İzmir ilimizde yaşanan deprem olmasaydı, gecen hafta ilimizde yapılan rafting Türkiye şampiyonasını kaleme alacaktım.

Maalesef güzel ve şirin şehrimiz olan İzmir’deki depremden dolayı, bu konu hakkındaki düşüncelerimi ve o muhteşem şampiyonadan ileriki haftalarda bahsedeceğim.
İzmir’deki deprem hepimizi derinden sarstırmıştır. 
Yaşanan bu depremde nice canımız enkaz altında kalmış, binlerce canımız da yaralanmıştır.
Yaşanan depremde her kesim elinden geldiği katkı ve yardımı yapmak için, seferber olmuşlar.

Gerek Cumhurbaşkanımız Recep Tayip Erdoğan, Hükümetimiz, sivil toplum kuruluşlarımız ve vatandaşlarımız, İzmir’deki vatandaşlarımızın ve kardeşlerimizin yardımına ivedilikle koşmuşlardır.
İzmir’de yaşanan deprem ilimizi de derinden etkilemiştir.

Hakkâri halkı yaşanan depremden dolayı, büyük üzüntü yaşamışlardır. 
Herkesin tek isteği ve arzusu, ölümlerin olmaması ve enkaz altında kalanlar biran evvel sağ çıkartılmaları.
İzmir’de yaşanan depremde yardım etmek için insanlar birbirleriyle adeta yarıştılar. 
Yani ülke olarak Hakkâri’den Edirne’ye tek yürek olup, İzmir ilimizin yardımına koştular. 
Bütün ülke tek yürek olduk. 

Ekran başında sabahlara kadar kaldık, dua edip mutlu bir haber için sabahladık.
Ülkemizin yardım ve arama kurtarma konusunda, dünya sıralamasında en önlerdedir. 
İlk kez 1999 yılında Düzce ve Marmara depreminde tanıştığımız, arama kurtarma ekipleri, o yıl yüzlerce hatta binlerce can kurtararak hepimizin kahramanları oldular. 

Aynı şekilde Van ve Elazığ depremlerinde de büyük emekler vererek, nice canları kurtardılar.
Arama kurtarma ekipleri, İzmir’deki depremde yüzlerce vatandaşımızı, kardeşimizi canımızı o beton yığınlarının altında çıkararak, bir kez daha kahramanlarımız oldular.
Her çıkartılan can bir sonraki cana umut oldu.

Dün akşam belki de mucizeden de öteye bir durum yaşandı.65 saat enkaz altında, beton yığınları altında kalan 3 yaşındaki Elif bebek bu kahramanlar tarafından kurtarılarak, bütün ülkeyi sevinç gözyaşlarına boğdular.
Elif bebek bizim için umutların en büyüğü olmuştur. 

Millet olarak belki de 2020 yılında, en sevindiğimiz ve en mutlu olduğumuz gün olmuştur. 
Elif bebek bizlere yani ülkemizin her kesimine, insanına, bebeğine, çocuğuna umut olmuştur.
Elif bebeğin kurtuluşu ve onu kurtaran kahraman kurtarma ekibi, yaşanan depremde iğrenç, insanlık dışı paylaşımlar yapan, insanlıktan nasibini almamış mahlûklara da verilmiş en büyük cevaptır. 

Elif bebek bize yaşamanın ne değerli olduğunu, umudumuzu hiçbir zaman kaybetmemeyi ve pes etmemeyi de öğretti ve hatırlattı.

Ayrıca, bize kenetlendiğimiz zaman birlik ve beraberlik içinde olduğumuz, her zaman her şeyin üstesinden geldiğimizi birlikte her şeyi başaracağımızı da kanıtıdır. 

Üç evlat babası olarak, dün yaşama sık sık sarılan ve kahraman kurtarma ekiplerimizin sayesinde yaşama tutulan, Elif bebeği 4.cü evladım olarak ölünceye dek kalbimde yaşatacağım. 
Güzel bebeğim güzel Elifim kurban olduğum o güzel nur yüzlüm. 
İyi ki varsın bebeğim.Sen yaşadıkça bizim umudumuz olacaksın.
En büyük alkış, her şeyi hak eden kahraman sağlık çalışanları ve tüm arama kurtarma ekibimize gelsin.
Yaklaşık 9 aydır bütün dünyanın başına bela olan, covid19 salgınında büyük bir emek gayret sarf eden, bu uğurda onlarca bedel ödeyen sağlık çalışanlarının göstermiş olduğu o fedakârlıklarını yanı da.

İzmir depreminde büyük emek veren, hepimizin gönlünde taht kuran, tüm arama kurtarma ekiplerine, sağlık çalışanlarına, güvenlik güçlerine, tüm kurum ve sivil personellerine emeği gecen herkese, bir spor camiasının bir ferdi olarak teşekkür ediyorum. 
Hepsini yürekten kutluyorum.  
İyi ki varsınız.
Geçmiş olsun İzmir, geçmiş olsun Türkiye.