Batı Anadolu'nun bilinen en eski yerleşim yerlerinden Hacılar Köyü'ndeki Büyük Höyük'te İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gülsün Umurtak başkanlığında devam eden kazılarda, kent yaşantısına ait önemli bulgular ortaya çıkartıldı.
Kazı çalışmalarında arkeologlar tarafından 5 bin yıllık olduğu tahmin edilen küpler bulundu. Küplerin içinde ise diğer tarihi çömlekler ve testiler çıkartıldı.
KAZILAR 2011'DE BAŞLADI
Kazı başkanı Prof. Dr. Gülsün Umurtak, bölgenin MÖ 3'üncü bin yıl başlarında kurulmuş bir yerleşme olduğunu söyledi. 2011 yılında başlayan kazılarda şimdiye kadar 300 metrelik alanda 37 tane mekan/kazamat açtıklarını anlatan Umurtak, "İlk yıllardaki öngörümüzle ve bulduklarımızla bu yıl bulduklarımız birbirini desteklemekte. Her bir kazamatın ailelerin, insanların yaşadığı avlularında günlük yaşamın, domestik işlerin yürütüldüğü yerler olduğu daha da kesinleşti" dedi.
'İLK KEZ BİZ DOKUNDUK'
Kazılarda alandaki bir binanın avlusunda 4 küp, içlerinde ise küçük testi ve çömlekler bulduklarını vurgulayan Umurtak şunları kaydetti:
"Bunları korumaya çalışıyoruz. Küplerin içinde başka testiler, daha küçük çömlekler in situ (yerinde) durumda. Yani günümüzden 5 bin yıl önce, yerleşmenin son terk edildiğinde bırakıldığı haliyle ilk kez biz dokunduk. Ellerimizle onlara dokunup, çıkarmanın keyfini, heyecanını yaşadık.
Sağlam durumda pek çok kap bulundu. Binaların içinde ezgi öğütme taşları var. Yerleşmede yanmış durumda arpa, buğday, mercimek, keten tohumu gibi gıda maddeleri buluyoruz. Ayrıca bu insanların incir ve üzümü bolca tükettiklerini biliyoruz. Onun dışında çok zengin bir fauna var. Çevrenin ormanlık olduğu düşünülüyor o dönemde. Avcılık yapıyorlar. Yerleşme içinde koyun, keçi, evcil köpek ve domuz da yetiştiriliyor."
ONARIM VE KORUMA ÇALIŞAMALARI
Onarım ve koruma çalışmalarının Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'na sunulduğunu ve projenin kabul edildiğini belirten Umurtak, şöyle dedi:
"Bu projeye göre sur sisteminin düşen taşlarını aynı malzemeyle, yörede 'geren' denilen bir toprakla su ve saman karıştırarak yeniden örüp sağlamlaştırdık. Maddi imkanlar elvermesi halinde bölgeyi gezmeye gelenler için yürüyüş yolu ve tabelalar dikmek istiyoruz. Amacımız kazdığımızı korumak, gelecek kuşaklara aktarabilmek."
Onursal Kazı Başkanı Prof. Dr. Refik Duru da Büyük Höyük'teki kazının 40- 50 yıl sürebileceğini söyledi. kaynak: İHA