"Kürtçedir ana dilim, doğruluktur imanım, dinim"... Ankara'ya gitmek üzere Van havalimanından hareket ediyoruz. Her zamanki formaliteler devreye giriyor. Hostes hem Türkçe hem de ingilizce bir tehlike durumunda alınması gereken tedbirleri sıralıyor. Yani her yolculukta karşılaştığımız rutin formaliteler...
Üçlü koltukta yanımda bir genç ve yaşlı annesi oturuyor. Anne ve oğul arasındaki Kürtçe sohbet ve fısıldamaya kulak misafiri oldum. Anne soruyor "Kuremin ev çiye dibe?" yani oğlum bunlar ne diyor? Genç yolcu annesine tedbirlerle ilgili Türkçe bilgi verdiğini anlatıyor.
Bu kez aynı tedbir uyarıları ingilizce devam edince yaşlı ve hasta annesi yine sordu, "Kuremin ve caye çiye dibe, eve çı ezmane?"... Yani bu kez ne diyor ve bu hangi dil?
"Anne, uyarı amaçlı tedbirleri bu kez ingilizce söylediler".
Tedbir merasimi ve hosteslerin şowu bitince onlarla sohbete başladım. Şemdinli'nin bir köyünde ikamet ediyorlar. Yaşlı kadın hasta olduğu için Ankara'ya tedavi olmaya ilk kez uçağa binerek gidiyor. Ne iş yaptığımı sordular. Onlara kendimi takdim ettim, Hakkari merkezde ikamet ettiğimi ve gazeteci olduğumu...
Derinleşen Kürtçe sohbetimiz yolculuk boyu devam etti. Yaşlı ve hasta annemiz," Oğlum, işte bunları yaz, uçakta bile Türkçe, İngilizce, her dil konuşuluyor da neden bizim ana dilimiz Kürtçe konuşulmuyor. Ben bu konuşulanlardan bir şey anlamadım. Madem bu uçak bize, Kürtlere hizmet edecek bizim anlayacağımız dilden de hizmet verilsin" dedi.
Havada Kürtçe sohbetimiz, ana dilimizi ve Kürtçeyi yasaklayan zihniyete inat devam etti. Demem o ki; Van'dan gidiş ve Van'a geliş istikametlerinde Türkçe ve ingilizce'nin dışında Kürtçe anons ve Kürtçe yazılmış dergi ve broşürlerin de bulundurulmasını istirham ediyoruz. Çünkü dil, insanların kendi iradeleri dışında doğdukları coğrafyalarda hayatlarını idame etmeleri adına doğanın gereği olarak zorunlu bir araçtır.
Dile kelepçe vurulmamalı. Hava yolunun doğu ve güneydoğu anadolu seferlerinde bu arzu edilen beklenti yanıt bulmalıdır. Farklı dil zenginliktir. KCK davasında yargılananların kendi dillerinde savunma hakkı ve orada verilen dil mücadelesi hafızalardan çıkmadı. Herkes bildiği dil ile konuşmalı, ana diline sahip çıkmalıdır.