Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, fındıkta artan fiyattan üreticinin kazanmadığını bildirerek, “Mart ayı sonunda yaşanan don sonrası kabuklu fındık fiyatlarının serbest piyasada 9 liraya kadar yükselmesinin üreticiye bir katkısı yok. Üreticinin elinde fındık neredeyse kalmadı. Birkaç bin tonu geçmez” dedi.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, 29-30-31 Mart tarihlerinde Orta ve Doğu Karadeniz bölgelerinde yaşanan don olayının yapraklanma, sürgün gelişim ve çotanak oluşum devresindeki fındığa büyük zarar verdiğini belirtti. Don zararının bu yıl üretim miktarını önemli ölçüde düşüreceğine, bunun fındıküreticisinin gelirlerinde büyük kayba neden olacağına dikkati çeken Bayraktar, şunları kaydetti:
“En son 2011-2012 sezonunda, 2012 Ocak ayında serbest piyasada kabuklu fındığın kilogram fiyatı ortalama 7,78 liraydı. Mart ayı sonunda yaşanan donun ardından kabuklu fındık fiyatlarının serbest piyasada 9 liraya kadar yükselmesinin üreticiye bir katkısı yok. Üretici çok önceden fındığın çok büyük bölümünü elden çıkarmış durumda. Üreticinin elinde kalan fındık birkaç bin tonu geçmez. Satılan fındığın çok büyük bölümü tüccara ait.”
Bayraktar, Ordu Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Turan Karadeniz başkanlığındaki komisyonun 7-8 Nisan 2014 tarihlerinde Samsun, Ordu, Giresun ve Trabzon illerinde sahada çalışması yürüttüğünü ve fındıktaki don zararını incelediği bilgisini verdi.
Komisyonun Samsun, Ordu, Giresun ve Trabzon’da sahada yürüttüğü çalışmalar sonucunda fındık çotanaklarında kıyılarda yüzde 10’lardan başlayarak rakıma göre yükselen oranlarda don zararı tespit ettiğini, zararın yüksek rakımlarda yüzde 90’ları aştığının görüldüğünü belirten Bayraktar, sürgünlerde ise yine rakıma göre yüzde 20’lerden başlayarak yüzde 90’ı aşan oranlarda don zararı oluştuğunun belirlendiğini vurguladı.
DON ZARARININ ETKİSİ 2-3 YIL DEVAM EDECEK
Orta ve Doğu Karadeniz bölgelerinde sahil kuşağında çotanaktaki don zararının orta ve üst rakımlara nazaran daha düşük düzeyde gerçekleştiğini belirten Bayraktar, “Orta ve üst kesimlerde yetiştirilenfındık ve diğer meyvelerde kuvvetli düzeyde don zararı meydana geldi. 2014 yılı sürgünleri başta olmak üzere 2013 yılı sürgünlerinde de önemli düzeyde dona bağlı olarak zarar görüldü. Özellikle sürgünlerin dondan etkilenmesi nedeniyle zararın neden olacağı kayıp 2-3 yıl devam eder” dedi.
Bu yıl özellikle Ocak ve Şubat aylarında ülke genelinde hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi nedeniyle bazı illerde meyve ağaçlarında, Karadeniz Bölgesi’nde fındıkta erken çiçeklenme meydana geldiğini bildiren Bayraktar, şunları kaydetti:
“Mart ayının son günlerinde yüksek kesimlerde 250 ile 750 metre arasındaki rakımda etkili olan kar yağışı fındıkta don riski meydana getirmiş, yağan kar ve devamında sıcaklıkların eksi değere düşmesi nedeniyle Karadeniz Bölgesi’nde fındık bahçelerinde özellikle yüksek kesimlerde don zararı oluşmuştur.
Don zararı en fazla Samsun, Ordu, Giresun ve Trabzon il ve ilçelerinin yüksek kesimlerinde görülmekle birlikte, fındık üretiminin yapıldığı diğer illerde de yer yer zararlar oluştu. Donun verdiği zararın oranını kar yağışından sonra düşen sıcaklığın derecesi ve ortamda kalış süresi belirlemektedir.
