldüğü gibi meclis oylarından başkan oylarına geçişte her 2 partinin oylarında 3 puan dolayında artış var. Yani diğer partilerin oylarından başkanlık için her 2 partiye de eşit oranda kayış olmuş. Bu daİstanbul'da Ak Parti karşıtlığı üzerinde bir geniş ittifakın oluşmamış olduğunu gösteriyor. Ki İstanbul seçimlerinin tablosu, oranlarda değişmeler olmakla beraber esas itibariyle 2009 ile benzer karakteri gösteriyor.İstanbul'da 2 parti yarışıyor ve diğerlerinden ikisine de benzer oranda kayış gerçekleşiyor.
HER İKİ ADAY DA KAZANMIŞTIR
Sonuç olarak İstanbul'a dair şunu söylemek mümkündür: Her 2 aday da kazanmıştır. Kadir Topbaş ve Ak Parti, yönetme gücünü kazanmıştır. Partisi kaybetse de Mustafa Sarıgül 2009 adayı olan Kemal Kılıçdaroğlu'ndan fazla oy alarak CHP içinde siyasi figür olma rolünü sürdürme gücünü kazanmıştır.
İLÇELERDE SİYASİ KAMPLAŞMA
İstanbul ilçelerindeki oy dağılımlarına bakıldığında siyasi hayatımız için deCHP için de kritik bir durum gözlenmektedir. İstanbul ilçelerinde siyasi rekabet eksilmekte ve CHP belli ilçelere sıkışmaktadır. Yandaki tablo CHPmeclis oylarına göre 10'ar puanlık aralıklarla ilçelerin gruplanmasını ve oy oranlarını göstermektedir. İstanbul seçmenini % 9.5'inin yer aldığı dört ilçede (Beşiktaş, Kadıköy, Bakırköy, Şişli) CHP seçmenin üçte ikisinin oyunu, Ak Parti de beşte birinin oyunu kazanmaktadır.
CHP'nin yüzde 40-50 arasında oy aldığı 11 ilçede seçmenin yüzde 24'ü bulunmakta ve buralarda CHP ile Ak Parti arasında sıkı bir rekabet yaşanmaktadır.İstanbul seçmeninin üçte ikisini bulunduran diğer ilçelerin hepsinde ise Ak Parti ile CHP arasındaki farkın giderek açıldığı görülmektedir. Bir başka hesaplamayla CHP İstanbul'daki toplam oyunun yarısını İstanbulseçmeninin üçte birinin olduğu 15 ilçeden almakta fakat İstanbulseçmeninin üçte ikisinin bulunduğu diğer 24 ilçede rekabette oldukça zayıf durumdadır.