Hiç kimse bu ülkede fay hattı varmı yokmu? nereden geçiyor? nasıl geçiyor? tartışması yapmasın, bu kısır döngü artık yeter.
Hiç kimse bu ülkede deprem nerede olacak, ne zaman olacak, ne büyüklükte olacak? tartışmasına girmesin, bilim insanlarına karşı yazıktır, günahtır, ayıptır, buna gerek yok.
Millet ve Devlet olarak birşeyi net kabul etmeliyiz, "ülkemiz deprem ülkesidir, herhangi bir yerde herhangi bir zamanda binlerce insanımızı bir gecede bu dayanıksız yapılar yüzünden gömebiliriz" Unutmayın bu deprem mekanizması 13 milyon sene önce oluştu, bu coğrafyanın dünyanın işleyen bir mekanizmasıdır.
Milyonlarca senedir devam etmiş, gelecekte de bu coğrafyada depremler devam edecektir, kabul edelim ki doğamızın doğal bir mekanizmasıdır.
Biz millet olarak şayet bu coğrafyada huzurlu ve güvenli bir şekilde yaşamayı arzuluyorsak ki deprem mekanizmasını durduramayacağımıza göre yapacağımız tek şey tedbir almaktır. Bu çok zor ve karmaşık bir olay değildir, biraz aklımızı başımıza alacağız, bilime inanacağız, depremlere dirençli yerleşim alanları inşaa edecek, yapacağız.
Bunun için de bilimsel veriler ışığında Alışık olduğumuz inşaat yapı özelliklerinin yanlış olduğunu kabul ederek terk edeceğiz.
Bunu yapmak çok kolaydır, halkımız yönetimlere iktidar yetkisini veriyor, halkımız bilinçli olacak, EĞİTİM, BİLGİ, EMEK VE DENEYİM sahibi yöneticiler seçecektir.
Ağzı çok laf üreten, iktidar hırsı uğruna din, iman, sosyo kültürel ve ekonomi başta olmak üzere herşeyi feda eden hile, oyun ve entrika çevirenleri tanıyacak bilecek ve iktidarı öyle kişilere teslim etmeyecektir. Bu tayfanın bugünlerine ve geleceklerine çok büyük zararlı olduğunu anlayacak, bilince çıkartacak tercihini bu gerçeklere uygun ortaya koyacaktır.
Halkımız eğitim, bilgi, emek ve deneyime, doğru çözüm projelerine sahip doğru kişilere yetki verecek ki yanlışlar düzelsin, eksik hizmetler tamamlansın, huzur, refah ve güvenli gelecek inşaa edilebilsin.
Malatya Kahramanmaraş Hatay deprem felaketi bağıra bağıra geliyorum diyordu, elinde yetki olanların umrunda bile olmadı.
Çünkü bilimi önemsemediler, farkında değillerdi, bilincinde değilletdi, varsa, yoksa biraz daha fazla toplumsal destek için binbir türlü hile oyun ve entrika çevirmeye devam ediyorlardı. Dünya İnsanlığı bilişim çağını yaşıyor, bunu halk olarak görmek zorundayız.
Bu coğrafyamızın doğa kanunlarını değiştiremeyiz, deprem faylarını durduramayız, fay hatlarını değiştiremez. Ancak kara cehalete dayalı kötü alışkanlıklarımızı değiştirebiliriz, yanlış değerlere dayalı yanlış ezberlerimizi değiştirebiliriz.
Bu tespitleri sadece deprem gerçeği için söylemiyorum, hayatın tüm Sosyal, Kültürel, Kentsel, Çevresel, Tarımsal, Ulaşım, Siyasal ve Ekonomik vd alanları için dile getiriyorum.
Kendimize şunu soracagiz, nerede yanlış yapıyoruz? Bu zengin ve güzel coğrafyada yoksulluk çekiyoruz, neden? Her depremde onbinlerce kardeşimiz göçük altında kalarak hayatını kayıp ediyor, neden? İnsanlık sürekli gelişim yolunda ilerlerken, huzurlu ve güvenli bir gelecek inşaa ederken, kısır döngü yıkıcı yıpratıcı çekişmelerle zamanımızı boşa kayıp ediyoruz, neden?
Kendimize binlerce soru soralım, her bir soruya binlerce cevap bulmaya çalışalım, doğru sonuçlara ulaşıncaya kadar aklımızı çalıştıralım. İnsanlığın ortak evrensel temel değerlerinin bilincindeki bir halk en büyük güçtür, bu gerçeği bilelim..