Yaşadığınız bu dünyaya iz bırakmak istemez misiniz?Belki bir öğrencinin elini tutarak ya da en basitinden bir fidan dikerek iz bırakmak istemez misiniz?
Bizler doğuyoruz,büyüyoruz ve yaşlanıp belirli bir süre hastanelerle uğraşıp sonunda emaneti teslim ediyoruz.Geçmişimizi düşündüğümüzde ise ya üzülerek iç çekiyoruz ve pişmanlıklar yaşıyoruz ya da gerçekten gururlu bir biçimde iç huzuru da sağlamış şekilde mutlu oluyoruz.
Ne güzel olur iç huzuru sağlamak,ne güzel olur geçmişimizde iyi bir iz bırakmak.Bunu baba,anne,öğretmen,kardeş,idareci vs olarak statümüze uygun şekilde yapabilmek,iyi olmaz mıydı?
Göçüp gittiğinizde arkanızdan,gerçekten iyi bir baba idi,iyi bir anne idi ya da iyi bir evlat veya öğretmen idi,dedirtmek istemez misiniz?
Z kuşağını yaşadığımız bu dönemde sevgili ve pek değerli genç arkadaşlarımıza iyi birer vatandaş,öğrenci,evlat vs olmak ne çok yakışacaktır.
"En iyi insan,en güzel insan,genç ve efendi olandır." derler ve gerçekten de iyi demişler.Bu söze katılmamak mümkün değildir.
"Genç ve efendi" Yaşadığı ortamı kabul edip katkı sağlayan,örnek davranışlar sergileyen,yararlı olan ve ebeveynlerine hoşgörü ile yaklaşan olmaktır.Bu yazıyı yazmamın nedeni yaptığımız veli görüşmelerinde birçok velinin öğrencilerine olan sitemleridir.Velilerimiz bu konuda oldukça haklı.
"Z" kuşağı 1997 ve sonrasında dünyaya gelmiş kuşaktır.Bu kişiler bireysel davranan,sorgulayıcı özellikleri ağır basan ve daha çok internet dünyasında sosyalleşen kuşaktır.Z kuşağı çoğu kesimde 2000 ve sonrasında doğan ve günümüze kadar gelmiş kuşak olarak da bilinmektedir. İnternet kuşağı da denilmektedir. Z kuşağındaki kişiler dinamiktir,hızlı ve akılcı düşünürler ancak bireysel olduklarından çevre ile etkileşimleri az ve ekip çalışmasından uzak kalmayı tercih ederler.
Özgürlükçü düşüncelere sahip olmak isterler.Hızlı yaşamı tercih ettiklerinden çok çabuk sıkılırlar ve adapte olmakta sıkıntılar yaşarlar.Bu özellikler nedeniyle Z kuşağı anne ve babalarının kuşakları ile sürekli çekişme içinde olurlar ve çoğunlukla anlaşamazlar.Çünkü iki kuşağın hayata bakış açısı farklıdır.Böyle olunca da veli görüşmelerinde sürekli sitemler duyulmaktadır.
Kuşak çatışması oldukça normal karşılanmalıdır.Çünkü bu kuşakların hayat felsefeleri birbirinden farklı olmaktadır.Hayata bakış açıları,beklentileri,umutları ve ümitleri farklı yönde olmaktadır.Cümlede geçen çatışma kavramı ile düşünce,duygu,çıkar,beklenti ve amaç ayrılıkları kast edilmektedir.
Peki kuşak çatışmasını önleyebilir miyiz?
Belki de cevabı evettir ya da hayırdır.
Bunu başarmak için:
-Kuşaklar arasında anlayış,saygı ve sevgi temel alınmalıdır.
-Aşırıya gidilmeden ve kişisel sınırlar darp edilmeden önerilerde bulunulabilir.
-Bir önceki kuşak örnek alınabilir ancak bu durumda gelişme sağlanamayacaktır.
-Toplumdaki ilerleme ancak kuşaklar arasındaki çatışmaların eseri olacaktır.
-80 yaşındaki biri ile 18 yaşındaki birinin her konuda anlaşması mümkün değildir ve mümkün de olmamalıdır.
Kuşak çatışmalarının önlenebilmesi sorusuna net bir cevap verilmezse de bu kuşakların ortak değerler altında bir araya gelmeleri mümkün görünmektedir.Söz ettiğim ortak değerler toplumun varlığını sürdürmede etkili olan ve toplumun yararına olan kurallar bütünüdür.Kuşak çatışması ancak bu şekilde yıpratıcı ve yıkıcı olmaktan kurtulacaktır.