Hakkari ilimiz son bir haftadır en yağışlı günler gördü. Tüm bulutlar birleşti ve gökyüzü ağladı. Sonbaharın bir diğer adı ayrılıktır. O yüzden sonbahardan hep korkarım. Dökülen kuru ve sarı yapraklar nedense canımı acıtır. Hani insan bazen “şuramda bir sızı var” der ya… İşte o sızı ve sancı çok sevdiğin ve değer verdiğin birisinin uzaklaşması anlamına geliyor.
Elbet birgün gidecekti. Bu gerçeği bizde biliyorduk. Ama yine de bize çok acı geldi. Çünkü kendisine o kadar çok alışmışız ki… Birlikte çalıştık, birlikte ilimiz için ter döktük. Çünkü ikimizin ortak yanımız Hakkari’ye olan sevdamızdır.
Erzincan’lıydı, Kayseri’de okudu, Ankara’da yaşadı. Ama Hakkari ile bütünleşti.
Bize ve kentimize çok şey kattı. Herkesin yüreğine adını yazdırdı, Hiçbir vali bu kadar çok sevilmedi. Hiçbir vali Hakkari’yi bu kadar çok sevmedi. Değerlerimize anlam kattı, kaybolan huzurumuzu bize yeniden kazandırdı. Çocuklarla çocuklaştı, gençlerle birleşti, kadını ve yaşlısıyla dertleşti. Devleti simgeleyen flamalı aracıyla en uç köşeye kadar cesurca gitti.
Vali Toprak Hakkari toprağına bereket saçtı. Barut kokan dağlarda çiçekler yeşertti. Eğitime önem vererek kaliteyi arttırdı. İşkur ve diğer tüm alımlarda torpil dönemini kapatarak Noter ve halk huzurunda kura çektirdi. STK temsilcileri ve kanaat önderleriyle ayda bir toplantılar düzenleyerek kentimizin sorunlarını dinledi.
Eşi Funda Toprak gittiği her yerde 80 yaşındakiler dahil herkes düğme ilikleyerek “hoş geldin yenge” diye hitap etti. Çünkü vali Toprak bu şehirde herkesin kardeşi ve ağabeyi olmuştu.
Ve şimdi ayrılık zamanı. Bize sunduğun tüm hlzmetler için, bize verdiğin değer için, bizi tertemiz sevdiğin için, huzur ve barış ortamı için size minnetarız. Bize çok hakkınız ve emeğiniz geçti. Hakkını bize helal et sayın valim…
Biz Hakkari halkı yaşadığımız sürece yüreğimizde sevgin, dudağımızda ismin eksik olmayacak. Konya’ya kıyağımız olsun.
“Dağların başkenti Hakkari” sloganını bize kazandırdınız. Sizde bizim gönümüzün başkentisiniz.
Seni seviyoruz ve hep seveceğiz koca yürekli adam…