Geleneksel kadın giyimimiz göz kamaştırıyor. Düğün ve özel günlerimizde kızlarımız başlarına “Kesrevan” denilen bağdaş işi ipekli ve sırmalı “PUŞİ”ler bağlarlar.
Dünyanın en büyük beş fuarından biri olan İstanbul Emitt Fuarına Hakkari ilimiz damgasını vurdu. Farklılıklarımız fark edildi ve dört günde 50 bin ziyaretçi ağırladık.
Bu fuarda dikkatimi çeken ve gözlerden kaçmayan bir etken vardı. Hakkari Belediyesine ait Halkoyunları ekibi yerel giysilerle dört gün boyunca standımızda yer alarak hem folkloru hem de giysileriyle ilgi odağı haline geldiler.
50 bin ziyaretçi içinde çoğunluğu bayanlar oluşturdu. Soframızda en çok beğenilen “Siyabo” , giyim kültürümüzde ise en çok merak edilen “Puşi” oldu.
Puşi ile ilk kez karşılaşan ziyaretçiler kafalarına geçirerek objektiflere poz verdiler. Puşi ile binlerce resim çekildi. Eğer satışa sunulmuş olsaydık tüm stokları kısa sürede tüketebilirdik.
Hakkari ilimiz yavaş yavaş kabuğunu kırıyor. Türkiye’ye ve dünyaya açılıyor. Bize duyulan sevgi ve ilgi bizi sonsuz mutlu kılıyor. Kadınlardan oluşan bir dernek 40 kişilik ekip halinde Hakkari için tur hazırlığına girdiler. Yine ünlü bir ressam Nisan veya Mayıs ayında Hakkari’de bir sergi açacaklarını belirttiler. Özellikle Denizli ili bizim gençlerle kaynaşarak kardeş il kapsamında kalabalık bir grupla ilimizi ziyaret edeceklerini beyan ettiler.
Bugüne kadar hep övdüğüm ve manşetlerde süslediğim ünlü sanatçımız Yılmaz Erdoğan’ın ilimiz adına organize ettiğimiz bu tür etkinliklere katılım sağlamaması bizi oldukça üzüyor.
Valimiz sayesinde her platformda ilimizi, kültürümüzü, rengimizi anlatmaya ve tanıtmaya devam edeceğiz. Önyargı kavramını yıktırırsak burası turizm cenneti olur. Türkiye’de yüzlerce şirket tur düzenliyor. 80 il bu kapsamda ziyaret ediliyor. Ne yazık ki Hakkari hariç…
Birlik ve beraberlik içinde, saygın duruşumuz ve hoşgörümüzle kentimizi anlatmaya ve sevdirmeye devam edeceğiz. Bunu yapmazsak çok şey kaybedebiliriz. Örneğin Ters Lale ve otlu peynir’in merkezi Hakkari iken Van sahiplenmiş durumda.
Kahvaltı kültürü Hakkari’den Van’a gönderilen bir gerçeğimizdir. Ne yazık ki kendi sanatçımız bile şiirinde “Seninle Van’da bir kahvaltı salonunda” dizeleriyle, gişe rekoru kıran sinema filmlerini orada çekerek bizi canevimizden vurmuştur.
Her neyse !... Geçmişi konuşmak ve geçmiştekileri yargılamak bize kar getirmez. Biz ilimizi ve ülkemizi seviyoruz. Birgün herkes bizi anlayacak ve destekleyecek. Şubat ayı sevgililier değil SEVGİ ayıdır. Sevgimizi Sümbül dağı büyüklüğünde tüm dünyaya püskürtüyoruz…
