Belediyeler halka kamu hizmeti sunan kurumlardır. Belediye sınırları içerisinde yaşayan vatandaşların, belediye hizmetlerinden en ideal anlamda yararlanmaları çocuk, kadın, aile engelli ve yaşlı bireylerin beklentilerinin tam olarak belirlenmesiyle olanaklıdır. Hakkari Belediyesi 1938 yılında kuruldu.
Çok değerli aşiret reisi ve büyüklerimiz başkanlık yaptı. Herkes kendi imkanları nisbetinde çalıştı ve çabaladı. Çoğu Hakkın rahmetine kavuştu ve o dönem kapandı.
Kayyum atandığında kıyamet koptu. Zırhlı araçlar, yoğun güvenlik önlemleri, kimlik kontrolü uzaktan bakıldığında korkutucuydu. Başta ben olmak üzere hepimiz önyargılı ve endişeliydik.
12 Eylül 1980 yılında Hakkari Belediyesi'ne Mirza Mehmet Çetin, kayyum olarak atanmışlardı. Tepkileri çürüterek aksine çok da sevilmişti.
HDP saygın ve yasal bir partidir. Genel başkan Demirtaş ve seçilen diğer mebusların hapse atılması kabul edilir bir durum değil. Lakin HDP, belediyecilik alanında sınıfta kalmıştır. Kim kızarsa kızsın, doğruları söyleyemezsek başarıya ulaşamayız.
Vali Yardımcısı Cüneyt EPCİM, henüz 35 yaşında çok genç bir bürokrat. Kayyum olarak atanınca taşın altına sadece elini değil, yüreğini de koydu.
Türkiye'de 52 kayyum atandı. Hepsi hükümet konağında asil görevlerinde bulunarak biriken imzaları atarken, belediyeye bazen giderken Cüneyt Epcim, belediye'de tam mesai yapmaktadır. Vilayet makamındaki yoğunluğuna belediye yi de katarak evinin yolunu unuttu. En büyük yardımcısı Erhan Okay'ı da unutmamak lazım.
Epcim ile iyi dostuz. kendisini çok iyi tanırım ve severim. Bugüne kadar her hangi bir partinin ismini zikir etmiş değil. İnsanlar arasında ayrım yapmaz.
Hizmeti sunarken siyasi adres bilmez. O Hakkari'yi baştan sona yenilerken "şehrimizi yıktı" dedikodusunu yaydılar. Evet yıktığı doğruydu. 80 yıllık kent ilk kez gerçek hizmet ile tanışıyordu. ve yeniden yapmak için yıkması lazımdı. 15 yılda yapılabilir çalışmaları 15 ayda tamamladı.
"Ben sadece işimi yapıyorum" diyerek mütevaziliğinden de ödün vermiyor. Başkan Epcim ile bir şehir turu yaptık. Halkın samimi yaklaşımı, iltifatı ve sevgisi görülmeye değerdi. Bir gurup esnaf kendisiyle tokalaşırken; "seçimlerde aday olmanızı isterdik" diyerek şaşırtıcı beyanatlarda bulundular. Başkan Epcim, tüm çalışmaları yerinde izleyerek takip ediyor, taziye ve halk ziyaretlerini aksatmıyor.
Biz başkanımızı bu kadar severken ve takdir ederken peki kendisi bizden memnun mu? Üzülerek belirteyim ki hayır... Peki başkan hangi konuda dertli. Buyrun kendisinden dinleyelim; "Ben Hakkari'de bulunmaktan ve hizmet etmekten onur duymaktayım.
Bizi motive eden çok değerli valimizle aynı ekipte bulunmaktan da ayrı bir sevinç duymaktayım. Biz vatandaşa hizmet vermek zorundayız. Sosyal belediyeciliğin gereksimidir bu. Lakin bizim de vatandaşımızdan bazı isteklerimiz var.
Bu güne kadar su paraları tam anlamıyla ve düzenli ödenmiş değil. Yüzde 65 tahsilatı yaptık. Vatandaşa kolay ödeme hususunda yapılandırmaya da girdik. Bu tahsilattan 6 milyon lira gelir elde ettik.
Resmi abonesi olmayanlara yeni abone yaptık. Yılda 1,5 milyon reklam ve tabela gelirimiz var ama bu güne kadar yapılan ödeme yok. Belediyelerin geliri öz kaynaklarıdır. Emlak, su, tabela gibi ödemeler her yerde yapılan resmi mecburiyetlerdir. Halkımızdan bu konuda yardım ve anlayış talep ediyoruz"...
