Nefroloji hastalığına yakalandım. 5 yıl diyalizlere bağlı yaşadım. Böbrek nakli için Bağdat’ta El Kahayel Hastanesine gittim. Nakil olmadan önce Dr. Velit Ğayel 3 gün diyalizlere bağlanmamı direktifi verdi.
Diyalizde Ebu Kasım isimli Kerkük’lü birisi çalışıyordu. Sağ olsun bizimle çok ilgilendi. Bir gün kendisine Kerkük’ü sordum. “Mesut ağabey Kerkük normal bir şehirdir. Uzun düz caddeleri vardır.
Ucuzluk çoktur. Kerkük’te biz Türkümanlar Kürtler ve Araplar yaşıyorduk. Araplar bizi pek sevmezler. Kürtlerle kardeşiz. Kerkük’te Türküman kalmadı. (kulağıma eğilerek duvara asıllı Saddamın resmini işaret ederek) sen bu K…N… görüyorsun. Çok akıllıdır.[ bende tabiki akıllıdır.
Bütün Irak’a hakim Tüm Arap Devletleri üzerinde ağırlığı olan ve dünyaya meydan okuyacak kadar cesaretlidir.] Bizi Kerkük’ten çıkarıp Telafere, Tikrite, Musula ve Bağdat’ta gönderdi.
Kerkük’te Babam gibi bazı ihtiyarlar kalmıştır. Allah Var. 100 Dinar eden bir malımıza 500 dinar verdi. Bizi mağdur etmedi. Kürtleri Kerkük’ten çıkarmadı. Çünkü Kürtler sahipsizdir… bizim sahibimiz Türkiye olduğu için bizi oradan çıkardı” dedi.
Kerkük hakkında bu ilginç bilgiyi paylaşmak istedim. Daha sonra Bağdat, Musul, Tiktir, Dohuk, Zağo, İmadiye, Hevler, Mahmur, Başika, Kerkük ve Süleymaniye şehirlerini gezipgördüm. Herkese saygılarımla sağlıklar dilerim.
Emekli Öğretmen Mesut Ertuş/Hakkari