Hakkari Milletvekili Abdullah Zeydan, Başbakan Sayın Binali Yıldırım tarafından Anayasa’nın 98 inci ve TBMM İç Tüzüğü’nün 99 uncu maddesi gereğince yazılı olarak cevaplandırılması istemiyle soru önergesi verdi.
Milletvekili Zeydan soru önergesinde,”15 Temmuz darbe girişimine tüm siyasi partiler ortak ve doğru bir tavırla karşı durmuştur.
Halkın oylarıyla seçilmiş Cumhurbaşkanının, Hükümetin ve milletvekillerinin, ancak ve ancak seçimle sandıkta emanetini geri alabileceği gerçekliğiyle, halkımız demokrasiye sahip çıkmıştır.
15 Temmuz darbe girişiminde görüldüğü gibi, halkın gücünün üstende bir gücün olmadığına hepimiz şahitlik ettik. Her zaman bürokratik ve askeri vesayete karşı halkının yanında durduğunu ifade eden bir başbakan olarak,
Halkın büyük çoğunluğunun oylarıyla seçilen belediye eşbaşkanlarının, kesinleşmiş yargı kararı olmadan görevden alınmalarını, tutuklanmalarını ve yerlerine oradaki halkın iradesini temsil eden belediye meclisinin yok sayılarak bir memurun atanmasının, halkın iradesiniyok saydığını düşünmüyor musunuz?
1990’lı yıllarda DEP milletvekillerinin zor kullanılarak tutuklanmaları sürecini, bütün ülke olarak demokrasiye vurulan büyük bir darbe olarak gördük.
Bunun utancını, mahcubiyetini ülke olarak hep yaşadık. Aradan 22 yıl geçmesine rağmen daha kapsamlı adeta bir darbe yapılarak 4 Kasım günü HDP Eş Genel Başkanlarıyla beraber 10 milletvekilinin yaka paça gözaltına alınıp bir memurun iki dudağı arasındaki sözleriyle tutuklatan zihniyet ile 15 Temmuz darbe girişiminde, seçilmişleri hedefleyen ve tutuklamaya çalışan zihniyet arasında bir benzerlik görmüyor musunuz?
2-Her konuşmanızda ‘’halkın iradesinden’’ bahseden bir başbakan olarak Hakkâri’de 100 binlerce oyla seçilen tüm milletvekillerinin hukuksuz bir şekilde tutuklanmasını,Hakkâri halkının iradesinin yasama faaliyetlerine yansımamasını, Hakkâri halkının fiili olarakTBMM’de temsil edilmemesini,Hakkâri halkına karşı bir haksızlık ve saygısızlık olarak görmüyor musunuz?
Başta HDP Eş Genel Başkanları, DBP Eş Genel Başkanı olmak üzere; milletvekili, Belediye eşbaşkanları, il ve ilçe eşbaşkanları ve tüm seçilmişlerin, halkın iradesi yok sayılarak tutuklanmasının, her defasında dile getirdiğiniz ‘’Halkın iradesi bizim için esastır. Sandıkla gelen sandıkla gider’’ sözlerinizle çeliştiğini düşünmüyor musunuz?
Hükümetinizin birçok üyesi ‘’darbe tehdidi devam etmektedir’’ tarzında söylemlerde bulunmaktadır.Bizlerin şahsında halkımızın iradesine karşı hukuksuzluk gerçekleştirilmektedir.
Allah korusun hiçbir zaman arzu etmeyeceğimiz,‘’demokrasimize ve halkımıza’’ karşı başka bir girişim sonrasında,tıpkı 15 Temmuz sonrası yaptığınız gibi, halkımıza yapacağınız ‘’iradenize, seçilmişlerinize sahip çıkın’’türünde çağrılarınızın bir çelişki yaratacağını düşünmüyor musunuz? Hakkarihabertv.com
Kamuoyu araştırmalarında yargıya güven yüzde beşlere kadar düşmüşken, halen yargının her kademesinde Fettullahçı yapılanma varlığını koruyorken ve yargının üzerinde bu kadar siyasi baskı varken, adil yargılanacağımıza inanıyor musunuz?