Siyaset belirli bir amaç doğrultusunda gerçekleşmesi istenen bir değişim için uygulanması planlanan tüm gidiş yollarıdır. Hakkari’de siyaset değişkendir, Hakkari siyasetini kişiler ve il örgütü değil merkez belirler. Seçilen değil atanan anlayışın ürünü olduk. 24 Haziran’da yapılacak olan genel seçimler için MHP’ye 7, CHP’ye 7, HDP’ye 27, Ak Parti’ye 37 aday adayı başvurdu.
Hakkari siyaset tarihinin tanığı bir gazeteciyim. Eskiden 3 aday zor bulunurdu. Siyaset ve temsiliyet zor bir görev olarak kabul edilirdi. Bilgili ve bilinçli olmayan biri asla aday olmazdı. Günümüzde ise tam tersi canı sıkılan ve parası olan aday adaylığına akın ediyor.
Bir nevi laçkalaştırıldı. Muhtar olma kapasitesi olmayan kişilerin milletvekilliğine aday olma isteğini ve başvurusunu doğru bulmuyorum.
Sürekli halk ile iç içe nabız yoklayan biriyim. Aday adaylığı için başvuruda bulunan bir çok kişiye halk sadece gülüp geçiyor. Ve bu işin bir çıkar meselesi olduğunu savunuyor. Peki şuan ki durum ne?
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ (MHP):
MHP için 7 kişi başvurdu. Genel Merkez ve il örgütü başkan Fatih ÖZBEK için karar kıldı. Özbek’in hem partiye hem de il sorunları meselesinde duyarlı ve atılgan olması lehine işledi. Hakkari gibi hassas bir ilde MHP’li olmak zor olsa da Hakkari’nin öz yerlisi olan Fatih ÖZBEK her kesim tarafından seviliyor.
CUMHURİYET HALK PARTİSİ (CHP):
CHP il örgütü tek kelimeyle harika bir iş çıkarttı. Kendi adaylarını kendi delegeleri, seçmenleri ve CHP sevdalısı kişilerin kararıyla belirledi. Acele etmedi, yoğun mesailer yaparak sağlıklı karar verdi. Partiye gönül veren her kesimin görüşüne başvuruldu. Çok güzel ve çok özel 3 kişiyi listeye koydu. CHP Genel Merkezi “ Hakkari halkı kimleri aday olarak görmek isterse biz onları destekleriz” diyerek demokrasi dersi verdi. Liste başına seçilen Nazım DEMİR, ne kanaat önderi, ne aşiret ağası, ne holding… Bizden biri, herkesin tanıdığı ve sevdiği yürekli bir kişiliktir.
HALKIN DEMOKRASİ PARTİSİ (HDP):
Hakkari ve Cizre HDP’nin kalesi olarak bilinir. Hiçbir seçimde yüzde 80’lerin altına düşmediler. Başta ben ve binlerce kişinin benimsemediği bir gelenek var bu partide. Adayları genel merkez belirler. İki dönem belediyenin başına il dışından, Muş ve Cizre’den aday getirdiler. Parti ilimizde güçlü olduğu için listenin başına hep merkezin belirlediği güçlü bir isim kayıt edilir. Hakkari’nin öz yerlisi çok donanımlı genç ve dinamik kişiler başvuruda bulundular. Onlara bir jest yapılabilinirdi. Partinin aday belirleme anlayışını şahsen ben benimsemiyorum ama partiye gönül veren binlerce seçmen için bu durum çok önem arz etmiyor. Yani HDP seçmeni; “Biz kişilere değil partimize bakıyoruz. Aday kim olursa olsun desteğimizi esirgemeyeceğiz. Çok rahat 3-0 yapacağız” demektedirler.
ADALET VE KALKINMA PARTİSİ (AK PARTİ):
Hareketlilik, heyecan, yoğunluk bu partide var. Geçen seçimlerde 30, bu seçimlerde 37, gelecek seçimlerde de eminim 47 aday adayı başvuracaklardır. 37 kişi içerisinde çok sevilen donanımlı birkaç adat adayı vardı. Parti eski iki il başkanına yetki verdi. Ama liste başına getirilen isim büyük tartışma yarattı. Şemdinli seçmeni sevindi Hakkari merkez seçmeni üzüldü. Parti Hakkari’de yeniden dirilirken liste başına Şemdinli’nin yerleştirilmesi düşündürdü. İl örgütü memnun gözükse de bu durum şok etkisi yarattı. Şemdinli’ye ikinci sıranın verilmesi beklenirken liste başı olmaları şaşırttı.
Nurettin FIRAT için bu bir terfi diyorum. Abdulmecit Tarhan partinin kurucularından ve bu davada çok ağır hasar yaşamış biri. Ama Husret DİNÇ için 1 numaraya yerleştirilmesi şaşırtıcı… Herkes Muhsin Kızılkaya’nın liste başı olduğunu söylerken devre dışı bırakılması ayrı bir şok etkisi yarattı.
Yani kısacası Ak Parti yine sürpriz yaptı ve yine şaşırttı. Listeye giremeyen birçok aday adayı sosyal medya hesaplarından “Listeye giremedik ama partimizin emrindeyiz” deseler de içleri kan ağlıyor.
Peki bu saatten sonra ne olur, kim şanslı, kimler kazanır, kimler kaybeder? Bu sorunun yanıtını bu listelerden sonra herkes çok iyi biliyor. Hayırlısı…