Eski belediye binası önünde düzenlenen basın açıklamasına, Belediye Eşbaşkanları Mehmet Sıddık Akış, Belediye Eş Başkan Yardımcısı Hatice Ücar ve partililer katıldı.
Burada basın açıklamasını okuyan Dem Parti İl Başkanı Kadir Şahin, Türkiye’de engelli yurttaş sayısının resmi verilerle 12 milyon kişi üzerinde olduğu ve aileleri ile birlikte toplumun yarısına yakınının engellilik politikalarından etkilendiği bilinmektedir dedi.
Şahin konuşmasının devamında," İlimizde de nüfusun yaklaşık yüzde 10’u engelli olup aileleri ile birlikte çok önemli bir nüfusa denk geldiğini ifade edebiliriz. Devam eden ekonomik kriz, savaş, iş cinayetleri, trafik kazaları, aile içi şiddet ve yetersiz sağlık ve eğitim hizmetleri engelliğin en temel nedenleridir. Bu ülkede engelli olmak ayrımcılığa ve hak ihlaline sistematik bir şekilde maruz kalmaktır.
10-16 Mayıs Engelliler Haftası, engellilerin sistematik olarak maruz kaldığı ayrımcılığa ve hak ihallerine dikkat çekmek ve güçlü bir kamuoyu oluşturmak için tanımlanmış bir dönemdir. 160’a yakın ülkede engellilerin sosyo-ekonomik, siyasal ve kültürel haklarının geliştirilmesi amacıyla bu haftada tüm topluma, kamuoyuna, basına ve sivil topluma bizler de DEM Parti olarak seslenmek istiyoruz.
Engellilere yönelik kamusal hizmetlerin yetersizliği ve toplumda maalesef yerleşik olan ötekileştirme dili, engellilerin kapalı mekanlarda hapis kalmasına yol açmaktadır. Sayıları milyonlarla ifade engelliler için, engellerin salt fiziksel olmadığını bilinmelidir. Günlük dilden mevzuata, sanatsal ürünlerden medyaya varana kadar engellilere yönelik ayrımcılık, eştsizlik ve ötekileştirme söylemi her gün yeniden inşa edilmekte ve bunun önüne geçmek için gerekli politikalar yaşama geçirilmemektedir.
Türkiye’nin 2009 yılında imzalayıp onayladığı BM Engelli Hakları Sözleşmesi ve Engelli Hakları Kanunu yaşama yansımamaktadır. Bu kapsamda uygulaması 2005’ten 2024’e ertelenen erişilebilirlik mevzuatı artık geciktirilmeden, ertelenmeden eksiksiz bir şekilde uygulanmalı; kentler, mekanlar, yollar, binalar dışında kurum internet siteleri, müfredat ve mevzuat erişilebilir olmalıdır.
Engelliler ve aileleri ayrımcılık ve nefret suçlarına maruz kaldıklarından, yoksul bırakıldıklarından ve siyasal temsilleri kısıtlandığından toplumdan kısmen yalıtılmış halde yaşamak zorunda bırakılıyorlar.
Engellilerin toplumsal yaşama dahil olmasının imkanları geliştirilmeli, engeller kaldırılmalıdır. Engellilerin; eğitime, sağlığa, ulaşıma, istihdama, kültürel üretim ve tüketime, siyasal yaşama katılmaya, sosyal yaşama erişilebilirliğinin önündeki engeller kaldırılabilir.
Engellileri veya bedenlerini değil; engelliler yok sayılarak inşa edilen yolları, geçitleri, kaldırımları, binaları ve sunulan kamusal/özel hizmetleri değiştirmek için çalışmalıyız. Kamu binaları başta olmak üzere asansör, merdiven, geçit yolları, tuvalet, çalışma düzeni ve iletişim anlamında engellilik perspektifiyle yapılmamış mekanlar en büyük engeldir.
Özellikle yerel yönetimlerde, kamu kurumlarında, hastane ve okullarda işaret dili ve braille yazısının yaygınlaştırılması birçok engelli ortadan kaldıracaktır. Yoksul engellilerin sosyal ve ekonomik açıdan desteklenmesi belediyelerin ve tüm kamu kurum ve kuruluşlarının en temel görevi olmalıdır.
