Tarih 10 Kasım 2018. Konya’da görevine henüz başlayan Vali Cüneyit Orhan TOPRAK, böylesine önemli bir törende yaşanan aksamaları uyarması gündemin birinci maddesine yerleşerek herkesin diline düştü. Ve bana göre haber konusu bile olmayan bu durum çok abartılmıştı.
Atatürk’ü anma gibi önemli bir programda etkinliğe gölge düşüren bir aksamayı bir valinin uyarmasından daha doğal ne olabilir ki? Bütün haber kanalları ve gazeteler bu durumu çarpıtarak valiyi haksız bir konuma sokarcasına servis ettiler.
Tarih 24 Kasım 2019. Yani yine aylardan Kasım. “Selçuklu Kongre Merkezinde gerçekleştirilen 24 Kasım Öğretmenler Günü programına katılan Vali Toprak, konuşma yaparken ayak ayaküstüne atan bir öğretmeni azarladı.” Basına yansıyan durum bu şekilde. Sosyal medya çalkalanıyor. Mesajlar, yorumlar, paylaşımlar.. Tüm önemli televizyon haber kanalları geniş vererek olayı daha da körüklediler.
Dünya Basın Yayın Federasyonu’nun bir üyesi ve Hakkari temsilcisi olarak Ankara’da bulunuyordum. Çok sevdiğim, çok iyi tanıdığım, herkesten fazla değer verdiğim vali Toprak valimi yalnız bırakmamak adına Ankara Garı’na giderek hızlı trenle Konya’ya yol aldım. İki saat sonra Konya’ya ulaştım. Boğuk bir hava vardı. Yağmur beyaz bulutlar arkasında gizlenmiş her an yağmak için göz kırpıyordu.
Gazeteci kardeşim Halil Taş ile birlikte sarı bir taksiye binerek valiliğe doğru hareket ettik. Valilik binası Cumhuriyet öncesi valilerinden Said Paşa döneminde, 1985-86 yıllarında, Konya dış kale duvarlarının muntazam taşları kullanılarak yapılmıştır. Üç katlı olup dört cepheden de binaya giriş mevcuttur.
Girişte nöbet tutan polisler tarafından ağırlanıyoruz. “Hakkari’den gelen sayın valimizin misafirleri siz misiniz?” denildi ve “Hoş geldiniz” diyerek güler yüzle karşılandık. Eski model yine tarihi bir asansöre binerek vali makamına ulaşıyoruz.
Özel kalemde tanış, samimi yüzlerle kucaklaşıyoruz. 1 yıldır görmediğim saygıdeğer dostum, güzel insan Vali Toprak ile kucaklaşıyoruz.
Geldiğimizden haberdar olan eşi Dr. Funda Toprak’da bizi yalnız bırakmıyor ve Hakkari’den, eski günlerden hoş bir sohbet eşliğinde çay içiyoruz. Valimizin o gülen gözlerinde derin bir hüzün vardı. Dahili resmi ve cep telefonu hiç susmuyor. Telefon görüşmelerinden iki defa çayı değiştirildi ve yine soğudu yine içmeye vakti olmadı.
Benim tanıdığım ve bildiğim Vali Toprak, öğretmen azarlamaz, halkı fırçalamaz, insan kırmaz. Benim bildiğim Vali Toprak, yanlış yapmaz. Çünkü Cumhurbaşkanı sayın Erdoğan’ın çizdiği gerçek bir vali modelidir.
Hakkari ili konum itibarıyla Türkiye’ye vatan bekçiliği yapan hassas bir il’dir. 50 yıldır hiç susmayan silah seslerini keserek orada şarkı ve halay seslerini yükseltendir. Dağ ve yaylaları kan kokusundan kurtararak orada barış ve sevgi çiçeklerini yeşertendir. Tayini çıkıp şehirde ayrıldığında arkasında 250 bin insanı ağlatandır.
Hiçbir basın mensubu kendisi arayarak, durum hakkında detay almadan salonda bir vatandaşın cep telefonuyla çektiği görüntü inandırıcı bulunarak seviş edilmiş.
