Türkiye Elazığ’da meydana gelen 6,8’lik depremle sarsıldı. Uzun bir süreden sonra gelen bu afet maalesef onlarca canımızın yitirilmesine ve binleri bulan yaralının meydana gelmesine yol açmıştır. Adı üzerinde afet yani cana ve mal kaybına yol açan deprem, yangın, çığ ve sel baskınları gibi büyük tahribatları içermektedir.
Elazığ ve Malatya’ya geçmiş olsun diyoruz.
Türkiye’miz maalesef deprem kuşağındadır. Tarih boyunca büyük depremlere maruz kalmış ve yüreklerimizi dağlayan olaylar meydana gelmiştir.
Yakın tarihimizde 1999 yılındaki Marmara ve 2015 Van depremi halen hafızalarımızdadır. Her iki depremimizde de binleri bulan can kayıpları ve on binlerce vatandaşımız yaralanmış ve milyarlarca liralık maddi hasar meydana getirmiştir.
Ancak gönlümüzü ve içimizi ısıtan, bizi teselli eden her türlü ayrımcılık ve tüm nefret söylemlerine rağmen halkımız doğusuyla batısıyla nerde bir afet yaşanmışsa orada canıyla malıyla destek olmuş ve büyük devlet olma özelliğini bir kez daha göstermiştir.
İşte tasada ve kıvançta bir olmanın en büyük belirtisi!
Ancak sosyal medya hesaplarından kin kusan, halkı tahriklere sürüklemek isteyen ve ayırımcılıkta sınır tanımayan sadist, narsist ve şizofreni hastası olabilecek birçok kişilerin mesajlarını da görüyoruz. Bunlar her şeyden önce insanlıktan nasibini alamamış, bir devlet vatandaşlığının gereklerini kavrayamamış kişiler olarak kabul edebiliriz bunları.
Dikkat ettiyseniz insan demiyorum bunlar için. Ve Allaha Şükürler olsun ki bunlar gibilerinin sayıları çok az bulunmakta yurdumuzda. Bu da en büyük teselli ve övünç kaynağımız.
Bugün Elazığ ve Malatya’da olan deprem yarın -Allah Korusun- yurdumuzun başka bir yöresinde olmayacağı ne malum. Bugün buralara yapılan ve yapılacak yardımlar yarın afet anında herhangi bir vatandaşımızın bulunduğu köye, ilçeye, şehire ve bölgeye yapılacaktır. İşte bunun idrakinde olan ve meydana gelen afeti kendi bölgesi ve kendi evinde olmuş gibi hisseden milyonlarca vatandaşlarımız yardımlar için seferber olmuşlardır.
TV kanallarını veya siyasileri izlediğimizde, yaptıkları konuşmalarda bu ülke vatandaşlarının hemen hemen hepsinin zıt kutuplarda ve birbirleriyle düşman gibi düşünüyor insan. Hâlbuki -Allah Korusun- böyle afetlerde bunun böyle olmadığı Türkiye’mizin doğusuyla-batısıyla, kuzeyiyle ve güneyiyle her daim büyük afetler karşısında yekvücut olduğu ve ırk, düşünce ve parti gözetmeksizin yardımlara koştuğu, seferber olduğu ve ellerindeki tüm imkânları kullandığı görülmektedir.
Devletleri oluşturan bireylerin bu kara günlerde bu büyük afetlerde birlik ve beraberlik şuuru ve çabası içerisinde olmaları her şeyin üstündedir. Türkiye’miz işte bunu başarıyor ve bunu gösteriyor. Dost ve düşman bu günlerde bizleri çok daha iyi tanımakta ve gözlemlemektedir.
Deprem duyulur duyulmaz devletiyle, vatandaşıyla, ordusuyla, AFAT, Kızılay, STK ve siyasi partileriyle afet yerine koşan ve bir vatandaşın bile burnunun kanamaması ve kurtarılması için canla başla çalışan bu ülke halkı vatandaşlık bilincini tüm zerreleriyle hissetmektedir.
Budur bizi bir ve beraber yapan. Bunu da maalesef ancak böylesi büyük bir afet ve olaylarda yaşayabiliyoruz.
Allah her türlü afet ve kaza beladan yurdumuzu kurtarsın.
Bir kez daha Elazığ ve Malatya halkına geçmiş olsun diyor, ölenlere Allahtan rahmet, yaralı vatandaşlarımıza acil şifalar diliyor, acılarını paylaşıyoruz.
Her türlü katkılarda yanlarında olduğumuzu bir kez daha hatırlatıyoruz.