Bu şehrin emaneti ve yöneticilerin mesuliyeti
Kaynak:Av. Azad Keskin
Ey bu güzel şehrin yöneticileri!
Tarih, bize güç ve iktidarın yalnızca bir emanet olduğunu defalarca göstermiştir. Nice hükümdarlar, sultanlar, emirler, şehirler ve devletler gelip geçmiştir. Ancak adaletle hükmedenler isimlerini dualarla yaşatırken, zulümle anılanlar ise halkın dilinde bir ibret vesikasına dönüşmüştür.
Nizamülmülk, ünlü eseri Siyasetname’de şöyle der: “Halkın adaletle idare edildiği bir şehir, köklü bir ağaç gibidir. O ağacın gölgesinde insanlar huzur bulur, meyvesi bereket olur. Ama o şehirde zulüm ve adaletsizlik baş gösterirse, kökler kurur, ağaç devrilir.”
Hakkâri de tıpkı böyle bir ağaçtır. Onu besleyen şey halkın güveni, huzuru ve geleceğe duyduğu inançtır. Eğer bir yönetici, halkının sesini işitmez, dertlerine eğilmezse, işte o zaman bu güzel şehrin ruhu zedelenir. Şehirler sadece yollarla, binalarla değil; halkın huzuruyla, refahıyla, güven duygusuyla yaşar.
İbn Haldun der ki: “Devletler, tıpkı insanlar gibidir; doğar, büyür ve eğer adaletsizlikle yönetilirlerse, yaşlanıp yıkılırlar.” Bu topraklar, nice medeniyetler gördü; yükselen ve yıkılan yönetimlere şahitlik etti. Ancak unutulmamalıdır ki, hiçbir şehir, adaleti terk eden bir yönetimin omuzlarında uzun süre ayakta kalamaz.
Ey yönetenler! Bugün elinizde bulunan güç, bir lütuf değil, ağır bir sorumluluktur. Bu şehir, yalnızca bugün yaşayanlara değil, yarın doğacak nesillere de aittir. Bir yönetici, sadece bugünü düşünerek değil, geleceği de gözeterek hareket etmelidir. Yaptığınız her iş, yarın ardınızda bırakacağınız bir izdir.
Şehre Hizmet, Halkın Gönlüne Dokunmaktır
Bu şehir, yalnızca yollar ve binalardan ibaret değildir. Hakkâri, onun sokaklarında yürüyen insanların hayalleri, anaların duaları, gençlerin umudu ve çocukların neşesidir. Eğer yönetici, halkın içinde yürüyüp onların gözlerine bakmazsa, dosyalar ve makamlar arasına sıkışıp kalırsa, en önemli bağ kopmuş olur. Halk, yöneticisini yalnızca tabelalarda değil; yanı başında, hayatın içinde görmek ister.
Ey yöneticiler! Bugün halka karşı duyduğunuz sorumluluk, yarın sizi nasıl hatırlayacaklarını belirleyecektir. Bir şehrin insanları, yöneticilerini saygıyla anıyorsa, bilin ki o yöneticiler adaletle hükmetmiş, halkın derdiyle dertlenmiş, davasını taşımış, kapısını herkese açık tutmuştur.
Bugün sizden beklenen, yalnızca yönetmek değil; hakkaniyetli olmak, halkın sesine kulak vermek, onların yanında durmak, gönülleri kazanmak ve adaleti ayakta tutmaktır. Zira tarih, halkına sırt çevirenleri değil, halkı için gecesini gündüzüne katanları hatırlar.
Unutmayın ki, adalet, yalnızca mahkemelerde aranan bir kavram değildir. O, sokaklarda, meydanlarda, insanların huzurunda ve vicdanlarda yaşar. Eğer insanlar hakkını almak için kapı kapı dolaşıyor, adalet yerine güç sahiplerinin insafına kalıyorsa, işte o zaman şehrin kökleri kurumuş demektir. Ama eğer bir yönetici, halkına güven veriyorsa, o şehir ayakta kalır, büyür, gelişir.
Ey Hakkâri’nin yöneticileri! Unutmayın ki, siz bugün varsınız, yarın olmayacaksınız. Ama ardınızda bıraktığınız adalet ya sizi dualarla anılacak bir isim yapar ya da unutulup gidenlerden biri haline getirir. Şehrinizi adaletle yönetin ki, adınız hayırla anılsın, halkınız huzur bulsun
Unutmayın, tarih asıl olarak adaletle anılanları değil, adaletsizlikle hatırlananları yargılar.