Gezi parkı protestoları sırasında 16 Haziran 2013'te iddaya göre polisin attığı biber gazıyla başından vurulan ve 269 gün sonra hayata veda eden 15 yaşındaki Berkin ELVAN, Türkiye'yi hatta dünyayı ayağa kaldırdı. Bu protesto yerinde ve anlamlıydı. Amaç başka çocuklarımız vurulmasın öldürülmesin...
Tarih Mart 2014. Yer Silvan Diyarbakır.
BDP mitingi sonrası olaylar çıktı. Polis ile partililer taş, sopa ve biber gazıyla birbirlerine giriştiler. Olayların içinde kalan ve başına bir cisim isabet eden 10 yaşındaki Mehmet Ezer yaralandı. Talihsiz çocuk Silvan Devlet Hastanesinde yapılan ilk müdahalenin ardından Diyarbakır Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesine sevk edildi. Acil serviste yapılan ilk müdahalenin ardından açıklama yapan beyin cerrahı doktor, Ezer'in hayati tehlikesi olduğunu açıkladı.
Berkin Elvan'ı henüz oynamaya bile doyamadığı misketleriyle toprağa verdik. Mehmet Ezer ise hastanede can çekişiyor. Çocukların dini, dili, rengi aynıdır. Dünyanın neresinde olursa olsun çocuk çocuktur. Lakin Berkin Elvan için Türkiye ayağa kalktı da Mehmet Ezer için neden aynı tepki gösterilmiyor?
Durun ben tahmin edeyim; Çünkü Mehmet Ezer bir Kürt...
Farkındamısınız acılarımıza, yassımıza ve gözyaşlarımıza bile siyaseti ve ırkçılığı katıyoruz. Van depremi için söylenen onur kırıcı demeçler beynimizden çıkmıyor. Gönderilen yardım kutularındaki renkli tangalar ve prevezatifler unutulmadı. Oysa Bolu Düzce depreminde tandır ekmeği ve otlu peynir paketleri gönderildi.
Ülkemizde yaşanan demokrasi aykırı her ayıp için sesimiz eşit çıkmalı. Rengimiz ve siyasi görüşümüz ne olursa olsun hak ve adalet yolunda omuz omuza yürümeliyiz. Çocuklarımızın ölmemesi, gençlerimizin hapse girmemesi, analarımızın ağlamaması için inadına barış demeliyiz...