Bugün biraz sert olacağım. Yani daha doğrusu kalemim bildiği gibi yazacak. Her seçim aynı senaryo, aynı isimler, aynı anlayış, aynı oyunlar, aynı komik telaş…
Milletvekili nedir?
Milletvekili nasıl olunur?
Bir il ve o ildeki halkı temsil etmek için nasıl bir kapasite olmalı?
İlimizde tüm partilerden toplam 100’e yakın aday adayı var. Bunların içerisinde duruşu, bilgisi, donanımı, projeleri ve gücüyle parmakla gösterebileceğimiz toplam 5-10 kişi var. Gerisi sadece listeyi şişirmek, parti kasasına para aktarmak ve gösteriştir. Bir takım elbise, kravat, arkasına üç beş adam alıp çarşıda turlamak onun gücünü göstermeye yetmez.
Husret Dinç’in başarılı bir Milletvekili olmadığını hepimiz biliyoruz. Fakat bu seçimlerde aday adayı olmaması tüm başarısızlığını örtmüştür. Ve alkışı hak eden bir davranış sergilemiştir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne Milletvekili olarak girmek ve oradaki sorumluluğu yerine getirmek çok zor bir iştir. Arkasına koruma, makam aracına şoför, cüzdanına biraz para koymak yetmiyor. Konuşma dilin olacak, eğitimin olacak, projelerin olacak, yaşadığın bölgenin ve halkının temel sorunlarını bilmiş olacak. Klasik, düz, ezber söylemlerle değil, ciddi bir ekip işiyle üretken olmalısın. Bu halkı ikna etmek için çözüm önerilerinle, başın dik meydanlarda bende varım demeniz lazım. Kimseleri asla küçümsemiyorum. Lakin nedir bu milletvekili aday adaylığı merakınız diye sormak zorundayım. Dün Bulvar caddesinde yürürken sevimli fenomenimiz Melhem’in etrafını gençler kaplamıştı. Yaklaştım ve gülümsemelerine ortak oldum. Gençlerden biri, “Hakan Abi, Melhem’e neden aday adayı olmadığını soruyoruz” diye takındılar.
Aslında siyeset yaşantımızın bir parçasıdır, kirli değildir. Siyaseti kirleten bizleriz. Seneye belediye seçimleri yapılacak. Yine yüzlerce kişi farklı partilerden aday adayı için kuyruk oluşturacak. Peki sorsam o reis olmak isteyenlere, yerel yönetim ve hizmet nedir, belediyenin görev ve yükümlülüğü nedir diye kaç aday adayı yanıt verebilir…
Halk bilinçlidir, bilgi çağındayız. Etrafta sahte kanat önderleri cirit atsalar da herkes kendi özünü ve değerlerini tanıyor, biliyor. Ehliyeti olmayan biri araba kullanmaya yeltenmemelidir. Yemek yapmasını bilmeyen biri ben aşçıyım dememelidir.
Kimi kime şikayet ediyorum ki, parti genel merkezleri de bu aday adayları içerisinde ne hikmetse akıllı ve doğru adayı göremiyor, seçmiyor.
Bu yazıyı yazarken ter bastı, sinirim orucumu tetikliyor. Efkardan bir sigara yakmadan noktalayayım bari!