Geçen hafta sınav heyecanı vardı tüm yurtta. Sınavdan çok, tercihi yanlışlıkla Hakkari’ye verilen Kastamonu’lu genç Sedat TOYGAR konuşuldu. Gazete ve televizyonlar geniş yer verdi bu olaya. Bende kızarak ve gülerek okudum ve izledim olanları.
Kastamonu Tosya ilçesinde yaşayan Sedat TOYGAR, kendisinin şifresini bilen bir arkadaşının sınav yeri tercihini değiştirmesi nedeniyle Yükseköğretime Geçiş Sınavına ilimizde girdi. Hakkari görünce şok yaşayan genç ÖSYM’ye daha sonra da polise başvurur. Derken tüm bu gelişmeler medyaya da iyi bir malzeme oluverir.
Mesele tercihin yanlışlıkla Hakkari’ye yapılması olayı değil. Mesele Hakkari’ye olan farklı bakış açısıdır. Hakkari’yi dışlaya dışlaya bu hale getirdiniz. Sadece terör olaylarının yaşandığı, sokak çatışmalarının bitmediği, kepenklerin hergün kapalı olduğu kent olarak bilindi. Oysa Hakkari’de de bir yaşantı var. Burada insanlar yaşıyor. Farklı kentlerden gelen binlerce tayinci de var. Keşfedilmemiş doğa güzelliklerine değinmeme bile gerek yok.
Bu sınav karmaşılığı olayında şu gerçek ortaya çıktı ki burası başlı başına ayrı bir kent, ayrı bir ülke. Bir çok gazetede “TaaHakkari-1400 Kilometre yol” başlıkları atıldı. Tüm bu yazılanlar, tepkiler kaş yapayım derken göz çıkartma olayına benziyor.
Evet, Türkiye’nin en uzak kentiyiz.
Dünyaya açılan sadece bir anayolumuz var.
Fabrikası olmayan, işsizliğin kol gezdiği, gelişmeyen bir kentimiz var.
Ama hiçbir yerde olmayan dost sıcaklığımız ve insanlığımız da var.
Hakkari’den bir genç Kastamonu’ya sınava girdiğinde haber olmaz da, Kastamonu’da bir genç Hakkari’de sınava girdiğinde manşet oluveriyor. Yani sizin anlayacağınız “köpek insanı ısırırsa haber olmaz ama insan köpeği ısırırsa haber olur”…
Haziran ayında Rektörlük sınavı var. Bu yıl Hakkari üniversitesi kampüsü inşaatı başlıyor. 2 yıl içinde modern bir üniversiteye kavuşacağız. Burada eğitim görmek isteyecek okumak için gelecek her öğrenci için ayrı bir manşet mi atılacak.
Hakkari’liyiz diye dışlanıyorsak, Hakkari bu haritada görüntü kirliliği oluşturuyorsa,
Herkes potansiyel suçlu görüntüsüne büründürülüyorsa, Hükümete çağrım şudur; Van’ı deprem vurdu bizi de siz kapatın, kilitleyin. Madem kiherşeyimiz göze batıyor yeni anayasal düzenlemelerle bir ilke imza atın ve “30” plakayı kaldırın.