Birçok engel grubunun sesi duyulmamakta ve yaşadıkları sorunlar yıllarca çözüm beklemektedir. Diyaliz hastalarından SMA hastalarına, Albinolardan Otistiklere tüm engelliler ve ailelerinin taleplerini esas alan bir politika inşa edilmelidir. Türkiye’de SSPE’liler ölüme terk edilmiş durumdadır.
Otistik ve Down sendromlulara yönelik sistematik bir ayrımcılık ve ötekileştirme politikası uygulanmaktadır. Alzheimer hastaları ve aileleri dayanışma ve anlayış beklentisi içindedir. Yerel yönetimlerimiz bu ailelerimiz ile kapsamlı bir dayanışma politikası geliştirmek zorundadır.
Engellilerin temel hakları için acil yapılması gereken listesi çok uzun değil ve bunun için gerekli olan bütçe de çok büyük değildir. Ancak 12 milyon engellinin bütçedeki payının yüzde 1,6 olduğu bir yerde engelliler için bir kamu hizmetinden söz edilemez.
11 trilyonu aşan merkezi bütçe içerisinde sadece yüzde 1,6’lık bir payın, nüfusun yüzde 12,29’unu oluşturan engellilere ayırılması büyük bir adaletsizliktir. İktidarın politikasızlığı, engelliler için daha yoksul ve yoksun bir yaşama neden olmaktadır.
Engellilere ödenen ödenekler enflasyon karşısında erimiştir. Atama bekleyen engelli sayısı yüzbinleri bulmuştur. Anadili Türkçe olmayan engelliler, mülteci engelliler, kadın engelliler çoklu bir ayrımcılıkla karşı karşıyadır. Engelli kadınlara yönelik ayrımcı söylem ve pratikler derhal durdurulmalıdır.
Engellilerin tüm farklılıklarıyla haklarına erişebilmesi için sadece Türk İşaret dili ve sadece Türkçe ile değil, bu ülkede yaşayan tüm halkların diliyle kamusal hizmet erişimi olmalıdır. Eğitim ve sağlık imkanlarından resmi dil Türkçe’yi bilmediği için doğru şekilde yararlanamayan yüzbinlerce engellinin, tüm haklarına erişimi için anadillerinde de hizmet sunumu olmalıdır.
Özellikle otistikler için alternatif iletişim yöntemleri ve yeni diller geliştirilmeli, eğitim adı altında otistiklere yönelik şiddet ve insan hakları ihlalleri durdurulmalıdır.
Öte yandan bölgemizde devam edegelen çatışmalı süreçler ve savaşların önemli bir engellilik nedeni olduğu bilinmelidir. Temizlenmeyen kara mayınları, toplumsal olaylara müdahale eden güvenlik güçleri, kent içinde denetimsiz olan zırhlı araçlar, sınır geçişlerinde askerlerin ateşi, ölümler dışında yüzlerce kişinin engelli kalmasına da yol açmaktadır.
Savaşlar, tüm toplumun yoksullaşması ve engelli kılınması için işleyen bir makinedir. İl ve bölgesel gelişmişlik farkları, altyapı, iletişim, kamusal hizmet sunumlarının eksikliği engellilerin temel haklarına erişimini olumsuz etkilemektedir.
DEM Parti, engellilere yönelik ayrımcı dili ret etmektedir. Yaygın bakış açısı, engellilik alanında yaşanan hak ihlallerini ret etmek üzerine kuruludur. Bizler parti olarak tüm farklılıklarıyla ve nöro-çeşitlilikleriyle tüm engelli gruplarının hakları için mücadele edeceğimizin sözünü veriyoruz.
Engelliler hasta, muhtaç ve aciz görülecek bir nüfus kesimi değil eşit yurttaşlardır. Engelliler de her yurttaş gibi temel hak ve özgürlükleri yasal ve anayasal koruma altında olan özgür bireyler olmak istemektedir"dedi.