Ankara Türkiye’nin başkenti ise, Antalya turizmin başkenti ise, Van İran’ın başkenti ise (mecaz), Hakkari de acıların başkenti idi.
Tüm yaşantımız boyunca hep sürgün yeri ve terör ile anıldık ve tanındık. Şuan gönül rahatlığıyla gururla şunu diyebilirim ki; Hakkari Türkiye’nin en rahat ve en yaşanılır yerleşim birimidir.
TV programları Hakkari’yi işliyor.
Bürokrasi her hafta Hakkari’yi ziyaret ediyor.
Batıdan ilimize turlar düzenleniyor…
Ressamlar, sanatçılar, dernekler, sivil insiyatif gurupları ziyaretler gerçekleştiriyor…
Konferanslar, konserler, sanatsal faaliyetler buradan yankılanıyor..
Hakkari’li gençler çeşitli dallarda dereceye giriyorlar.
Hakkarililer çeşitli etkinlikler için Anadolu’nun her köşesine davet ediliyorlar…
Festivaller, yarışmalar düzenleniyor…
Tüm bunlar demek oluyor ki, silahlar tutukluk yaparsa huzur ve barış devreye girer. Çatışma ve gerginlik olmazsa yaşadığın bölge bir cennet olur. Hakkari’de kanser ve kalp krizi riski son zamanlarda arttı. Bunun gerekçeleri arasında biber gazı, stres, sıkıntı etki yapmadı mı? İlimizde tansiyon yeni düştü ve normale döndük. Yaşamdan tat almaya başladık.
Hakkari’de Ramazan geceleri görüntüsü Taksim meydanını aratmıyor. Fuar, açık pazar, festival, eğlence ve karnaval tadında sahura kadar herkes mutlu ailesi ve sevdikleriyle sabahlıyor. Her sokakta demlenen kaçak çay, közde pişen mısır, hanımların evlerinde hazırladıkları tatlı çeşitleri, her türlü yiyecek ve içeceklerle renkli görüntüler göz dolduruyor.
Geçenlerde Bağışlı köyünde düzenlenen uşkun festivalinde ilimizin sevilen valisi Cüneyit Orhan TOPRAK, hepimizi duygulandıran bir açıklama yaptı. Vali Toprak; “Bir gün Hakkari’den gitmek zorunda kalırsam, nerede olursam olayım her yıl ailem ile birlikte mutlaka buraya geleceğim ve sizlerle kucaklaşacağım. Bunu ömrüm yettiği sürece hep tekrarlayacağım”…
Ben dikkat ettiyseniz Hakkarisözkonusu olunca her makalemde mutlaka sayın valimize değiniyorum. Çünkü bu huzurlu ve güzel günleri kendisine ve ekibine borçluyuz. Bazı zihniyetler bu duruma sinir olsalar da bize insanca yaşama hakkı sunan vali Toprak’a minnet ve şükranlarımızı her zaman haykıracağım.
Hakkari normale döndü, herkes mutlu ve huzurlu. Lakin sadece birkaç kördüğüm kaldı. Bunları da çözersek herşey daha da iyi olacaktır. Birincisi, bayram geleneğimizi yok etmişiz. Eski bayramlar eskilerde kaldı. Yeniden bu geleneğimizi yaşatalım.
Akraba, komşu ve dost ziyaretlerimizi arttıralım. Bayramın birinci günü klasik resmi bayramlaşmayı genişletelim. Mesela valimiz ve yönetim kadrosu değişik birkaç mahalleye çat kapı bayram ziyaretinde bulunabilirler.
İkinci ve en büyük sorunumuz işsizliktir. KHK ve taşeron mağdurlarının işlerine geri dönmelerini, açlık ve çaresizliğe mahkûm edilen çocuklarına ikinci bir bayram sevincini yaşatmalıyız…
