“Tan” yeri ağardı bir sabah erken,
Besmele ile evden çıkıp camiye giderken,
Şenler yokuşunda Azrail tuzak kurarken,
Kara haber karanlıkta yayılırken,
Tertemiz kanı “Allah-u Ekber” diye akarken…
Ölüm haktır, yaşam gibi zaruriyettir. Ama öldürülmek, Allahın verdiği cana kast etmek ne dine, ne insanlığa, ne vicdana sığmaz. Aziz Tan din ve ilim adamıydı. Bütün ömrü Allah yolunda, islamın ve imanın şartlarını yerine getirerek cemaati bilgilendirmekti.
Camide biz onun arkasında secde ederdik, cami dışında o gördüğü her Müslüman düğmesini ilikler secde ederdi. Sahibi olduğum eski Hakkari FM Radyosunda birçok platformda tartıştık, sohbet ettik. Kendisini müthiş geliştirmiş ve yetiştirmiş engin bilgiye sahip bir din adamıydı.
Başımı koyduğum yastığımda sabaha doğru o tatlı ve içten ezanıyla uyanır namaz kılardım. Güler yüzlü, hoş sohbetli ve yardımseverdi. Binlerce çocuğumuza ve gencimize kutsal kitabımız Kuran-ı Kerimi öğretendi. Sorumlu bir baba, iyi bir komşu, başarılı bir imam, üreten ve üretken bir mümindi.
Aldığı tehditlere aldırış etmiyordu, kimseleri hedef alacak, canını yakacak yasadışı bir oluşumun içinde değildi. Her zaman olduğu gibi yine abdestini aldı, giyindi ve evinden çıktı. Şenler yokuşunda inerken Allah korkusu taşımayan kişi veya kişiler gecenin karanlığı ile koalisyon yaparak onu hedef alarak tetiğe bastılar. Yığıldı yere şahadet kelime getirerek… Nur yüzü gülümseyerek baktı ve ışık saçtı caddeye. Panik yapmadı, bağırmadı ! Sadece “Allah-u Ekber” dedi kanı su gibi cami istikametine doğru akarken. Oruçluydu, midesine, kalbine ve beynine sıkılan kurşunlar bile niyetini ve orucunu bozmadı.
Tüm Hakkari duydu silah seslerini. Kimse fazla şaşırmadı çünkü senfoni orkestrası gibi zaten hep duyduğumuz ve alışık olduğumuz seslerdi. Aziz hoca vuruldu sokakta ama eşi ve çocukları his etti evlerinde. Can damarları koptu silah sesiyle…
Aziz TAN’ın hunharca öldürülmesi herkesi derinden yaraladı. Yas tuttu Hakkari tıpkı 2000 yılı Cumhur Keskin’in öldürülmesi gibi. Tüm bu gelişmeler hepimizin aklına şunu getiriyor; “Neler oluyor bize, neler oluyor Hakkari’ye?” Yakında faili meçhuller, kapkaç ve daha farklı olaylar gelişirse hiç şaşırmayız.
Birçok Marinisli kardeşimiz kan davası yüzünden buraları terk edip gittiler hangimiz kılımızı kıpırdattık. Din adamı, sevilen Hocamız İzzettin Yalçın’ın oğlunu evinden alınarak infaz ettiler hangimiz hesap sorduk?
Ak Parti İl Başkanlığı önünde polis noktası var. Aziz Hocanın öldürüldüğü yere yüz adım ilerde. Hangi ilde bu olay cereyan etseydi 1 saat içinde failler yakalanırlardı. Bu güvenlik aksamasını hangimiz yetkililere sorabildik? Aziz hoca bir şehittir ve o şimdi cennettedir. Peki biz bu cehennemde bu cehalet ve ardımızdaki binlerce soruya nasıl yanıt bulacağız…