• BIST 9468.92
  • Altın 2952.122
  • Dolar 34.4839
  • Euro 36.1941
  • İstanbul 17 °C
  • Ankara 17 °C

Açlık Grevi İnatlaşma ve Çözüm

Abdurrahman Keskin

Dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde devlet yönetimi vatandaşı ile inatlaşamaz. Bu gün Türkiye’de devleti, yöneten hükümet vatandaşı ve komşu ülkeleri ile inatlaşmaya başlamıştır. 

 

Bu yıl ABD öyle istiyor diye birden bire birbirine düşman oldu Türkiye yönetimi ile Esad yönetimi. Yönetimleri kastediyorum. Çünkü Türkiye ve Suriye halkları Türkmen’i, Kürdü, Arabı ile akraba ve dostturlar düşman olamazlar.

Türkiye Suriye’ye müdahale noktasına gelince ABD bu kez de DUR BAKALIM sana o kadar yetki yok. İnatlaş, düşmanca davran ancak müdahale ve kulağını çekme benim işimdir. Sonuçta Suriye’nin petrolleri ve Akdeniz’deki limanlarına konma söz konusu olacak siz benim ileri karakolumsunuz ama yağmalama işi benim işlimdir diyerek Türkiye’ye bir duraklama talimatı yağdırdı ABD.

Irak’la bozuk, İran’la soğuk, Ermenistan’la düşman, Rusya ile ambargolu bu inatlaşma Ortadoğu’nun  yer altı ve yer üstü kaynaklarına oturmak isteyen ABD’nin işine yarıyor ve yaramalı. Türkiye’nin değil. Türkiye sadece bizim istediğimizi yapmalı diyorlar.

Şimdi gelelim esas konumuza.

AÇLIK GREVLERİ demokratik bir haktır.

Herhangi bir konuda yönetime sesini duyurma eylemidir.

Talebelerin üniversite harçlarını kaldırma protestosunu hazmedemeyen yönetim cezaevi parmaklıkları arasındaki tutuklu ve mahkumları hazmedemeyeceği belli idi. Ancak ileri demokraside bu anlayış olmamalıydı.

Sonuçta başka çareleri olmayan bu insanlar Türkiye’de insanlar ölmesin bu ölümleri durdurun diye canlarını ölüme terk ediyorlar. Şimdi bakınız; Efendim Öcalan için açlık grevidir, PKK için açlık grevidir, salıverme için açlık grevidir denilebilir.

İşin aslı o değil bu ülkede gencecik insanların ölmemesine yönelik bir eylemdir. Doğrusu da budur. İmralı’dan tecridi kaldırın müzakereleri başlatın diyenler sağ cebime para indirin demiyorlar. Bu kargaşa ortamından kan üzerine ticaret yapmak için bize ihale verin demiyorlar.

Daha dün mezun olan oğlumu 20 yıldır devlet kurumlarında hizmet yapan deneyimli kamu görevlilerinin başına buyruk yapın demiyorlar. Yönetenlere yalakalık yapıp köşelere oturalım demiyorlar.  Bunların istediği belli.

Dünyada semavi dinlerin kurallarına uygun, evrensel ilkelerin gereklerine uygun, insanca yaşamanın koşullarına uygun en kısadan insanların ölmemesi için canlarını ölüme terk ediyorlar. Ölümü, ölümlerin en çok ızdırap verici olanını, yani açlıkla ölmeyi göze alan insanlara karşı bir devlet ne yapmalıdır bunu herkesin düşünmesi gerekir.

Hükümetin bu insanların neden ölümü göze aldıklarını çok iyi anlaması ve de kavraması gerekir. Ortada bir sorun yoksa hiçbir insan boş yere göz göre göre en ızdıraplı ölüm yolunu neden seçsin ki. Türkiye’de ortalama olarak günde 5 ila 10 kişi ölüyor. Gencecik Türk, Kürt, Alevi Sunni ayrımı olmadan ölümler ve törenler devam ediyor.

El insaf bu gencecik cenazeler için cezaevindeki insanlar bedenlerini ölüme veriyorlar da bu ülkeyi yönetenlerin kılı neden kıpırdamıyor. Beyler, başkenttekiler güçlü devlet; vatandaşını, koyununu, kuzusunu, tavuğunu dahi ölüme terk eden devlet değildir.     

