Bir kere herkes işini yapmalı fiili çok yerinde ve sağlam bir fiildir...
Yani mesela bir nalbur ile doktoru aynı kefede görmek kadar aciz oldular insanlar, tamam şimdi ikiside iyileştiriyor, lakin birisinin iyileştirmesi RESTORASYON diye adlandırılıyor diğeri ise hayatı yani canlıyı iyileştiriyor yani bilhassa hayat veriyor...
Kalkıp ikisine de aynı pencereden bakmak çok saçma değil mi sizce de??
Maddelere böleyim de aklınız karışmasın
Twettir meraklısı yani sözüm özellikle onlaradır ki acizane bulunduklarının neden aslında kendileri olduklarını maddelerimin ve anlatacaklarımın sonunda aşikar gelecektir. Bir konu üzerinden yürüyüp, örneklendirip daha kolay anlaşılır hale getirmek isterim ve yakın zamanda Hakkari’de covid-19 salgını sebebiyle oluşan pandemiden payını fazlasıyla almış müzisyenlerin birleşip ortaya bir eser oluşturmak için çaba gösterip kısıtlı imkanlarla bir araya gelerek yapılan bir Hakkari yöresi şarkısı ve sonunda acımasızca yapılan yorumlar ve aslında asıl hatamız her şeye kolay yorum yapabilmenin doğru lakin o işi eleştirmenin aslında zor olması gerektiğini unutuyor olmamız.
Gençliğimizin yakın dönemde %40’ının aktif olmaya çalıştığı Twitter platformu da aslında bunda etki yaratanlardan biridir. Çünkü o platformda bir tür ağız vardır. Maddelere bölmeye çalışalım bakalım...
1- Müziğin notasının kaç tane olduğunu bilmeyen insanın bana kalkıp kendisini müzik eleştirmeni olarak görüp, zapta yetişen sazan gibi her oltaya atlaması ve sonucu hazindir tabi...
2- Biz gazetecinin her yaptığı haberden para kazandığını ve bunu yapmak için haberini Ulusal basına yayması için ajite seviyesini hatsafhada tutmak zorunda olması yoksa prim almayacağını ki orda da büyük bir eksiklik, lakin bunu gerektiren şartlar oluştuğundan mecbur kaldıkları... Burada iş taa ebeveynlere yöneliyor çünkü küçüklükte avukat, doktor, mühendis... hayalleri ile büyütülen toplumda aslında gazeteci olmak isteyen okuluna gidemedi...
3- KOREOGRAFİ diye betimlenen toplu gösteri tarzlarında yani tema da ki bu da ilk maddeyle bağlantılı, bir çok ses sanatçısının bir araya gelerek bir bütün oluşturması ve hepsinin aynı ton ve notada okuması için hazırlanan bir düzende pek sadelik beklenmesi de tuhaf..
Her sanatçının ses tonu ve okuduğu nota bir olmayacağı için hepsini ortada toplamak için kimisini bir ton yukarı, kimisini bir ton aşağı çekmek zorunda kalınmışlık da cabası.. fakat beni asıl düşündüren bireysel anlamda hepsi güzel seslere sahip insanlar asıl mesaj belki de bir paydada birleşmenin her zaman mümkün olacağı mesajıdır, neden hep en mükemmeli bekliyoruz ki ?? Yada en azından buna hakkımız var mı ?
4- SÖZDE KAHRAMAN OLMAK sözde kahraman olanlar ki yine aynı platformda aynı imza ile ünvanını kaptırmadan en önde gidiyor ; Hakkariyi temsil edip bodrumda çekilen diye bir yargı sözüm ona iş adamcığı ; bugün bu halkın bağrında yetişmiş bir allahın kulu kalkıp desin ki ben şehrimizi tanıtıp bir belgesel, klip, video, fotoğraf, daha daha daha basiti her neyse onu yapacağım 10₺ desteğine ihtiyacım var..
