İki ülkeye sınırı bulunan ve Madenleri, Hidroelektrik kaynakları, Ticaret, Turizm, Tarım ve Hayvancılık potansiyelinin en yüksek olduğu bir kenttir Hakkarimiz. Ne yazık ki sahipsizlikten, terör ve ihmallerden, yanlış plan ve projelerden, liyakatlisiz ellerden, kişisel ekonomik, sosyal ve siyasi-İdeolojik rantçı, çıkarcı zihniyetleriden bu potansiyellerinden faydalanamıyor ve ülkenin en yoksul kentlerinden biri haline getirilmiştir.
Varlık içinden yokluk adeta kentin kaderi haline getirildi ve geçim sıkıntısı nedeniyle iş bulmak umuduyla çalışmak için göç eden onbinlerce genç yaşlı insanımız bu yolda bir bir kayıp gidiyor elimizden. Kimisi trafik kazasıyla, kimisi inşaattan düşerek, kimisi saldırılara maruz kalarak, kimisi sağlıksız koşullarda çalışarak, kimisi kötü barınma koşulları nedeniyle hastalıklardan dolayı hayatını kayıp etmektedir...
Şemdinli, Çukurca, Yüksekova, Derecik, Hakkari Merkez, belde ve köylerinden akın akın batı metropol kentlerine aş, iş umuduyla ve çalışmak için gitmektedirler. Evlatlarımızı kardeşlerimizi sevgili hemşehrilerimizi bir kısmını ağır ve kötü çalışma, kötü barınma ve yaşam koşulları sonucu, kimisi kaza ve hastalıklardan dolayı hayatını kaybetmektedir. Tümünü rahmetle anıyorum, mekanları Cennet olsun, ailelerine yakınlarına sevenlerine sabırlar diliyor ve acılarını paylaşıyorum.
Ailelerin acısını paylaşıyoruz, ancak ateş düştüğü yeri yakıyo4. Biz belli mesleklerde yetişmiş deneyimli, uzman, aydın kişiler başta olmak üzere Hakkari'mizin ülke genelindeki sivil toplum kuruluşları, dernekler, siyasetçiler, iş insanları, kamu ve siyasi yerel yöneticiler olarak hepimizin sorumluluğu var. “Hakkari’de Hayat Var” demekle umutlar yeşermiyor, aş iş imkanı doğmuyor, istenilen yaşam yaşanmıyor.
Değerler ve kaynaklar üstünden baktığımız zaman doğrudur, Hakkari tam anlamıyla yaşanılacak bir memleket olduğunu görüyoruz. Ne yazık ki Hakkari'mizin sahip olduğu kaynaklar, sahip olduğu değerler kelimenin anlamıyla boşa akıyor. Ulaşım sorunu başlı başına büyük bir sorundur, Zengin Maden kaynakları ham toprak olarak adeta talan ediliyor, sanayisi yok, mamul ürüne dönüşmüyor, mamul ürüne dönüşmediği sürece belli aileler dışında kimseye faydası olmuyor ve kimseye faydası olmayacaktır.
Ülkenin en Zengin hidro enerji kaynakları Hakkarimizdedir, 3 milyon ailenin enerji ihtiyacı karşılanabilir, maalesef boşa akıyor. Ülkenin en Zengin hayvancılığına sahip hakkârimizden hayvansal ürünler sanayisi yok denecek derecededir. Hakkari'miz organik hayvansal ürünler merkezidir, insanlığın arayıp da bulamadığı hayvansal ürünler Hakkari'de bolca vardır, maalesef bunları işleyecek sanayisi yoktur.
Üretmek başlı başına yeterli değildir, bu ürünleri toplatmak, işlemek ve iç ve dış pazarlara ulaştırmak aş iş istihdam demektir, ticaret demektir, gelir kaynakları demektir. Bunları bilenler biliyor, şahsım Nevzat KIZILBAN olarak İzmir Büyükşehir Belediyesi başkanlığına bu doğrultuda tarımsal ürünlerin üretim, işleme ve tüketiciye ulaştırma projesini 2019 yılında sundum. Bu proje geliştirilerek adım adım hayata geçiriliyor.
Bu anlayış hakkârimizde neden olmasın, tarım ve hayvancılık ürünleri işleyecek sanayisi neden kurulmasın? Bunun tek bir nedeni var, dar bakış açısı ve memur zihniyeti ile kentin var olan kaynak ve değerlerini yönetiyor görüntüsü altında zamanı boşu boşuna harcamaktır.
Sayın yetkililer Hakkariye yazık ediyorsunuz, halkımızı mağdur ediyorsunuz, toplumsal arenada varlığınızın görüntüsünü sergilemek mevcut sorunları çözmeye yetmiyor.
Üretim, işleme ve ticaret bir potada gelişir, sınır kapıları Hakkarimiz için ticarete açık olmalıdır.
Mevcut konjonktür kaynakların sanayisinin oluşturulmasına yeterli bir çaba ortaya konulmadığını açıkça gösteriyor.
Şahsım Nevzat KIZILBAN olarak bakanlıklara sunduğum belli bir aşamaya getirdiğim 9 farklı projeyi
Hakkârimizin il yönetimine, sayın valimize bu yıl sundum. Bu projeleri takip etmelerini kendilerinden talepte bulundum.
İstedim ki göstermelik yönetim anlayışı yerine somut projelere dayanan bir yönetim anlayışı ortaya çıksın. Herkes bu sözümü rahatlıkla üstüne alabilir.
Hakkâri tarihi binlerce yıllara dayanan kadim bir üretim ve kültür kenttidir.
Ülkemizi en fazla dünyaya tanıtmış ANADOLU ATEŞİ projesi genel sanat yönetmeni akrabam kardeşim Mustafa ERDOĞAN beyin ilk kıvılcımı Hakkari kültürü folklor değerleriyle yakmıştır.
Demem o ki folkloru, dokuma sanatı, gastronomisi, tarihî değerleriyle dünya insanlığına tarh boyunca kültür sanat öncülüğü yapmış kadim bir toplumdan söz ediyorum.
Bu kadim toplumun tarihten gelen değerlerini, kaynaklarını çağımızın gerektirdiği gibi üretip işleyerek sahip çıkıp yaşatabiliriz. Bu görev ve sorumluluk ilde yürütmenin başı başta sayın valimize düşüyor, iktidarı temsil eden siyasi kadrolara düşüyor.
Projelerim sayın valimize arz edilmiştir, Hakkârimize hep birlikte sahip çıkalım.