Karadeniz Bölgesi’nde ve don zararının olduğu illerde hasar tespit çalışmaları sürmektedir. Önümüzdeki günlerde sigorta eksperleri ve hasar tespit komisyonlarının çalışmaları tamamlandıktan sonra kesin sonuçlar ortaya çıkacak olmakla birlikte, halihazırda ilk gözlemlere göre bu yıl fındıkta rekolte kaybı beklenmektedir. Temmuz ayında tahmini rekolte kaybı belli olur.”
“SİGORTA POLİÇE SAYISI YETERSİZ”
Türkiye’nin 2013 yılında dünya fındık üretiminin yüzde 66,5’ini, 2007-2011 ortalamasına göre 198,68 bin tonla ihracatla dünya fındık pazarının yüzde 81’ini karşıladığını vurgulayan Bayraktar, şöyle devam etti:
“Son 10 yıl ortalamalarına göre Türkiye, 238 bin ton yıllık ortalama iç fındık ihraç etmiş, karşılığında 1,5 milyar dolar yıllık döviz geliri elde etmiştir. Bu yıl don zararı nedeniyle fındık üretiminin az olacağını düşünen bazı tüccarların Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) elindeki 20 bin ton fındığı satın almak, bazı ihracatçıların ise Gürcistan ve Azerbaycan’dan fındık ithal etmek üzere çalışmalar yaptığı duyumları alıyoruz.
Bu iddiaların gerçekleşmesi kaliteli Türk fındığının imajına zarar verebilir. Meyvelerde çiçeklenme döneminin sigorta kapsamına alınması, son yıllarda afetlerin daha fazla yaşanıyor olması gibi nedenlerle meyvelerde sigorta poliçe sayısında artış yaşanmıştır. Fındıkta 2012 yılında 34 bin olan don teminatı için alınan poliçe sayısı 2013 yılında 44 bine, 2014 yılında 48 bine çıkmıştır.
2012 yılından bu yana fındık poliçelerinde yüzde 41,2 oranında artış gerçekleşmiştir. Bu rakamlar yetersizdir. Üreticilerimizin kayıplarının karşılanmasının yanı sıra tarımsal üretimde sürekliliğin sağlanması açısından tarım sigortasının düzenli olarak her yıl yaptırılması büyük önem taşımaktadır. Aksi halde yaşanan afetlerden sigorta yaptıran üreticiler tazminatlarını alabilecekken, diğer üreticilerin mağduriyeti artacaktır. Tarım sigortalarından beklenen faydanın sağlanabilmesi, üreticinin tarım sigortasına talebinin artması için prim miktarları ve muafiyet oranları düşürülmelidir.”
“ÜRETİCİLERE NAKDİ DESTEK ÖDEMESİ YAPILMALIDIR”
Bu yıl Karadeniz Bölgesi’nde yaşanan don afetinin etkilerinin oldukça büyük olduğunu, fındık başta olmak üzere kivi ve çay bahçelerinde önemli zararlar oluştuğunu kaydeden Bayraktar, “Üreticilerin önemli bölümü çeşitli nedenlerle sigorta yaptıramamıştır. Bu gerçeğin göz önünde bulundurularak geçim kaynağı fındık, çay ve kivi olan üreticilerimizin desteklenmesi önemlidir. Afet yaşayan çiftçilerimizin zararlarının bir kısmının karşılanarak üretime devam edebilmeleri için nakdi destek ödemesi yapılmalıdır” dedi.
Bayraktar, ayrıca fındık üreticisinin mağduriyetinin önlenmesi için zarar gören üreticilerin Ziraat Bankası, özel bankalar, Tarım Kredi Kooperatifleri, elektrik borçları ile SGK prim borçlarının faizsiz olarak ertelenmesi, bir sonraki üretim dönemi için ihtiyaçları olan finansmanının sağlanması bakımından kredi temininde kolaylık gösterilmesi gerektiğini bildirdi.