O zaman görürüm ben o BORDU KLAVYELİ’yi bakalım klavyesinde kendisine iki kelam sakladığı var mıdır? Bilerek bordu diyorum.
5- ELEŞTİRİ UZMANI bu sefer de artık takılacak bişey kalmamış ki yaş sınırlamasına takılmış BORDU KLAVYE liderlerinden şimdi ben hem yerel hem ulusal bir bilgi ile değineyim konuya; UNESCO ya göre 15-25, Birleşmiş Milletler Örgütüne (BM) ye göre 12-24 ki bu Türkiye’de kabul görülenidir, dedeme göre 17-39, bana göre baston tutmayan bütün eller ve zihinde olan bedenler genç kabul edilir.
Yani asıl soru genç olmak için büyümemek mi gerekir?? İşte burada ortaya çıkıyor aslında amaç bişey bulmaya çalışıyoruz. (Hepsi kundura giymiş neden küçüğü spor ayakkabı giymiş ki) Eleştirmek için bişey ararız sürekli: Peki soruyorum eleştiri meraklılarına; hayatınızda bi kere de ÖZELEŞTİRİ yaptınız mı yada denediniz mi??
6- ÇAĞ’a YORGAN OLMAK; bir twitter dünyası var ya işte sırf ona yetişmek için absürt bir söz, toplumda normal üç insan içinde yapmadığımız bir espiri, saçmalamanın sanat olduğu bir platform gibi kullanmak ve üzerine marifet bütünlüğü ile kopmadan bunu hissetmek işte aslında ağlanacak bir haldir ve gülelim buna da hep beraber.. bir .... iki.... üç.... şimdi :))))))))
7- Onuru ile savaşan insanlar vardır hayatta, elinden geleni yapmaya çalışanlar, toplumda bir yer edinmeye çalışanlar, göze gelmeye çalışanlar, gerçekten kalkınabilmek için bişey yapanlar, başarılı olanlar, kendi olanlar..... bla.... bla... var da var önemli olan SEN HANGİSİSİN ???
Biz şehrimize iyi gelenleriz ya sen ?
Bu sayede herkese sorma fırsatı oldu
SİZ KİMSİNİZ yada HANGİSİSİNİZ? Nerelisiniz ?
Biz HAKKÂRİ’liyiz sizden biriyiz ...
Ve toparlayacak olursak bir twit için ortalıkla malzeme aramaya gerek yok, yapıcı olun ve siz siz olun asla bilmediğiniz işlerde iddialı yorumlar yapmayın çünkü işi bilenler okuduğu zaman haklı sandığınız edalarınıza gülüyorlar.. Güzel arkadaşlarım, abilerim, amca, teyze, kardeşlerim, büyüklerim birinden bişey öğrenmek bizi cahil onu bilge yapmaz herkes kendi alanının ve yarıçapının öğretisindeki öğretileri almıştır, parası olanda gider mimar ve mühendisten planla evini yaptırır, olmayanda.. milyonda nir gerçekleşen istisnalara kafayı takmayın. Bir asıl bilge diyor ki bilgi paylaşmadığın sürece değersizdir. Lütfen birinin size bişey öğretmesine hep izin verin...
Her şeyden önce niyet önemli iyi niyetli iyi insanlar ile iyi yarınlara ...
Hakkari’nin güzel insanları dedemin de dediği gibi;
-Hakkari’de dört mevsim vardır ama hiç bir yere benzemez; KARLA BUZ ÇAMURLA TOZ, kar yağar buz olur, buz erir çamur olur, çamur kurur toz olur, hepsi gelir insanımızın boğazında durur. Bu döngü asla dinlenmedi ve sürecektir. Bütün her şeyiyle heybeti, delisi, sokağı, sesi, gürültüsü, dağları, suyu... saymaya bile yetemeyecek güzellikleriyle bir bütündür o bütünde hep bir halka olun hep bir parça...