Tarih boyunca kadim kültürlere ev sahipliği yapan Doğu ve Güneydoğu'nun dur durak bilmeden kanayan yarasıdır "kan davaları".
Şu insanoğlunun koca koca okyanusları aşıp küçücük derelerde boğulması-boğması ne acı bir durumdur!
Tarih boyunca kadim kültürlere ev sahipliği yapan Doğu ve Güneydoğu’nun dur durak bilmeden kanayan yarasıdır “kan davaları”.
Anlatıldığı zaman herkesi şaşkınlığa uğratan sivrisinek vızıltısı basitliğinde sebeplerden canların yitip gitmesi, evlatların yetim öksüz kalması, anaların yürek kanatan acılara mahkum bırakılması, gencecik fidanların cezaevlerinde ömür çürütmesi ve daha nicesiyle toplumun yüz karasıdır kan davaları!
Bir anlık öfke ile evladına “ölümü miras bırakanlar” öyle bir hırsa bürünüyor ki evladının eline silah verip “git öldür” derken bile ne denli çoklu felaketlere sebep olduğunun farkında olmuyor...
Kan davalarına dair anlatacak çok şey var da varsın şimdilik bu kadar olsun çünkü acıları anımsadıkça-anımsattıkça yaralar yeniden kanıyor. Ki ihtiyacımız olan unutturmak ve hatta zihinlerden kan davası kavramını kazımak... Bu sebepten bugün size kan davalarının “keşke olmasaydı” dedirten bir güzel yanını aktarmak istiyorum...
Hafta sonu Hakkari Esendere’de yaklaşık 1200 kişi aynı yürekle “keşke olmasaydı” dedik... Geçtiğimiz yıl Esendere’de yaşanan bir tartışma sonucu taraflardan biri hayatını kaybetmişti. Aradan geçen bir yılda tarafların arasında bir sorun yaşanmaması için şehrin önde gelen isimleri büyük çaba gösterdi ve bir yılın sonunda aileler barış yemeği ile yan yana geldi...
Esendere Belediye Başkanı Dırbaz Büyüksu kararlılıkla “husumetli aileler yan yana gelmeli” dedi ve başlattığı bu sürecin en büyük destekçisi Hakkari Valisi Belediye Başkan Vekili İdris Akbıyık oldu... Vali Akbıyık ile birlikte Hakkari’nin önde gelen aileleri, siyasileri, bürokratları da iki ailenin barışması ve aradaki husumetin sona ermesi için Esendere Belediye Başkanı Dırbaz Büyüksu’ya destek sundu...Uzun süren ikna görüşmelerinin olumlu sonuç vermesiyle “pazar günü Esendere’de barış yemeği var” haberi hepimize ulaştı...Bölge insanı Fahri Hakkarili bir anne olarak hemen yola çıktım...
Barış yemeği için Esendere’de hazırlanan alana vardığımda büyük bir kalabalık beni karşıladı. Hepsiyle selamlaşıp günün önemine yönelik kısa bir sohbet ettikten sonra İdris Ağa’nın yanında ayrılan yerime oturdum... İdris Ağa bölgenin tanınan ve sevilen bir otoritesi. Yirmi bir çocuğu olan İdris Ağa ile birlikte masamızda bölgenin kanaat önderleri, eski ve yeni siyasetçileri de vardı... Tüm davetliler gelene kadar bölgeyi ve sosyolojik yapısını tanımak adına masadakiler ile keyifli bir sohbet ettik...
Sohbet ederken arkadan gelen bir ses ile masadakiler hep birlikte ayağa kalktı “husumetli tarafları” alana getirmek için...
Bir süre sonra husumetli iki ailenin temsilcileri de masamızdaydı... O an her iki tarafa da “kavganın yaşandığı güne dönsek ve böyle bir şeyin yaşanmaması için ne verirdiniz” diye sorsam inanıyorum ki hep bir ağızdan “her şeyimizi verirdik” derlerdi çünkü gözlerden okunan acı o kadar derin ve tazeydi ki...
Dinimizde ve kültürümüzdeki barışın, huzurun, evlatların önemine vurgu yapan konuşmalardan sonra Esendere Belediye Başkanı Dırbaz Büyüksu yaşanan olaydan hissettiği acıyı ve barışmanın yaşattığı mutluluğu aktardığı cümleleriyle kan davalarının topluma acıdan başka bir şey katmadığını ve bu ölüm-şiddet sarmalının bir sonunun olmadığına vurgu yaptı...
Evet bu ölüm sarmalının bir sonu yok karanlık dipsiz kuyulardan başka! Zira karşılıklı atışlarla sadece her iki taraf canlarını kaybediyor, gözyaşları sel oluyor, ağıtlar yeri göğü inletiyor, öfkeler bentleri aşıp yakıp yıkarak büyüyor...
Ve Esendere de olduğu gibi birileri araya girene kadar son bulmuyor bu durumlar, ölümler...
O gün Esendere’de gerçekleşen barış yemeğine katılan yaklaşık bin iki yüz erkek arasındaki tek kadın olarak dilerdim ki yörenin hatırı sayılır kadın büyükleri de alanda olsun. Çünkü Anadolu Kültüründe “ana” önemli bir başlıktır, otoritedir, olması gerekendir...
O gün husumetli taraflarla gerçekleştirdiğim sohbette her iki tarafın beklentisi hukuk sistemi içerisinde bu tür sorunların çözülmesi yönündeydi... Geçen yıl yaşanan olayda hayatını kaybeden gencin babası barış kararını alırken büyüklüğünü herkese göstererek örnek oldu. Bu koca yürekli baba ile sohbetimizde zikrettiği cümleler çok önemliydi; “Ben evladımı kaybettim onun acısı ömür boyu içimizde olacak fakat bununla birlikte bu acıyı kimseler yaşasın istemiyorum. Hiçbir anne baba evlat acısı yaşamasın. Evlatlarımıza ölümü miras bırakmayalım. Şu an tek tesellimiz adalete olan güvenimiz. Adaletin vereceği karar ile yaramız bir nebzede olsa dinecek...”
Evet Allah hiç kimseye yaşatmasın böylesi acıları fakat bu tür acıların yaşanması durumunda sığınılacak tek kapı adalet olmalı...
Esendere Belediye Başkanı Dırbaz Büyüksu’nun Esendere’de ısrarla yürüttüğü husumetin son bulma çalışmalarında desteğini eksik etmeyen başta Hakkari Valisi İdris Akbıyık olmak üzere şehrin tüm kademelerine, kanaat önderlerine, aile büyüklerine ve o gün orada olup duasını desteğini sunan herkese “iyi ki varsınız” diyorum...
Kaynak: Yeni Birlik