O güzel insan bu haksızlık ile inciltilmişti. Medya 24 Kasım için ilginç bir haber ile çıkış yapmayı başarmıştı. Bize Genel Yayın Yönetmenlerimiz hep derler di; klasik ve resmi törenlerde ilginçlik bulun diye, yoksa haber değeri olmaz.
Konya valiliğinde, makamında hem dostu hem de gazeteci sıfatıyla bu olayın gerçek yüzünü kendisinden dinliyorum; “Eğitime ve öğretmenlere verdiğim değeri bilirsiniz. 24 Kasım dolayısıyla güzel ve anlamlı bir program hazırlandı. Kürsüye çıkıp konuşma yaptığım esnada ön taraflarda, protokolde oturan bir kişinin oturma biçiminin asgari nezaket ölçülerinin çok ötesinde olması üzerine, koltukta neredeyse yarım uzanmış halde görünce kendisine öğretmen olup olmadığını sordum.
Şahsın başını sallayarak olumlu işaret yapmasından sonra bir uyarım oldu. Bizlere ve tüm insanlığa emeği olan bütün öğretmenlerimizin bu kadar önemli bir günde böyle bir talihsizliğin yaşanması beni üzmüştür. Program yaklaşık iki bin öğretmenlerimizin bulunduğu ortamda çok coşkulu, mutlu ve heyecanlı şekilde devam etmiştir. Eğer bir ilin valisi görev alanı dahilinde bazı yanlışlara uyarı yapamıyorsa vay halimize.”…
Valiyi tanıyan, bilen her kesimden destek telefonları ve ziyaretleri gün boyu sürdü. Konya medyasından ise ne ses ne hareket vardı. Haksız saldırı ve anlamsız sert eleştiriler her tv kanalında farklı yansımaya devam ederken, Vali Toprak, ile esnaf ziyaretine eşlik ediyorum. Kuyumcular çarşısında ki gezimize Konya Alay Komutanı, Emniyet ve Mit Müdürü de bize eşlik ediyor.
Kapalı çarşı esnafı kendisiyle tokalaşmak ve hatır sormak için adeta birbiriyle yarışıyordu. Kendisinin bu durumuna biz Hakkari olarak alışıktık. Çünkü gerçek bir devlet ve halk adamıdır. Konya’da görev yapan 40’ncı valiydi. Vali Toprak, esnaf ve halk ile ayaküstü sohbet ederken, tüm Hakkari’nin abla ve yenge dediği, kardeşim kadar değer verdiğim Funda Toprak ile sohbet ediyoruz.
Nasıl gidiyor Konya? Diye sorduğumda, “Vali beyi siz de iyi tanırsınız. Oturmayı ve tembelliği sevmez. Yine sabahlara kadar proje üzerinde çalışmalar yürütüyor. Konya’da yıllardır düşünülen ama yapılamayan görkemli bir kayak merkezi projesini hayata geçirmeye çalışıyor”…
Vali Toprak’ın Hakkari’de resmi flamalı aracı geçtiğinde 80 yaşlarındaki dede ve ninelerimiz bile ayağa kalkarak düğme iliklerlerdi. Bir resmi törende sıfatı ne ve kim olursa olsun koltuğa uzanmış, alaycı şekilde oturmasına saygısızlık diyoruz.
Bir Vali hükümeti ve devleti temsil eder. Bırakın vali ve resmi töreni, insan bir büyüğünün yanında bile otururken edep ve saygı kavramı devreye girmelidir. Olay yansıtıldığı gidi de değildir. Vali, o törende o şahsa fırça atmadı ve hakaret de etmedi. “Düzgün oturur musunuz birader” dedi. Birader’in kardeşim anlamına geldiğini hepimiz biliyoruz. Nitekin o şahıs Ali Kuş isminde genç bir fahri muhabir. Valimizi makamında ziyaret edip özür dilerken de bende oradaydım.
Hiçbir provokatör, hiçbir haksızlık Vali Toprak’ın hızını kesemez, hizmet etme şevkini kıramaz. Kendisi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bizlere bir lütfudur. Hangi toprağa adım atsa o toprakta bereket olacaktır. Başta Hakkari ve tüm Türkiye size inanıyor sayın valim. Araştırmadan, bilmeden haber yaparak sizi hedef gösteren medya utansın…
