Hakkari heyeti olarak son 1 yılda üç kez Ankara'ya gittik. Saygın tüm bürokratları, STK temsilcilerini, siyasi parti liderlerini, yazarları, yani gidilmesi gereken her adrese gittik, çalmamız gereken her kapıyı araladık.
Tüm taleplerimize rağmen Cumhurbaşkanımız Erdoğan bizi kabul etmedi ve randevu taleplerimiz karşılık görmedi. Kayseri'ye bir resmi oluşum için gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Hakkari Ticaret Odası Başkanı Servet Taş ve HATSO Meclis Başkanı Nazım DEMİR kısa süreli ve ayakta bile olsa görüşme imkanı buldular. Bu görüşmelerden de umutlu ve olumlu bir sonuç çıkmadı.
Her ilden bazı kannat önderleri Külliye'ye iftar yemeğine davet edildi. Sayın Erdoğan orada da Hakkari gurubuna olumsuz cümleler sarf ederek ilçe olacağımızın sinyallerini vermişlerdi.
Sanatçımız Yılmaz Erdoğan Başbakan Binali Yıldırım ile özel görüştü. Çıkışta asık yüzüyle, kısık sesiyle şunları söylemişti; "Hakkari için umutlu şeyler söylenmiyor. Yapacak bir şey yok, üzgünüz"...
Günlerce Ankara'ya dağıldık, uykusuz geceler yaşadık, meclisi mesken tuttuk. Tüm partilerin gurup toplantılarına iştirak ederek "Hakkari il kalsın" pankartlarını açtık.
Tüm hareketlilik başkentte yaşanırken Hakkari sokaklarında tansiyon ise hiç düşmedi. Derken kısa bir süre önce Şırnak heyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan ile bayram arifesinde buluşma imkanı buldu. Heyet üyeleri görüşmenin olumlu geçmediğini Şırnak ve Hakkari'nin ilçe olacağını belirttiler.
Bu söylemler dağılırken bende komisyon ve STK temsilcilerine danışmadan basın olarak başkente yol aldım. Ankara'da çalışmalar yürüten Ak Parti İl Başkanı Nurettin Fırat, CHP İl Başkanı Aytekin Karahanlı ve MHP İl Başkanı Fatih Özbek ile ayrı ayrı görüşüp fikir alışverişinde bulundum. Hakkari ile ilgili tüm temaslarımda HATSO Meclis Başkanı Nazım Demir de destek oldu.
Şırnak ve Hakkari meselesinde muhalefet partileri başından beri bizi hep desteklediler. Bu kördüğümü çözecek tek güç ve tek partinin MHP olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Genç başkan Özbek bu bilinç ile aylardır ailesini de ihmal ederek maddi ve manevi çöküntü yaşayarak Hakkari için başkentte nöbet tuttu. Bir ayağı mecliste, diğer ayağı MHP genel merkezinde ter döktü.
Uyum yasaları görüşüldüğü için Ak Parti adına Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş ve MHP adına Grup Başkanvekili Erkan Akçay yoğun bir çalışma içine girdiler. Odasına kapanan Akçay hiçbir görüşme ve ziyareti kabul etmiyordu. Hakkari basını ve Hakan Taş denildiğinde beni içeri buyur ettiler.
İl Başkanı Fatih Özbek ile birlikte makam odasında görüşme gerçekleştirdik. Masasında istiflenen yüzlerce dosya vardı. Masasındaki dağınıklık ne denli yoğun olduğunun bir göstergesiydi. Makam koltuğundan çıktı ve bana yakın oturdu. Anlamlı ve geniş yanıt bekleyen, herkesin içinden geçen soruyu yönelttim;
-Sayın Akçay, biz halk olarak hep bu korku ile mi yaşayacağız. Ne olacak bu halimiz. Şayet MHP'ye rağmen sayın Erdoğan bizi ilçe yaparsa tavrınız ne olur?
"Sayın Taş, bu haksız karar kabul edilemez. Şehircilik ve mülki idarecilik karıştırılmamalıdır. İl sayısının arttırılması ülkemize katkı sunar. MHP olarak Şırnak ve Hakkari'nin ilçe yapılmasını doğru bulmuyoruz. Meclis açıldığında bu konu karara bağlanmış olacaktır.
Bize rağmen Şırnak ve Hakkari il statüsünden çıkarılırsa bu durum bizi çok üzer. Ve bu karara karşı itiraz hakkımızı kullanacağız. Uyum yasaları ve iç tüzük çalıştayı yapılırken bu konu özellikle karara bağlanacaktır. Şırnak ve Hakkarili vatandaşlarımız rahat olsunlar. Şırnak ve Hakkari bizim için olmazsa olmazımızdır."
Erkan Akçay'ı her partili çok seviyor. MHP'nin adeta beyin gücüdür. Gündüz mecliste bitiremediği dosyaları evinde çalışarak devam eder. Ülkesine ve partisine aşık bir adamdır. Kendisine dair anlatacak çok şey vardır. Artık onu Hakkari milletvekili olarak görmekteyiz ki her ihtiyaç duyduğumuzda yanımızda görmekteyiz. Hakkari'den Ankara'ya sadece soruma yanıt almak için gittim ve mutlu döndüm.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile MHP lideri Devlet Bahçeli fikir koalisyonu ile yeni bir döneme birlikte girmeye başladılar. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Bahçeli'yi Hakkari konusundaki ısrarına aldırış etmemesi düşünülemez. HDP ve CHP'ye tepkili görünen hükümet MHP'yi kendisine küstüremez diye düşünüyorum. Çünkü bu zorlu süreçte MHP'ye ihtiyaç var.
Akçay ile yaptığımız ikili görüşmede il başkanı Özbek de hazır bulundu. Çıkışta Fatih Özbek, özel kalem müdürü Didem hanıma Hakkari'den bir isteğiniz varmı haftaya yine geleceğim dedi. Bende içimden kesin ya bal ya da kaçak çay isteyecektir diye beklerken; "Biz hepimiz ve herkes sadece Şırnak ve Hakkari'nin il kalmasını istiyoruz"...dedi.
Hakkari'nin durumuyla ilgili herkes elinden geleni yaptı lakin Servet Taş ve Fatih Özbek'in hakkını asla ödeyemeyiz. Onların Ankara'da neler çektiğini en çok ben biliyorum ve gördüm.
Hakkari'nin siyasi görüşü HDP ağırlıklı olsa da kaderi MHP'nin elinde. Ve MHP Hakkari'yi gündeminden düşürmüyor. Son dakika bir gelişme olmazsa Hakkari il kalmaya devam edecektir diyorum. Ve herkesin bu korkuyu içinden atmalarını istiyorum.
