• BIST 9257.29
  • Altın 2940.718
  • Dolar 34.4659
  • Euro 36.3751
  • İstanbul 19 °C
  • Ankara 15 °C

Kaybetmeden Önce…

Recep Taylant Sönmez

Çok güzel bir söz okudum; “Ölüm siz olmayan her şeyin soyulup gitmesidir. Yaşamın sırrı ’ölmeden ölmek’ ve ölüm diye bişeyin olmadığını görmektir.”…

Bu sözün üzerine günlerce düşünmüştüm. Çünkü çağrıştırdığı şey aslında kaybetmeden önce bonkör davranıyor olmak! Elindeyken veyahut argodaki gibi cebindeyken değersiz oluyor yaşam havuzundan kovamıza dolan her damla, hayatımızdaki her detay, yaşantımıza renk verebilen her nesne, birey, varoluşumuzu oluşturan bütün etkenler.

Canlı olaraktan insan sınıfında olmak kadar yüce bir ünvanı yok sayarak yaşayabiliyor olmak. Mesela bir hayvan evlilikte sadakat sözü vermez, bir tavuk horoz için çamaşır yıkamaz, bir kaplumbağa asgarisini doldurmak için günde 10 saat çalışmaz, bir eşşek veya katır fazla yük taşıyor diye grev yapmaz, sultan ahmet meydanında kuşlar isyan için toplanmaz, bir sokak köpeği işkence gördü diye hakime derdini anlatamaz, göç etmeden önce kuşlar köprü ücreti ödemez, martılar, karıncalar, sinekler, tavşanlar, kediler…. Ve daha hayatımızın herhangi bir detayıyla karşılaştırmadığım bütün canlılar hatta bitkiler! Evet bu çoğu için bir ayrıcalıktır ve hatta kimisi ayrıcalıkalara baktığımızda keşke dedirten cinstendir mesela uçmak gibi, yine de bu biz insanlara bahşedilmiş düşünme yetisinin binde biri demektir.

Düşünebilmenin yanı sıra dile getirebilmek adaletten başlayıp tamamen bizi yeryüzünde yaşayan nefes alabilen en muazzam canlı yapan etkenden bahsediyorum. İNSAN OLMAKTAN! 

Betimlemek bazen risklidir o yüzden daha fazla betimlemekten kaçıp ölüm ve kaybetmekle birleştirmeliyim. 
Bize verilen bu yeteneği zamanında kullanmıyor olmak gerçekten acı bir durumdur. Düşünsenize elimizde iken kıymetini bilmediğimiz herşeyin soyulup gitmesi, kaybetmek ve sonra oturup bunun üzerine hayıflanmak hatta olaya bir kayıp kazanç ilişkisi içerisinde bakmak.

Evet sevgili okuyucu sormak istiyorum annenize en son ne zaman seni seviyorum dediniz? Babanıza sadece doğum gününde mi iyiki varsın deniniz? Karına çiçek alıp avuçlarından öptün mü akşama kadar beğenir mi kaygısıyla sana hazırladığı yemekleri hazırlayan o avuçlarından? Kardeşinin karşısında durup ona özel olduğunu hissettirdin mi? Şimdi bu satırları okuyanlar arasında kayıplar yaşamış insanların keşke yaşasaydı her sabah şunu yaparımla başlayan cümlelerini eklesem dahi bir şeyin değişmeyeceğini biliyorum. 

Az önce bir kaza oldu ve 23 yaşında bir genç hemde çok iyi bir genç vefat etti; Serhat Kılınç ve güzel bir geleceği olacaktı varlıklı bir ailenin ferdi ve lisanslı idealleri olan bir gençti! Ama o çıktığı yolculuğun sonuncusu olduğunu bilseydi belki de daha sıkı sarılırdı sevdiklerine, hemen arardı kalbini kırdığı son kişiden başlayarak, üzdüğü, üzüldüğü ne varsa telafi ederdi en son anına kadar ama o da bizde daha çok zamanı var sanıyorduk…
Zamanı harcadığımızı hiç farketmeden..!

Birikimlerimizle bir araba alırız sonra biriktirdikçe daha sporunu daha hızılısını alırız neden mi? Aslında arabayı değil zamanı almaya çalışıyoruz. Bilgisayarımız gün geçtikçe daha serilerle yer değiştiriyor, telefonun daha hızlısı, inşaatlarda çalışma gücünü en aza indirip en hızlı hale getirecek aletler geliştiriyoruz, hepsi niye biliyor musunuz çünkü zamanı almaya çalışıyoruz.

