Sivas'ta merkeze bağlı Güney köyünde 1940 yılında doğan Turan Karakaş, 6 aylıkken gözünde yara çıkması sonrası görme yetisini kaybetti. Çocukluğunu köyünde geçiren Karakaş, 10 yaşından itibaren çevre il ve ilçeleri gezerek Destancılık yapmaya başladı.
Yaşamını Destancılıktan elde ettiği gelirle sürdüren, Karakaş, 22 yaşında “Sesine aşık oldum” dediği Güler Karakaş'la evlendi. Ömrünü ibadetle geçiren görme engelli adam, yaşadığı zorlukların karşısında şükrü hiçbir zaman eksik etmedi ve yaşamını ihtiyaçlarını kendi gidererek sürdürmeye devam etti.
Yüzünü bir kez bile göremediği eşinin sesine aşık olduğunu belirten Karakaş, “Görmeyen gözüm, tutan elim, yürüyen ayağım oldu” dediği 5 çocuğunun annesi, eşiyle birlikte 58 yılı geride bıraktı. Filmlere konu olacak yaşamıyla dikkat çeken Karakaş'ın hayatı, yeğen Mesut Karakaş tarafından yazılan kitapla okuyucularla buluşacak.
Gençlik yıllarında görmeyen gözleriyle yaşamını Destancılık yaparak geçirdiğini belirten Karakaş, “1940'da dünyaya gelmişim, 6 ay sonra gözlerimde yara çıkmış. Gözlerime kocakarı ilacı sürmüşler ve gözlerim ama olmuş. Ondan sonra hayatım çok çileli geçti. Bana annem, babam baktı ama babam perişandı, çok fakirdik zar zor böyle yavan ekmek yiyorduk.
7 yaşından sonra İstanbul'a gittim, sonra geldim destancılığa başladım. 25 sene destancılık yaptım her çeşit destan yazdım. Ölenlere, kalanlara, tren kazalarına, araba kazalarına, ağıtlara yazıyordum. Yazdıklarımı matbaaya veriyordum, satıyordum.
23 yıl destan yazarak geçirdim. Ondan sonra fabrikaya girim 22 sene de demiryollarından çalıştım. 1962'nin birinci ayında evlendim, onuncu ayın on altısında ilk kız çocuğum oldu” dedi.İnsanları sesinden tanıdığını ve eşinin sesine aşık olduğunu belirten Karakaş, “Biz kadınları sesinden tanırız bize sesi lazım yani güzelliği çirkinliği bizi ilgilendirmez, uzunluğu kısalığı da bizi ilgilendirmez bize lazım olan sesi.
Biz sesinden tanırız kadınları, ben o kadının sesine heveslendim ve dedim ki ‘bu kadın bana olur' evlendik. Sesine aşık olup, evlendim. 58 senelik evliliğimiz var, 5 çocuğum oldu. Hanımımdan memnunum bir şikayetim olmadı. Görmeyen gözüm, tutan elim, yürüyen ayağım oldu.
Yalan yok, kolumdan tutuyordu benim çocuklarım büyüyene kadar çarşıya beraber gidiyorduk, beraber işlerimizi yapıyorduk. Destan yazdığım zaman ben tek başıma gidiyordum.
2 oğlan 3 kızım var onları büyüttüm, kızlarımı gelin ettim, oğlanlarımı evlendirdim şu anda iki tane gelinim var 20 den fazla torunum var. 9 tane umrem var benim. 80 yıllık hayatımdan ben memnunum, dağlar kadar memnunum gecem gündüzüm zikirle, Rabbime şükürle geçer" dedi. İHA