Erol Hanlıgil

Erol Hanlıgil

Sen hep.. (Kardelen)

Sen hep.. (Kardelen)

Güneşin göz kapaklarına tutunmuş bütün zamanlarda “ ben nereye gitsem sen oraya gelirsin.” Yazmaya niyet bilerim; kapanır içimdeki bütün sahhaflar,  ben adına gizli bir name yazmak isterim “sen oraya gelirsin..”  Gönlümün divanında saklanırım çoğu vakit,  sana sözlerden bir gerdanlık dizerim, -suskun ve saklı- sen de bilme isterim de durup dururken “sen onu boynuna asarsın..” Bir tahta oturmadım hiç, epeyce kocadı elimde seneler.. Ben hiçbir perdenin ardına saklamadım gözlerimi..

Sözler öteye düşer bir parça, anlaşılmaz olur bazı bilirim.. Bu sebeptendir ben yüreğimi hangi sessizliğe gömsem “ sen orada dirilirsin..”  Sinesine karanlığı işlemiş gecelerle örterim üstümü, sarhoş bir deme durur  yıldızlar, ben mehtabın raksını düşlerken; unutmuş, aldanmış olmak isterim de ansızın “sen orada görünürsün..”  Benim göz-yüzümü kapatmaz boylu boyunca uzanmış bulutlar,rüzgarların omuzlayabileceği bir yağmur değildir benim taşıdığım,içimde döllenir kederin ve suskunluğun bereketli toprakları,ben yağmur olup yağsam “sen orada bitersin..” Yüreğini kaybetmiş bir şiiri, hiçbir şair emzirmez..

Hiçbir yara, yarım kalmış bir öykü kadar, acıtmaz kalbini insanın.. Seneler sonra eteğine yapışır eksik kalmışlığın.. Sen belki saçlarını tararsın,belki de nice aynalarda unutursun yüzünü.. Ben, şairlerin ve yoksulların diyarına kaçarım da “sen orada olursun..” Sesimin zerrelerine saklanır yeryüzünün bütün güzel renkleri, resim falan yapmayı bilmem,maviye boyamadım içimin hiçbir şarkısını,zehirli  sözcüklerden dizeler  topladım senelerce.. Şairlerin sürgün ülkesine çokça düştü yolum, hangi kuytuya sakladıysam da kendimi “sen beni orada bulursun..” Senin geldiğin vakte kadar hiçbir fermana tutanak tutmadı yüreğim..

Çırpınıp durdu göğüs kafesim, -bir mahpus feryadsın dilimde- bağırsam çağırsam duyar mısın bilmem.. Kimin hakkı kimin boynunda asılı kalır bilemeyiz de.. Ben  şimdilerde kaderim penceresinden hangi ufka baksam “sen orada durursun..” Dolaşıp durur içimde düşün sesi,sevdalığın nefesi.. Vurulsun,kanasın yaralansın insan, bizi uslandıran büyüten acılarımız değil midir? Sesin boğulması,nefesin kesilmesi “anlaşılmamak” üzre düğümlenir..

Ben düğümleri  çözerim de kursağımdaki düğümü çözmek kimin payına düşer bilmem.. Ben ne vakit bir çığlık atmak istesem “sen benden önce bağırırsın..” Zamanın ayarını kim kurar veya tutar.. Göğsümdeki ezgiyi söylemeye mahir değil dilim.. Sözler taşır mı bu yükü onu da bilemedim şimdi..

Belki bu susamışlığın çaresi senin gözlerinin içine saklanmıştır.. Beni kalbinle dinle isterim. Çünkü ne vakit kalbim konuşmaya başlarsa dilim düğümlenir “sen oraya gelirsin..” Ve ben nereye gitsem sen hep ama hep oraya gelirsin..

Bu yazı toplam 12175 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YASAL UYARI: Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Hakkarihabertv.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
Erol Hanlıgil Arşivi

Yol arkadaşı; ÖĞRETMEN'dir

24 Kasım 2024 Pazar 12:51

Zaman

09 Ekim 2023 Pazartesi 21:29

İNSAN OL EVLAT..!

30 Aralık 2020 Çarşamba 18:40

EHLİYETİNİZ VAR MI?

14 Eylül 2020 Pazartesi 21:28

Guşe-i Uzlet

10 Aralık 2019 Salı 22:58

NEME LAZIM..

08 Ekim 2019 Salı 14:57

BÜTÜN MESELE..

04 Ekim 2019 Cuma 08:52

Hakkari’de Lisans Savaşları(?!)

23 Eylül 2019 Pazartesi 11:12

Erol Hanligil

04 Şubat 2019 Pazartesi 10:47