Düğünlerimiz Cuma’dan başlardı. Tepkiler ve tartışmalar çoğalınca tek ve iki güne indirildi. Eskiden sadece hafta sonları düğün merasimleri gerçekleşirdi, günümüzde hafta içi, hafta sonu fark etmiyor. Her gün düğün merasimleri yapılmaktadır.
Taziyelerimiz ve özellikle “Taziye yemekleri” çok tartışıldı. Sadece Hakkari için değil bölgenin sorunu haline geldi.
Jirki Aşireti Kanaat Önderi Nejman Adıyaman’ın kendi aşireti kapsamında aldığı yeni karar takdirle karşılandı. Pinyanişi Aşireti Lideri Orhan Piruzbeyoğlu, katılım sağladığı bir taziyede şu sohbeti ilgimi çekti; “İran usulü taziye kuralını benimsiyorum. İran’da saat 14.00 da taziyeye oturulur.
Dışarıdan gelen misafirler varsa onlar lokanta veya evlerde ağırlanır. Taziye yemeği diye bir masraf ve abartı yok. Bizde de bu uygulamaya geçilmelidir. Kulak misafiri oluyoruz ilimizde bir çok kişi hadi taziyeye gidelim, kavurmamızı yiyip geliriz diyenler var. Taziye demek üzüntü, keder demektir. Yemek ve ziyafet ortamı değildir. Taziye sonrası dost ve akrabalar zaten kederli aileye her öğün yemek götürerek destek olmaktalar”…
Piruzbeyoğlu’nun bu söylemi onu dinleyen yüzlerce kişiyi memnun etti.
Gelenek ve göreneklerimizdeki bazı abartı ve gereksizliği kaldırmak elbette bize düşmektedir. Tüm aşiret liderlerine, ilimiz valisine şu çağrıda bulunuyorum; Geniş çaplı bir toplantı yaparak yapmak istediğimiz değişikliği karara bağlayıp uygulamaya geçmeliyiz. Halkı mağdur eden her abartı zarardır, ziyandır.
Halkımızın rahatsızlık duyduğu bir başka sorun da düğünlerimizdeki müzik işkencesidir. Düğün alayının dört bir yanına kocaman kolunlar bırakılarak kulaktan beyne zulüm yapılmaktadır. Belediye bu konuda standart desibel uyarısı yapmaktan acizdir.
Hakkari taziye geleneğine İran modeli şimdiden hayırlı olsun…