Peki neden bu kadar zaman terazisinde gücü ele almaya çalışırken unutuyoruz ve unuttuğumuz şey aslında yanı başımızda da bir hayat var onu yaşamayı unutuyoruz. Değerli okuyucu küçük bir tavsiye içindir bütün bu uğraş; hala zamanın tükenmemişken daha güzel yaşayabilirsin, ego savaşlarına amalara çünkülere daha az yer vererek ve aslında sevginin ne kadar güçlü bir silgi olduğuna inanarak, sevdiğinde sevebildiğinde daha güzel olabileceğine inanma duygusunun geliştiğine inanmaktan vazgeçme!

Çünkü sevgi gerçekten de güçlü bir silgidir. Benim istediğim gibi yaşamıyor diye kimseyi yargılamaya, bir kulp bulmaya gerek asla yoktur! Elma beni sevmeli diye yaşanmaz ki hem ben elmayı seviyorum diye elmada beni sevmek zorunda değil ki… Etrafımızda görüşü, duyguları, hisleri, hobileri, korkuları bizden farklı olabilir insanların yada yaşam tarzları bunları yargılamaya gerek yok ki, hem özgürlük başkasınınkini engellemediği sürece özgürlüktür.

Bunu anlamak zor da olmamalı herkesin alması gereken dersleri alabilmek için merakının peşinden gitmesi gibi, herkes bize uymayabilir ama bunların hepsi varoluşun birer parçası sadece, daha iyi bakın etrafınıza çünkü bir gün son gün oluyor ve haberiniz bile olmuyor son gününüzün olduğuna o yüzden hem dolu dolu yaşayın hemde daha az kalp kırıklıklarıyla daha az üzerek daha güzel severek..

Hepimiz bu hayatta kocaman dişli bir çarkın birer dişiyiz düşünsenize tamamen farklı döndüğünü biri çok hızlı birinin çok yavaş birinin durduğunu hatta.. Böyle bakınca daha çok anlaşılır hale geliyor. Annenizden başlayarak sevdiğinizi belli edin sevdiklerinize, elinizdeyken elleri, avuçlarınızdayken, gözlerinin içine bakabiliyorken, toprakla birleşince bir mezar taşında ağlayarak değil daha bu sabah beraber konuşabiliyorken… KAYBETMEDEN ÖNCE… daha hayatınıza değerken, gökyüzü aynı gökyüzüyken ve siz daha aynı sizken! 

Elinizdeki her şeyin kıymetini bilmelisiniz değerli okuyucu, şöyle de düşünülebilir mesela hunharca harcadığımız suyun bir damlası için Afrikada insan bile öldürüldüğünü, oysa bizim sadece yer toz tutmuş diye zeminlerimizi litrelerce suyu yıkadığımızı unutmadan; yani yaşadığınız yer, bulunduğunuz konumu göz ardı etmeden…
Çünkü insanların geleceklerini burçlarla, isimleriyle değil doğdukları yerle Çeçenistan’da doğan bir çocuğun geleceği az çok bellidir, Norveç’te doğanınkiyle asla aynı değildir.

Güç sizin kullanımınıza göre sizi iyi yere getirir. Para sadece bir araçtır. Bununla ilgili çok güzel bir yorumu sizle paylaşmak isterim; Parayla güzel bir yatak alabilirsiniz ama uykuyu değil, parayla okul alabilirsiniz ama lisan değil, parayla bir ev alabilirsiniz ama yuva değil, parayla doktor alabilirsiniz ama sağlık değil, parayla saat alabilirsiniz ama ZAMANI değil. Zaman asla satın alamayacağınız bişeydir yoksa Sakıp Sabancı alırdı biraz daha veya Edison ta o zaman icat ederdi. ZAMAN yeryüzündeki en değerli şeydir. Nasıl harcadığınıza dikkat edin. 

Ve sevgili okuyucu konudan konuya atlayan bir yazıda eleştirisel yaklaşabilirsiniz lakin bir kitabın özeti düşünün bu yazıyı eminim ki sizde bir nebze bişey uyandıracaktır ve küçük bir tavsiye ZAMANI bunun açığını bulmak yerine hayatındaki sana hatırlattığı açıkla kapatmaya başla… Zaman tükeniyor kaybetmeden önce kıymet bilmeniz ümidiyle…


 

Bu yazı toplam 5871 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 2
  • Facebook Yorumları 0
YASAL UYARI: Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Hakkarihabertv.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
    Yazarın Diğer Yazıları
    Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Hakkari Haber TV | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel :
    FEYZULLAH TAŞ- 0.(505) 440 39 66
    SAVAŞ TAŞ - 0.(545) 864 4868
    YUSUF TAŞ- 0.(544) 346 1740 | Haber Scripti: CM Bilişim