GECE SEFASI-GÜNDÜZ UYKUSU
Bugün ki köşemde, mecbur yukarıdaki başlıkta dile getirdiğim (gecesefası-gündüz uykusu) hikâyesini yazmak aklıma geldi.
Bu unsurun Hakkâri' de hepimize ne kadar zarar verdiği herkesçe malumdur. Kusura bakmayın dostlar bunun bir türlü içimde kalmasına razı olamadım. Buda mevcut bazı ailelerin içinde bulundukları kabuğunun biraz erken kırılmasından dolayı meydana geldiğini görüyoruz. Kabuğun dışı uzaktan sağlam gibi görünüyor.
Alma ne yazık ki içi çürümüştür galiba. Çürümüş olan tarafı ise, bu kabuğun doğusallık tanımı, bilemiyorum? Doğrusu Bence birinci sıkıntıyı ele alsak daha doğru olur diye düşünüyorum. Gecesefasından dönen gençler evlerine saat on ikide gelirler. Yataklar erken serilmiş, yemeğin orijinali kalmamış diye evine sitem ederler. Ertesi gün saat birde uykudan kalkarlar, bu sefer kahvaltıyı beğenmezler. Çünkü kahvaltı saatinde güzeldir.
Bir evi ziyarete giden tanıdık birisi, evdeki gencin saat birde kalktığını fark eder ve bu genç niye bu saatte kalkıyor diye sorar? Gencin annesi hemen devreye girer, oğlum haklıdır, çünkü sabah dörde kadar televizyon izledi. Oraya ziyarete giden misafir, annesinin ciddi olduğunu görünce, şaşırır ve susmayı tercih eder. Sorarım size değerli dostlar böyle saçma bir şey olur' mu? O zaman hiç kimse gece eve erken gelmesin ertesi gün'de saat bire kadar yatsın, üretim yapılmasın, tüm işyerleri iflasın eşiğine gelsin sonrada esnafın banka kredileri' de ödenmesin, birde tüm Hakkâri halkı tefecilerin eline mahkûm olsun. İşte değerli dostlar, (gecesefası-gündüz uykusu)'nun hikâyesi budur.