Biz yıllarca doktorsuzluğu ve olmayan hastanemizi yazdık. Doktor olmadığı için Van yolunda hayatını kaybeden yüzlerce insanımızı manşet yaptım. Şimdi çok şükür öyle bir duruma geldik ki neredeyse her branşta doktor bulmak mümkün.
Düşük bütçeli, ucuz montajlı bir yaşanmışlık vidyosu internette izlendi. "Neden Hakkari" başlığıyla izlenen bu video çoğunun beğenisini kazanmış olsa da doğrusu beni üzdü.
Çekilmez virajlarımız, Yeni Köprü işkencesi, harabeye dönmüş cadde ve sokaklar, çöp yığınları, akmayan musluklar, kesilen elektrikler, hafta sonu kulaklarımızın pasını arttıran düğün gürültüsü, böbrek taşının düşürülmesi için önerilen kasisler ve daha neler?
Bunların hepsi doğru ve neredeyse yaşam biçimimiz oldu. Doktor hanım, Cem Yılmaz ve Yılmaz Erdoğan'ı aratmayacak başarıda Stund Up tadında anlatmış ve fenomen hale geldi.
Ankara nasıl Türkiye'nin başkenti ise, Antalya nasıl turizmin başkenti ise, Hakkari'de acıların ve sorunların başkentidir. Bunu en iyi bilen ve yansıtanlardan biriyim. Lakin biz bu sıkıntılardan arınmak adına resetleniyorken, festivallerde boy gösterip kentimizin reklamını yaparken, iç ve dış turizmi buraya çekmek adına gayret sarfederken Doktor hanımın bu gösterisi karnemize zayıf doldurttu.
Tayin dönemine girdik. Önümüzdeki günlerde doktor, öğretmen ve değişik branşlardaki yeni atananlar buraya gelecekler. Peki şunu demezler mi; "O virajlara nasıl katlanacağız, Üç saat yolda mı bekletileceğiz. Çöp kokusu ve düğün müziğiyle mi yaşayacağız. İnternet, su, elektriksiz nasıl yapabiliriz. Çağ dışı kasislerde, tozda mı yürüyeceğiz"...
İstanbul Emitt Fuarında Hakkari Standını ziyaret eden bir çifte, "Hakkari'yi ne kadar bilirsiniz?" diye sorduğumda şu yanıtı aldım; "Hiç bilmiyoruz, tanımıyoruz. Siyah beyaz bir dünya galiba. Hem oraya gelmek isteyenleri yolda öldürüyorlarmış"...
Valimiz sayın Toprak'ın görev süresi 1'nci yılını doldurdu. 1 yıldır sayın valim ve ekibiyle Hakkari'mizin güzelliklerini, yaşanılır kent olduğunu anlatmakla geçiriyoruz. Kars ve Erzurum gibi burayı da kış sporunun merkezi haline getirmeye gayret sarfediyoruz. Bir doktorun bu tür magazinsel tek kişilik oyunu tüm bu çabalarımıza gölge düşürmez mi?
Hayatımızda ilk kez gerçek asfalt görüyoruz. Tarih boyunca ilk kez sularımızın kesilmemesi için trilyonlar harcanıyor. Bir şehir yeniden imar ediliyor. Şantiye halini sabitleştirilmiş profile dönüştürürseniz bu durum aleyhimize olur.
Geçmişte tüm mahrumiyetimize rağmen burada görev yapan bazı öğretmen ve doktorlar Hakkari'yi kitaplaştırmışlardı. Bu eserler beyaz perdeye de yansıdı. İzleyenler ve okuyanlar buraya daha çok ilgi duymaya başladılar. Asude Uzdu hanımın Neden Hakkari başlıklı çalışması buraya gelmesi gereken tayincileri kısa yoldan istifaya itmez mi?
Hakkari her gelen için bir anı ve arşivdir. Bu farklı dünyada yazmak ve çizmek için malzeme boldur. Bu kısa film birçoğumuzu memnun etmiş olsa da doktor hanımın hoşgörüsüne sığınarak soyadına dört nokta koyarak bayan UZDU beni ÜZDÜ diyorum...