Her yerde yağmur, kar yağarken Filistin’de ölüm yağıyor. Savaşın 45’nci gününde yaklaşık 15 bin masum insan hayatını kaybetti. Bunlardan 5 bin çocuk 4 bin kadın. Her yer ceset, her yer kan kokusu ve göğe ulaşan çığlık. Cesetlerin çoğu enkaz altında, cenazelerine ulaşılamayan yaklaşık 7 bin kişi daha var.
İsrail, okul-hastane-cami her yere acımasızca saldırıyor. Dünya bu duruma “SAVAŞ” dese de ben “KATLİAM” diyorum.
Türkiye hariç her ülke seyirci kalmayı sürdürüyor. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ateşkes için yoğun çaba sarf ediyor.
İsrail’e her yerde öfke ve nefret var. Hakkâri’mizde de Filistin için dua ve yardım var.
İsrail Cumhurbaşkanı Netanyahu,
Allah rızası için yeter yahu…
Bizler haber bültenlerinde Filistin’deki görüntüleri izlerken içimiz kan ağlıyor. Her namazda ve her ellerimizi Allah’a açıp beddua edişimizde İsrail’e lanet okuyoruz.
Bölgede görev yapan gazetecileri de tehdit etmeyi ihmal etmeyen İsrail, gazetecilerin hedef alınması, çatışma sürecinde propaganda ve algı oluşturma çabası olarak değerlendiriyorum.
Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan, “Batı bu vahşeti tribünden izliyor, İsrail savaş suçu işliyor” diyerek Türkiye’nin mazlumun ve mağdurun yanında olduğunu her fırsatta tekrarlıyor.
Savaş ve ölüm Ortadoğu’da olsa da, bizler Hakkâri’de ve Türkiye’de katledilen masum insanlar için yanıp tutuşuyoruz.
Hakkâri’den İsrail’e ve Netanyahu’ya sesleniyoruz;
Netanyahu,
Yeter yahu…
