2020 yılının bize hediye ettiği, bize bela ettiği, bize saldığı ve bize bulaştırdığı koronavirüs ile cebelleşiyor dünya.

İlk kez 12 Aralık 2019’da Çin’in Wuhan eyaletinde çıkan ve üç ay gibi kısa bir sürede dünyanın dörtte üçünde etkisini gösteren koronavirüs toplu ölümlere, karantinalara, uluslararası sınırların kapatılmasına ve insanların evlerinde çıkmamasına kadar bir sürü önlemler aldırdı hükümetlere.

Şimdi bu hastalığı yenmek, adı geçen virüsün etkilerini sıfırlamak ve normal hayata tekrar dönmek için tıp bilim adamları yoğun mesai yapıyor.

Neleri mi hatırlattı bize bu koronavirüs?

İnsanoğlunun acziyetini,

Yüz yılda bir de olsa gelen bu tür salgın hastalıklar karşısında insanların içerisine düştükleri korkuları,

İnsan sağlığının önemini,

Temizliğin ne kadar gerekli olduğunu,

Böyle bir salgın durumunda ülke sınırlarının her türlü geçişlere kapanmak zorunluluğunun doğduğunu,

Eğitimlerin aksatıldığını,

Ülkelerin ekonomilerde S.O.S verdiğini,

Trilyon dolarların buhar olduğunu,

Turizm, spor ve her türlü etkinliklerin ertelendiğini ve yapılamayacağını, 

Mal, mülk ve makamların bir hiç olduğunu, insan sağlığının karşısında bir değerinin olmadığını asıl önemli olanın sağlıklı bir yaşam olduğunu,

Ve nihayetinde yüce yaratıcının kısaca Allah’ın gücünün üstünde bir güç olmadığını ve gözle görülmeyen bir virüs vasıtasıyla neleri yapabileceğini kör beyinlere bir kez daha göstermiş oldu.

Yapabileceğimiz tek şey tedbiri elden bırakmamak, kurallar uymak, evden dışarı çıkmamak, temizliğe aşırı dikkat etmek ve bol bol dua etmektir.

Tıbbi olarak ta gerekli önlem ve tedbirler alınıyor.

Gerisi bize kalmış değil mi?

Haydi artık onu uygulayalım.