Birinin adı Hürmüzdür ,bereket ve ışık saçan anlamına gelmektedir. Diğerininki ise Ehrimandır. Kötülük ve kıtlık saçan anlamındadır. Ahura Mazdanın kutsadığı Medya topraklarında Hürmüz hep iyinin ve uygarlığın temsilcisi, Ehriman da onun karşıtı olmuştur. Hürmüz dünyada kendisini temsil etmesi için zerdüşt’ü gönderir ve yüreğini sevgi ie doldurulur. Zerdüşt ise buna karşılık oğullarını ve kızlarını Hürmüz’e hediye eder.
Ehriman bu duruma kızar ve kıskanır, asırlar boyunca sürecek olan iyilerle savaşına başlar. Tüm iyilere karşı, Medya coğrafyasındaki yaşamı çekilmez hale getirir. Kötülük ve kıtlık saçan Ehriman bazen gökten taşlar, ateşler yağdırır, fırtınalar koparır ve iyiliğe ve iyiliklere kan kusturur.
En sonunda içindeki kötülüğü ve zehrini zalim Kral olan Dehak’ın beynine aktırır ve bir bela olarak o halkın üzerine salar. Dehak’ın bildiği tek şey kötülük etmektedir. Zalim Dehak halkının kanı emerken beynindeki zehir bir ura dönüşür. Ve onu ölümcül bir hastalığın pençesine düşürür.
Dehak acılar içinde kıvranarak yataklara düşer ve hastalığına bir türlü çare bulunamaz. O dönemin doktorları acılarının dinmesini, yaraların kapanmasını ve hastalığın iyileşmesi için yaraya genç ve çocukların beyinlerinin sürülmesini önerir. Medya coğrafyasında aylarca hatta yıllarca süren bir katliam başlar. Her gün zorla anne ve babalarından alınan iki gencin veya çocuğun kafasındaki beyinleri merhem olarak Dehak’ ın yarasına sürülür.
Halk çaresiz ve perişan ve güçsüz düşmüştür. Böylece genç ve çocuklar katledilirken sıra daha önce iki çocuğunu kaybetmiş olan kawa adındaki demircinin en küçük oğluna gelmiştir. O ay da mart ayıdır. Sabaha kadar demir ocağın başında sabahlar ve oğlunu zalim Dehak ‘ın katlinden kurtulmak için çareler düşünür ve O anda Kawa’nın aklına başkaldırı fikri gelir. Ve konuyu etrafında güvendiği birkaç kişiye açıklar. Demirci dükkanından demirden savaş malzemeleri olarak Gürz_ü,kember,kêr gibi araçlar yapar. Bir taraftanda baş kaldırı için etrafındakileri eğitir.
Bu hareket yavaş yavaş yayılmaya başlar . Mart ayının 20’sini 21’ine bağlayan gece sıra direnişin sem bulu olan Kawa nın küçük oğluna gelmiş.Kawa da eğitilmiş adamalarına ben Dehak’ın sarayına gideceğim kendimi bir hekim olarak tanıtacağım saray bekçilerine .Kralın ayarsına derman bulmuşum diyeceğim, ve yanına gideceğim. Yanına gittiğim zaman ve zalimi öldüreceğim. Fakat ben sarayın penceresinden ateş yakmadan kime hareket etmesin. Herkesi tembihler ve gider saraya.
Kawa sarayın yanına gider sarayın kapsında bekleyen bekçiler sorar kawa ya necisin nerden geliyorsun , kawa da hekimim kralın yarasına derman bulmuşum der. Saray bekçileri hemen krala bildirir durumu kralda izin verip hemen içeri getirin. Kawa içeri girer ve herkesin dışarı çıkmasını söyler ve herkesi dışarı çıkarır.
Kawa nın çantasında da demir örsü ve çekiç vardır. Kawa da kralın kafasını tam önüne getirir ve başına çantasında bulunan demir örsü var gücüyle vurur kral olan Dehak’ı öldürür. Ve sarayın penceresinde ateş yakarak direnişi başlatır. O gece kralın sarayı direnişçiler tarafından ele geçilir.
Aynı zamanda bu direniş Dehak’ın egemenliğindeki bütün topraklarda devam eder. Medya halkı kendi aralarında dağlarda ateş yakarak haberleşirler. Direniş bittiğinde, Kawanın halk hareketi Dehakı ve yönetimini devirir. Sevinçle dağlara koşan halk yakılan ateşlerin etrafında oymaya başlar.
Kawa demirci ocağında çalışırken giydiği önlüğü isyan bayrağını ocağındaki ateşi ise özgürlük meşalesi yapar. Ovalar, dağlar cayır cayır yanarken meşaleler elden ele dolaşır. Ve kurtuluş coşkusu günlerce devam eder. Dehak tan kurtulan halklar 21 martı özgürlüğün, baharın, kurtuluşun ve halkların bayramı olarak kutlar.Demirci kawa : başkaldırı kahramanı ,Newroz : bahar ve direniş günü Dehak ise tarihe yazılmış zalim kral olarak geçer.