Ne olursa olsun bunlar teröristtir ölsünler anlayışı hiçbir inanca, hiçbir ideolojiye, hiçbir evrensel insan haklarına uygun değildir. Bu insanların ölümlerini gerektiren koşulları belirleyip düzeltmeye gitmelidir yönetim.

Bu ülke bu ölçüde öldürmeleri

Bu ülke bu ölçüdeki tutuklamaları

Bu ölçüdeki açlık grevlerine seyirci kalmayı taşıyamaz.

Mısır’da Hüsnü Mübarek %74 oy olarak iktidar oldu ama onun iktidarı ülkeyi refaha ulaştırıp yönetmesine yeterli olmadı. Kişi makamına güvenerek başkasının hakkına tecavüz ederse devletini kaybeder.

Bugün bu ülkenin yönetimini sürdürenler iyi yönetemiyorlar. Başbakan önceki gün akşam haberlerinde Ankara’nın ulusunda bayrak sallamak kolay gel de Hakkari’de bayrak salla diyordu.

Yani Hakkari’de sallayamazsınız diyor.

Hakkari Türkiye’nin bir ili her kurumunda her noktasında Türkiye Cumhuriyeti’nin bayrağı dalgalanmaktadır. AKP’nin seçilmişleri ve atanmış yöneticileri siz başbakana yanlış bilgi mi verdiniz.

Daha dün Cumhuriyet bayramı yerinde ve törenin de 100’lerce 1000’lerce Türkiye Cumhuriyeti bayrağı taşınmadı mı? Bu ilde hiç kimsenin bayrakla, sınırla, resmi dil ile bir anlaşmazlığı yoktur. Bu ülkenin bölünmesini isteyen yok.

Bu ülkede herkesin kendi kökeni, kendi ana dili, kültürü, tarihi, geleneği ile özgürce yaşama isteminin mücadelesi var.

AÇLIK GREVLERİ ne cinayettir ne şiddettir ne de suçtur. Bu ülkede gencecik yaştaki ölümlerin son bulması mücadelesidir.  Sizler dışarıda özgür ortamda öldürmelere karşı çıkmıyor iseniz bizler içerde ölümlerin durması için durdurulması için canlarımızı feda ederek karşı çıkıyoruz mücadelesidir.

Bir kez daha Hakkari’den hükümete başkenti yönetenlere, savaştan, kandan kargaşadan vurgun vuranlara sesleniyoruz.  YARIN ÇOK GEÇ OLABİLİR

YARIN TELAFİSİ MÜMKÜN OLAMAYAN ZARARLARA UĞRAYABİLİR BU ÜLKE VE BU İNSANLAR.

TÜRKİYE BU ÖLÜMLERİ, BU KARGAŞAYI, BU SAVAŞI, BU TUTUKLAMALARI ARTIK TAŞIYAMAZ.  

Geliniz yeni acıların, kırılmaların yaşanmaması için AÇLIK GREVLERİ konusunda herkesi ama herkesi duyarlı olmaya çare bulmaya çağıralım.

El birliği ile çözüm bulmaya çalışalım.

Barış için, özgürlük için, demokrasi için, sesimizi yükseltelim.

Başbakanı gereksiz gündemlere yönelten dost gibi görünen başbakanının düşmanlarına dur diyelim. Yarının geç olacağını anlatmayan anlamayan başbakanın dostları nasıl dostturlar yoksa rantları mı elden gider.

Bu ülkede halka yazık ediyoruz geliniz barışı, dostluğu demokrasiyi kuralım. Türkiye’de Kürt sorunu çözülmeden hiç kimse kusura bakmasın bu ülkede huzur, refah ve kalkınma olamaz. AKP’nin %50 oyları CHP’nin muhalefeti Kürt sorununu çözmeden bu ülkeye yarar getirmez.

Bu yazı toplam 3160 defa okunmuştur.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Hakkari Haber TV | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel :
FEYZULLAH TAŞ- 0.(505) 440 39 66
SAVAŞ TAŞ - 0.(545) 864 4868
YUSUF TAŞ- 0.(544) 346 1740 | Haber Scripti: CM Bilişim