Edebiyatımızda ise divan şairlerinin baharın gelmesi ile önemli kişilere yazdıkları övgü şiirlerinde Cemreviye olarak bilinir. Meteorolojik bir olay olarak bilinen cemre ise sıcaklığın belli yerlerde başlama tarihi kışın soğukları önce havada kırılır sonra suda sonrada toprakta kırılır. Takvimlerde ilkbahardan önce birer hafta aralıkla havaya, suya ve toprağa düştüğü sıcaklık yükselmesi olarak da tanımlanır.
Meteorolojide 28 Şubattan sonra baharlık diyagramlar takılır. Şubat ayının 20'sinden sonra martın beşine kadar şiddetli geçen soğuk kış ayları boyunca tekrar edilen ah bir cemre düşse
Gerisi hep kolay derdik. Cemre havanın aşağıdan değil de sanki yukardan aşağıya doğru ısındığını ifade eder.
Öncelikle sanıldığı ve cemrenin açıklandığı gibi güneş ışınları atmosferimizi doğrudan ısıtmaz : Yer yüzeyi, güneş ışınlarını yutarak önce kendi ısınır., sonra atmosferi ısıtır. Açık bir günde, atmosferin alt tabakasından geçen güneş enerjisi, yer yüzeyi tarafından yutulur. Dolayısıyla yer yüzeyi ısınır. Yüzeydeki hava ısındıkça, yüksekteki havadan daha az yoğun hale gelir.
Isınan hava yükselir ve daha soğuk olan hava çöker. Yükselen hava, genişler ve soğur. Su buharı, bulut damlacıkları şeklinde yoğunlaşarak, hal değişim ısısından dolayı, havanın ısınmasını sağlar. Bu sırada dünya karbondioksit ve su buharı tarafından yutulup tekrar yayınlanan kızılaltı ışınları yayınlar. Gazların yoğunluğu, dünya yüzeyinde daha az olduğundan yutma işleminin büyük bir kısmı, yüzeye yakın katmanlarda gerçekleşir.
Dolayısıyla atmosferin alt tabakaları aşağıdan yukarı doğru ısıtılmış olur. Bazı kaynaklara göre cemrelerin, yılın 180 gün süren soğuk yarısı olarak ayırt edilen kasım döneminin 100.gününden sonra, sıcaklığın yükselmesiyle ilgili gözlem birikimini, kora benzetilen bir enerji kaynağıyla açıklama düşüncesinden kaynaklandığı söylenebilir.
Birinci cemrenin 20 şubat ta havaya, ikinci cemrenin 27 şubat ta suya, üçüncü cemre nin 6 mart ta (artık yıllarda 5 Mart) toprağa düştüğü varsayılır. İstanbul da 60 yıllık dönem için yapılan bir araştırma, cemrelerin kıştan bahara geçilirken ortalama sıcaklık eğrilerinin yükselmeye başladığı dönemin başlangıcını belirledikleri ve bu dönemde mevsim normallerinin üzerindeki az ya da çok bir sıcaklık artışıyla çakıştıklarını ortaya koymuştur.
Cemreler arasındaki günlerdeyse, sıcaklıklarda az da olsa bir düşüş olduğu saptanmış. Aynı araştırmaya göre her üç cemre dikkate alındığında, bir iki günlük farklarla bu tarihlerde %42 olasılıkla, iki cemre dikkate alındığındaysa %74 olasılıkla belirgin bir ısınma gerçekleşmiş. Cemrenin tıptaki anlamı ise halk arasında karakabarcık, kabarcık, kabarcuki ateş göynüğü ya da yanıkara adlarıyla bilinen iltihaplı çıban olarak tanımlanıyor. Cemre olayı hakkında birbirlerinden farklı birçok açıklama mevcuttur.
Bütün kaynaklarda cemre ifadesinin çok eski zamanlarda kullanıldığını görmekteyiz. Çin zenginlerinden bazıları soğuğun şiddetli zamanlarında evlerinde üç soba ve ocak yakarlar, soğuk kırıldıkça sobaları birer birer söndürürlerdi. Buna da sukutu cemerat denilirmiş. Bu tanımdan dolayı cemrelerin düşmesi tabiri, hava, toprak ve suda soğukluk şiddetinin kırılmasını ifade etmektedir. Ancak cemrelerin düşme tarihleri hakkındaki bilgiler kaynaklara göre değişmektedir.
Bu da cemrelerin tarihlerinin tam olarak bilinemediğini ortaya koymaktadır. Cemre olayına benzer olarak ABD deki "Ocak erimesi" örnek gösterilebilir. Amerikan Meteorological Society in (AMS, 1959) tanımına göre; meteorolojik bir tekillik karakteristik meteorolojiksel şartın belli bir takvim zamanında veya yakınında oluşmaya eğilim gösterir. Örneğin "Ocak Isınması" ABD nin kuzeydoğusunda Ocak ayının son haftalarında her yıl tekrarlanan bir hava olayıdır. Eskiler seneyi kasım (kış) ve hızır (yaz) olmak üzere yılı ikiye ayırmışlar. Kasım 180, hızır 186 gün sürermiş. Kasım günleri 8 Kasım da başlar. Kasımın kırk altısında, kırk gün anlamına gelen erbain,(çıle) seksen altısında elli gün anlamına gelen hamsin (beçe) girer ve böylece kışın en soğuk zamanları sayılan doksan gün geçmiş olurmuş.
Kasımın 105 inde (1920 Şubat) birinci cemre havaya; 112 sinde (2627 Şubat) ikinci cemre suya, 119 unda (56 Mart, Şubatın 29 çektiği dört senede bir 5 Mart ta) üçüncü cemre toprağa düşer. Buna göre de önce havanın, sonra suyun, sonra da yerin ısındığı kabul edilirmiş. Bugün cemre düştü, cemre ile birlikte havanın ısınması sonucu karların eriyeceği, çığların meydana geleceğini göz önüne alarak halkımızın dikkatli olması ve gerekli tedbirlerin alınması ,cemre düştü, ama yüreklere cemre (ateş) düşmemesi dileği ile (Hakkari Meteoroloji Müdürü Sefer Kaçmaz)