Zaman çok hızlı akıp gitmektedir. Göz açıp kapatana kadar hayatta birçok değişiklik yaşanmaktadır. Zamanın nasıl geçtiğini dahi takip edemez duruma geldik. Hayat artık hızlı yaşanması gereken bir mücadele biçimidir.
Zamanın hızlı geçmesinin sanılmasında teknolojinin gelişiminin de etkisi oldukça fazladır. Çünkü teknoloji hızlı yaşamayı öngörmektedir.

Bundan önceleri yeni bir icat için ya da bir bilgiye ulaşmak için daha uzun sürelere ihtiyaç duyulmuşken günümüzde ise teknoloji sayesinde bu süre oldukça kısalmış durumdadır. 
Okula yeni başlayan çocuklarınızı düşünün ya da yeni kayıt olduğunuz bir kurumu düşünün, çocuğunuzun ne kadar hızlı sınıf atladığını, uğrunda hazırlık yaptığınız sınavın ne kadar erken geldiğini ve bu şekilde hayatın ne kadar hızlı geçtiğini hemen fark edeceksiniz.

Belki de bu hızlı akış hazırlıklarınızı dahi etkileyecektir.
Zamanın hızlı geçtiğinin sanılmasının yaş ile bir bağlantısı olduğunu düşünen bilim insanları mevcuttur. Bu bilim insanlarına göre yaşı küçük olanlara göre zamanın daha yavaş geçtiğini, yaş aralığı 30 ve daha üstü olanlara göre ise zamanın daha hızlı geçtiğini belirtmektedirler. Yaşı 30 üstünde olan kişilerin bu yaşa kadar nasıl geldiklerini hatırlamadıkları ve yaşamın hızlı geçtiğine inandıklarını söylemektedirler.

Zamanın hızlı geçmesinde hayat tarzlarının da önemli bir etkisi görülmektedir. Bir uğraş içerisinde olan kişiler için yaşamın akışı hızlı olurken bir uğraş içerisinde olmayan kişiler için akış daha yavaş olmaktadır. Ancak her iki hayat biçiminde de hayat bir şekilde geçmektedir.

Zamanın hızlı ya da yavaş geçmesinden çok bu zaman içerisinde neler yapıldığı daha önemlidir. Üretken zamanlar geçirmek, hayata ve beşere dokunmak, çorbada tuzunuzun olması akış hızından daha önemlidir. Uğrunda birçok fedakârlık yaptığınız hedef için zamanınızı tüketiniz. Bu şekilde hayat daha anlamlı hale gelecektir. Tükettiğiniz zamana gerçekten değecektir.

Zamanın ne kadar olduğu insanoğlunun elinde olmayan bir durumdur. Bir yılın, bir günün süresini tabii değiştiremeyiz. Ancak bunların içini doldurmak bizlerin elindedir.
Engellenemeyen hızı en iyi şekilde değerlendirmek için;
Kontrollü olun
Ne istediğinizi bilin
Destek almaktan çekinmeyin
Güncel olun ve gündemi takip edin
Planlamalar yapın
Süre ayarlamanızı iyi yapın
Kendiniz için yaşadığınızı bilin vs.
Anne Swetchine’nin dediği gibi

“Tanrı’ya şükür GEÇ ile ÇOK GEÇ arasında büyük fark var.” 
Çok geç kaldım demek yerine daha zamanım var ve zamanımı en iyi şekilde değerlendireceğim demek daha uygun olacaktır. Bu şekilde düşünerek engellenemeyen hızı kontrol edebilirsiniz.

Yaşlanıp geçmişinizi gözden geçirdiğinizde dolu dolu bir hayatı geride bırakmak kişinin kendini gerçekleştirmesinde yardımcı olacaktır. Daha huzurlu ve üretken bir yaşlılık geçirmenin temelinde bu tür bir yaşam geçmektedir.