Selam üzerine olsun ya Resulullah sizi bize şefaatçi kılan Allah’ın güzel selamıyla selamlıyoruz…
Ya Resulullah! Sen gönülleri fetheden, sevgi yayan, kardeşliği pekiştiren, paylaşan, damarlarda kan olup dolaşan, can olup bedene hayat veren, kalp olup cana can katan canansın…
Senin sevgin sardı sararan dünyamı, karanlık çöken çağımıza umut oldun, umut verdin, yaşama güzellik kattın bu okunmuş cahil zaman da…
Peygamberim!... Futbolun, siyasetin, mankenlerin yollarını davamız, kaptanları, liderleri, makyajdan kaybolmuş güzelleri de bilinçsizliğimizden tapılan birer puta çevirdik.
Onları tek lider, kurtarıcı ve kurtuluşumuzun yegâne temsilcileri olarak görüyor ve o yolda yeni neslimizi, evlatlarımızı yetiştirme heves ve arzusuyla, büyük bir heyecan ve gayretle mücadele veriyor ve vermeye devam etmekteyiz.
Maneviyatla dolduramadığımız can(evlat)larımızı, maddiyatla ful etme çabasındayız.
Televizyonlara daldık muhabbeti, hürmeti, hayâyı, sevgiyi, saygıyı, şefkati, merhameti unuttuk. Argo kelimeleri, müstehcen filmleri, çıplak vücutları, açık alanlarda hayâsızca hayâsızları, hareketleri görmeye başladık. Peygamber diyarlarında, âlimler ocağında, kadın hakları adı altında kadını diri diri cehenneme yaklaştırma hevesinde olanlara denk geldik.
Seni anlayana, anlatana, yaşayana ve yaşatanla alay etmeye, küçük düşürmeye, rencide etmeye hatta ve hatta ayet ve hadisleri masal hikâye diyenleri baş tacı yaptık.
Hasan ve Hüseyinlerimize Alex’lerin, Maradona’ların, Hagi’lerin isimleri ile donattık, yaşamlarını mankenlerin yaşamlarına çevirdik, hayatlarını sözü ve icraatı bir olmayan siyasetçilere yönlendirdik.
Mankenlerin, parti ve düşünce liderlerinin davasına işte davamız yolumuz bu deyip, taptık, tapma yolunda azimle yürüyor, yalancı liderlere, önderlere son peygamber bu diyenlere rastladık…
Gaflet uykusundan uyuyan gençlere hayrı değil, şer konuşmaları şer eylemlerde bulunmalarını teşvik ettik, helal dedik, güç verdik daha da ileri adım atmaları için ödüllere boğduk…
Allah, Peygamber, Kur-an diyen ağızlarla alay ettik, hakkı okuyanlara deli damgasını yapıştırdık, yapıştırılanlar ise canan dedi can demedi, seni yücelmek, hakkı üstün tutmak ve yeniden dirilmek, ayağa kaldırmak, haykırmak adına tüm benlik ve aşkının verdiği güçle abd’lıktan kopmadan dim dik ayakta durduk durmaya devam edeceğiz inşallah…
İman sahibi her insanın evi medreseye çevrilmiş, her imanlı gencin kalbi aşkınla taşmış, her gelinin çeyiz sandığı varlığınla dolmuş, her damadın sevgilisi Sen, cemaatin gayesi Sensin. Her konferansla toplananların, küçücük odalardan, meydanlara, kapalı salonlardan dev alanlara sığmayan topluluğun aşkı, şevki sensin sen oldun, sen olacaksın ve bu böyle devam edecektir.
Evlatlarını ecnebi isimle, hayatlarla, yaşamlarla büyütenler olsa da, sahabelerinden devir aldıkları İslam ve dünya topraklarında baş kaldırıp, filiz fışkırtmaktalar kardeşlerin olarak kabul ettiğin ahir zaman ümmetin…
Bugünün, Yasir’leri, Sümeyye’leri, Ömer’leri, Hamza’ları, Ebuzer’leri, Halid Bin Velid’leri, Zehra’ları Fatma’ları, Ammar’ları, Ensar ve Muhacirlerin yücelmekteler yücelen davanla, Hasan ve Hüseyin’lerin (evlatlarımız) Kur- an’la haşir neşir olmaktalar…
Allah’ım görüyorsun ki bazı kardeşlerimiz sevgilin olan peygamber ümmetinin birliği, beraberliği, kardeşliği ve dünya imtihanı olarak kendimizi tanıma maksadıyla önümüze serdiğin farklı musibetlerden dersler çıkarıp kendimize gelmek adına imtihan ederken; kardeş kardeşine beddua ediyor,
bilinçsizlikten düşmanın İslam topraklarına zulümlerini devam etmelerini diliyor. Bizler ise tüm Müslüman kardeşlerimizin içinde bulunduğu ızdıraba üzülüyor, doğru yolu bulmaları ve hidayete ermeleri için duadayız. Rabbim bizimle ol… Selam ve dua ile…